Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Düzenli haber dinleyen insanların sayısı fazla değildir sanıyorum. Her gün belli saatlerde haber dinleyerek etkilenen insanların sayısı fazla değildir. Ülkesinde olup biten olayları öğrenme gereğini duyan insanlardan daha azıda dünyada olup biten olayları izleme gereğini duyanlardır.
Yaşadığımız ülke ve dünyadan haberdar olma isteği insani bir istektir. Bir insan olarak yaşananlara ilgisiz kalamam diyen kimseler, haberlerin takipçileri olacaklardır. Haberleri öğrenme ve takip etmede en önemli araçlar televizyonlardır. Televizyonları haber dinleme amaçlı olarak ne kadar kullandığımız önemlidir. Bir ülkede haber izleme oranı, o ülkenin insanlarının yapısını tanıma noktasında kullanılabilecek verilerden biri olarak ele alınabilir.
Bir toplumun olan olaylara karşı alakalı olma düzeyi, o toplumun geleceğiyle alakalı bir durumdur. Olup biten olaylara lakayt kalan kimseler o toplumun geleceğine karşı alakasızdırlar. Özellikle geç kuşaklar haberleri dinlemiyorlarsa üzerinde düşünülmesi gereken bir durumdur.
Meşrutiyet zamanında İstanbul’da bir kimseye sen meşrutiyet taraftarı mısın yoksa karşıtı mısın diye sormuşlar. O şahıs şu ilginç cevabı vermiş: Benim çoluk çocuğum var. Bir toplumda çoluk çocuğu olan kimseler fazlaysa, bu hayra işaret değildir. Bazılarının çocuğu vardır, bazılarının başka uğraş ve zevklerinden dolayı olanlardan habersiz ve olaylar karşısında tarafsız durumundadırlar.
Hanımlar arasında düzenli haber dinleme alışkanlığı erkeklere oranla daha da azdır. Ev hanımlarının zamanlar da uygun olmasına karşın meşguliyetlerinden bir türlü haber izlemeye zaman bulamazlar. Evde haberler için sessiz ortam bulmakta zordur. Herhangi bir dizi izleneceği zaman doğal olarak sessizlik sağlanır.
Hiçbir olay nedensiz olmadığı gibi toplumumuzda az haber dinleniyor olması da nedensiz değildir. Haber dinlemeye alaka duymayan bir toplum oluşumuzun ya da oluşturuluşumuzun bazı nedenleri şunlar olabilir.
1- Belli bir dünya görüşü ve ideolojisi olmayan insanlar olaylar karşısında lakayt kalırlar. İnsan öcelikle dünyaya belli bakışı olmalı ki, bazı olayları sorgulasın. Belirgin bir dünya görüşü ve ideolojisi olmayan kimseler, amaçtan yoksundur. Amaçsız kimseler için olan olayların çokta önemi olmadığından, haberleri takip etmeye değmez. Bayağı zevklerinden başka düşünecek bir şeyleri olmayan bir gençliğe sahip olmak elbette ki bir felakettir.
Toplumu ideolojisiz yani idealsiz yapmaya çalışan toplum mühendislerinin bu olumsuzluklardaki payının büyük olduğu ortadadır. Farklı düşünmeyi ve okumayı mahkûm eden bir geçmiş, olup bitenlere karşı alakasız bir geleceği oluşmaktadır. Bu ülkede “yasak yayını” okuma suçundan çok insan rahatsız edilmiştir.
Ülkemiz ve toplumumuz adına sevindiğimiz durumlardan biride artık düşünce suçundan(!) ve yasak yayın bulundurma suç(!)undan insanlar rahatsız edilmiyor. Düşünen ve okuyan kimseler, içinde bulunduğumuz zamanın kıymetini biliyorlardır diye düşünüyorum.
2- Evrensel değerlere sahip olup bu değerler üzerinden hesap yapamayan kimseler için dünyadaki olaylardan haberdar olmanın da bir anlamı yoktur. Dünyanın geleceğiyle ilgili hesabı olanlar, dünyadaki olaylara ilgisiz kalamazlar. Olması gereken noktasında görüşü olmayanın, var olanları bilmeye karşı isteği olmaz. 7 Haziranda Lübnan’da seçim var. Bu seçimle Amerika, İsrail, Arabistan, Ürdün, Mısır vb. ülkeler, muhalefetteki Hizbullah önderliğindeki 8 Mart ekibinin kazanmamasına yönelik çaba ve ilgilerini ortaya koymaktadırlar. İsrail, Hizbullah’ın seçimi kazanmasının kendileri açısından ciddi sıkıntılar ortaya koyacağını belirtmektedir. Bu seçimi Hizbullah’ın kazanmasıyla bölgesel dengeler ciddi anlamda değişecektir. Büyük bir ihtimalle Amerika ve gerici Arap rejimlerine rağmen Hizbullah kazanacak. Peki, böyle bir olaya kim ilgisiz kalır? Elbette ki bölgeyle ilgili görüş ve beklentisi olmayan kimse ilgisiz kalacaktır. Gerçekten Lübnan’daki seçime ilgi duyan ve belli oranda bölgeden haberdar olma ihtiyacı duyan kaç kişi vardır. Bizde bu dünyada yaşamıyor muyuz? Bizimde bir dünya özlemimiz olmalı değil mi?
3- Kişilik gelişmesi olmayan bir toplumda, haberleri dinlemeye ilgi fazla olmayacaktır. Önce ben varım diyen kimse kendisiyle olaylar arasında alaka kuracaktır. Kişiliğini oluşturmuş kimseler açısından haberler bir yere oturacaktır.
4- Zam haberlerine karşı ilgisi az olmayan bir toplum olduğumuzu da ifade etmeliyiz. Yalnızca şahsi çıkarlarına karşı ilgi duyan kimselerde, ayrı bir problemdirler. Şahsi çıkarları her şeyin üstünde tutan fertler kendi ülkeleri için bile problem olma durumları da vardır. Beyin göçü veren ülkelerin ilk sıralarında olmamızın en önemli nedeni şahsi çıkarları, ülke çıkarlarından üstün tutmaktan geçiyor.
HABER DİNLEMEK
