Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
11 Haziran 2009 tarihli Gümüşkoza Gazetesindeki yazısı
Siteye Ekleyen
Recep Ergin
İslam dininin çağlar üstü yapısı vardır. Kuranın mesajı evrensel olup tüm zamanlara hitap eder. Zamanımızdan on dört asır önce gönderilmiş bir dinin bugün ve gelecekte yaşayacak olan insanlığın sorunlarını çözeceğini ifade etmesinin iyi anlaşılması gerekir.
İnsanlığa tüm zamanlarda bir çıkış yolu gösteren İslam, elbette ki her soruna tek tek çözüm sunmamıştır. Yani tüm soru ve sorunların cevabının bizzat kendisini sunmamıştır. İslam, insanlığın yaşadığı ve yaşayacağı binlerce sorunun nasıl çözüme kavuşturulacağının yöntemini ve ilkelerini sunmuştur. İnsanların yaşayacağı sorunlar sınırsızdır. Sınırsız sorunlara karşın, yaşanacak sorunlara çözümlerinde sınırsız olması ancak tüm zamanlarda varlık gösterecek olan yöntemlerle mümkün olabilir.
İslam dini, zamanla ortaya çıkan sorunlara İslam’ın yöntemlerini ve ilkelerini iyi bilen müçtehitler sayesinde çözümlerini ortaya koyar. Müçtehitler yaşadıkları dönemlerdeki meseleleri çözme durumundadırlar. Müçtehit yaşanan bir soruna çözüm üretir. Aynı zamanda, müçtehitlerin çözümleri zamanla sınırlıdır.
İslam’ın çağlar üstü tüm sorunlara çözümler getirmesi müçtehitler eliyle olacaktır. Müçtehitler, temel ilkeleri ortaya koyan dinden hareketle, yaşanan sorunlara çözümler ortaya koyacaktır. Hiçbir müçtehidin görüşleri, tüm zamanları kuşatamaz. Müçtehitlerin otaya koydukları görüşler tüm zamanlar için geçerliliğini koruyamaz.
Tarih içerisinde, müçtehit âlimlerin din adına ortaya koydukları çözümler din gibi ele alınamaz. Bu çözümler, dinden hareketle yaşanan sorunlara çözüm sunmaktır. Bu çözümler, sorunlarla ilintili olduğu için, zamana özgüdür. Bundan dolayı hiçbir müçtehit ortaya koyduğu çözümlerin tüm zamanlar için geçeri olacağını söylememiştir. Yaşanan sorunlarda tüm zamanlara ait değildir.
Müçtehitlerin İslam’dan hareketle ortaya koydukları çözümler çağlar üstü olamayacağı için, başka çağlarda yaşayan Müslümanlar için çözümler ifade edemez. Mesela, bin yıl önce yaşanan bir soruna, o zamanda getirilmiş bir çözümün, bizim için dini bağlayıcılığı olamaz. Bunun için, dini bilgiyle dinin aynı şeyler olmadığının iyi anlaşılması lazım.
Dini bilgi, dinden hareketle ortaya konan bilgidir. Bu tür bilgi, her zamanda artma özelliğine sahiptir. Dini bilgi çok çeşitli olup birbiriyle birçok zıtlıkları da içinde barındırır. Dini bilgiye, din rolü oynatma yanlışlığının da yaygın olduğunu ifade edebiliriz. Fıkıh alanında, tarih içerisinde yazılmış binlerce kitabı vazgeçilmez dini hakikatlermiş gibi ele alma yanlışlığı ortadadır.
Müçtehit, dini ilke koyucu pozisyonunda değildir. İçtihat yaşanan soruna çözüm mahiyetindedir. Sorunların ve zamanın değişmesiyle içtihada dayalı hükümlerde değişecektir. Değişmiş hükümlere, dinin vazgeçilmezi gibi yaklaşılmamalı. Din adına değişik çağlarda ortaya konan çözümler bizim için bir bağlayıcı bir durumları olamaz.
Geçmiş çağlarda yaşayan müçtehitler bizim sorunlarımıza çözüm üretmemişlerdir. Bin yıl önce yaşamış bir müçtehidin bu zamanın sorunlarına çözüm üretmesi beklenemez. Bu zamanda oluşan sorunlara ancak bu zamanda yaşayan müçtehitler içtihatlarıyla çözüm üretebilirler. Bu zamanda ortaya konacak çözümle, ancak bize hitap edebilirler.
İçtihat edemeyen her Müslüman elbette ki bir müçtehidi taklit edecektir. Ancak yaşayan müçtehit taklit edilmelidir. Ölmüş bir müçtehit bizim soru ve sorunlarımızın muhatabı olamaz. Doğal olarak ta bizim için çözüm üretemez.
Bugün İslam dünyasının en temel sorunlarından biride, yaşayan müçtehidi taklit etme anlayışından uzak olmalarıdır. Bir yanlışımız da, bugün yaşadığımız sorunların cevabını din adına geçmiş zamanlarda ortaya konmuş çözümlerde aramamızdır. Yaşadığımız sorunların cevabını geçmiş çözümlerde aramak, bizleri ancak zamanın dışına atar. Ancak yaşayan müçtehit bizim sorunlarımıza uygun çözümler ortaya koyar.
Başkalarının yaşadığı sorunların çözümlerin, bizim için hiçbir bağlayıcılığı olamaz. İmi halimizi iyi öğrenebilmeliyiz. İlmi hal, halin bilgisidir. Halin bilgisini, hali bilen ve yaşayanlardan öğrenebiliriz. Yaşayan müçtehitlere uyarak zamanın sorumluluğunu anlayıp kuşanabiliriz.
ÇAĞLAR ÜSTÜ OLMAK
