Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Altan EKMEN->EĞİT-ÖĞRET(İM) [ Arama ]

EĞİT-ÖĞRET(İM)
Başlık EĞİT-ÖĞRET(İM)
Açıklama 27 Mayıs 2009 tarihli Demokrat Gümüşhane Gazetesindeki yazısı
Siteye Ekleyen Recep Ergin
      İnsanlığın tarihi kadar eskidir eğitim tarihi… Varlığının farkına varan insanın ilk buluşu, karşısındaki ile iletişim kurmak olmuştur. Aklından geçenleri karşısındakine anlatmakla başlamıştır ilk eğitimine. Anlaşıldığını anlamıştır ilk önce. İşte her şey bu “anlaşılmış” olmakla başlamış ve gelişmiş, büyümüş, serpilmiştir istekler.

       Anlaşabildiklerini fark eden insan dayanışmayı öğrenmiştir sonradan. Birlikte daha kolay ve daha çabuk işler başardıklarını fark edince, birlikte olabilmeyi arzu etmiştir. Birlikte olmak hiçte kolay olmamıştır; öyle gel deyince gelmemiştir insan; çekinceleri, korkuları, ince hesapları, hinlikleri, cinlikleri olmuştur.

        Paylaşmak, bölüşmek, adaletli dağıtım, eşit paylaşımı çok zor gerçekleştirebilmiştir; hatta bugüne değin bunu başaramamıştır diyebiliriz.  Çünkü insan öyle planyadan çıkmış gibi aynı boyda aynı huyda değildi. Aslında bütün mahlukat aynı yaradılışta idi. Aynı boy ve aynı renkte görülen penguenlerin bile güçlüsü, zayıfı vardı. Hal böyle olunca daha güçlü olan daha fazlasını istemekte, güçsüz olan ise kendisine reva görülenden biraz daha fazlasına sahip olmak için çareler aramakta idi.Örgütlenmek geldi insanın aklına; işbölümü, yetkilendirme ve kanun yapmayı denediler kendilerince. Kanunda ne demekti; güçlüğü güçsüzleştirecek gücünü elinden alacak bir manevramıydı; yoksa güçsüzleri avutmak için bir uydurmaca mı sayılırdı? Bu endişeler hiç yok olmadı kanunlarda ve yasa koyucularda. Her yasa koyucu, gücü korudu kolladı tarihte. Yasalar ve örgütlü toplum devlet teşkilatını ortaya çıkardı zamanla. Önce küçük şehir devletleri(polis) peyda oldu eski Roma'da. Bu devletçikler otoritesini kanunlarla kullanırken, örgütün halkın isteklerinden mi doğduğunu yoksa bu örgütün “gücü”mü temsil ettiğini unutup, gücü zinde tutmak için halkı unuttular. Halk unutulunca, halk hiçe sayılınca gücü temsil edenler aşağıdakileri sınıflara ayırdılar: Köleler, köylüler, işçiler, burjuvalar, din adamları, asiller, şansölyeler ortaya çıktı. Yapılan yasalar güçsüzü korumuyor, güçsüzü yola getirmek için bir araç olarak gücün elinde mazlumun tepesinde duruyordu.

      Bu böyle gidemezdi; halk daha fazlasını hak ediyordu ve buna layıktı. Gücü buna inandırmak gerekliydi ama bu o kadar kolay değildi. Kolay olanında bir kıymeti yoktu aslında. Başarmak için uğraş, alın teri gerekliydi. Gerekirse ölmek lazımdı. Bunun için isyanlar ihtilaller oldu; ama bir isyan vardı ki, dünyanın tarihini değiştirdi. Ve bunun için insanlık tarihi 1789 Fransız İhtilaline kadar beklemiş, sabır göstermişti. Tüm dünyayı etkiledi bu ihtilal. Ne gerek vardı sınıflara, ne gerek vardı krala kraliçeye. Halk yönetim ihtiyacını yine kendi içinden uygun bulduğu birisi ile yapamaz mıydı? Yapardı elbet… Derken halk demokrasi ile tanıştı. Demokrasi ile tanışan halkın güvenliği, kişilik hakları, sosyal ve ekonomik hakları devlet tarafından korunduğuna göre, artık en büyük ihtiyaç insanın kendini eğitmesi ve geliştirmesi olacaktı.

      Eğitim ihtiyacı her geçen gün artıyor, artan eğitim ihtiyacı ile insanlar yeni icat ve keşifler yapıyor, insanın hayat kalitesini artırıyordu. Hayat kalitesi artan insan, çevreye daha fazla zarar veriyor, atmosferi daha çok kirletiyor, tabi varlıkları yok ediyordu. Kaynakları insafsızca kullanıp dünyanın geleceğini hiçe sayıyordu. Bunun önüne geçmenin yolu da eğitimle ilgili idi; ancak gücü temsil edenler henüz yok olmamışlardı. Demokrasi, gücü sadece kontrol altına almayı başarabilmiş ancak onu ortadan kaldıramamıştı… Kaldırmasının yoluna neler feda etmeliydi? Daha ne fedakarlıklar yapmalıydı? Nasıl başarabilir di? Bunun için dünyada beş milyar insan aynı şeyi sormaya dursun; Atmosfere ayılan karbon salımının azaltılmasına gelişmiş devletler karşı çıkmakta, Kuzey Kore nükleer bomba denmesi yapmaktadır.

     Bu söylenenler ne zaman  olmakta derseniz:  Cevabımız Mayıs 2009' dur.Acaba eğitimi de ilk yasa yapanlar gibi aldatmaca olarak mı görüyorlar?
Oyu Puanı: 6 - Ortalama: 4

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 15 (0 Kayıtlı Üye 15 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 0.82411 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu