Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
16 Haziran 2009 tarihli Gümüşkoza Gazetesindeki yazısı
Siteye Ekleyen
Recep Ergin
Zamanın geçmesiyle yüce değerler değişimime uğramaz. Adalet, tüm zamanlarda iyi ve olumlu bir kavramdır. Zulüm, tüm zamanlarda kötü bir kavramdır. İslam’ın ortaya koyduğu değerlerin zamanla değişime uğrama durumları söz konusu değildir. Değerlerin zaman değişimiyle kıymet kaybına uğramadıkları için, zamanlar üstü olarak ele alınabilirler.
Değerler söz konusu olduğunda, hangi zamanda yaşıyoruz diyerek yaklaşmanın bir mantığı yoktur. Hangi zamanda yaşarsak yaşayalım hırsızlık yapmak kötüdür. Hangi zamanda olursa olsun kibirli olmak veya riyakâr davranmak ahlaki değildir.
Zamanın değişmesiyle dünyada birçok değişiklik olsa da, insanın yapısında değişiklik olmamaktadır. İnsanın fıtratı, Âdem (as) zamanından beri aynıdır. Geçen zaman fıtratı değiştirmemektedir. Fıtri olan, çocuk sevgisi, haksızlıktan nefret etmek ve sonsuz olmak arzusu gibi duygular zamanla aşınmazlar. Fıtrat, değişime açık değildir. Gerçeklikler zamanla değişime uğrasa da, hakikatler değişime uğramaz.
Hakikatin ifadesi olan yüce değerler ve insan fıtratı, zamanla değişime uğramaz. İslam’ı, sunduğu değerlerden dolayı bu zamana hitap etmez görmenin bir mantığı yoktur. Çünkü değerlerin zamanlarla ilintisi yoktur.
İslam dini, hayatın tüm alanlarına hitap etmekte ve hayatın kendine göre düzenlenmesini istemektedir. Fert ve toplum olarak yaşanacak olan hayatın tüm alanlarını kendine uygun düzenlenmesini istemektedir. İslam, hayatı parçalamaz. Hayatı bir bütün olarak ele alır ve tümüyle Allah’a dayalı olarak yaşanılmasını ister. Allah’ı hayatın merkezine koyar ve hayatın bu merkez etrafında olmasını ister.
İslam, fert ve toplum hayatını düzenlemeyi istiyor. Burada önemli bir mesele vardır. İnsanın fert ve toplum olarak sosyal hayatı, sürekli değişim içerisindedir. Sosyal hayatın sürekli değişim içerisinde olduğunu bilmekteyiz. Bu bağlamda şu soru akıllara gelmektedir. Değişen bir hayat, değişmeyen bir dine dayalı olarak nasıl yaşanabilir? Değişen hayatın ihtiyaçlarını karşılama durumundaki bir düzenlemenin değişime kapalı olması ne anlama gelmektedir?
İslam’ın tüm zamanlarda yaşanan sorunları nasıl çözeceğini anlamamış kimse açısından İslam çağdışıdır. Bundan bin dört yüz yıl önce gelmiş olan bir din, bu zamanın sorunlarını nasıl çözsün denilerek itirazlar yapılmaktadır. Hatta şöyle de denilmektedir; “ İslam geldiği zamanda ilerici bir dindi ama bugünün sorunlarını çözemez”. Bu yargıya varan herkesi kötü niyetli olarak ele alamayız. Bu kanaatte olanlar büyük bir oranda, İslam’ın tüm zamanlarda sorunları çözme yöntemini anlamadıkları için bu tür yaklaşımda bulunmaktadır.
İslam’ın tüm zamanların sorunlarını nasıl çözdüğü sorununu iyi anlayamama da Müslüman olup olmama fark etmeyebiliyor. Müslüman’ım diyenlerinde ekseriyeti, İslam’ın tüm zamanlara nasıl hitap ettiğini maalesef anlamamış durumdadır. İslam’ı doğru anlamama problemi, Müslüman olmayanlara özgü değildir.
İslam, gönderildiği zamanda fert ve toplum hayatında, yaşanan sorunlara pratik cevaplar ve uygulamalarla çözümleri ortaya koymuştur. Çoğu kez ayetlerin nüzul sebebi yaşanan bir sorunla ilgili olmuştur. Yaşanan hayat içerisinde peygamber aleyhisselam tüm sorunları çözüyordu. Var olan sorunları kuran ve peygamberimiz bizatihi çözdükleri gibi yaşanacak tüm sorunların çözümünün yöntemlerini de ortaya koyuyorlardı.
İslam, tüm zamanların sorunlarının çözüm yöntemlerini ortaya koymuştur. Âlimler, İslam’ın ortaya koyduğu yöntemlerle, kendi dönemlerinin sorunlarını çözeceklerdir. İslam, ortaya koyduğu temel ilke ve yöntemler ve âlimler eliyle tüm zamanlarda ortaya çıkacak sorunları çözmektedir. İslam, her dönemdeki âlimler vasıtasıyla o zamanın sorunlarına İslam’a uygun çözümler ortaya koymaktadır.
İslam, tüm zamanlarda sorunları çözmede, zamanı tanıma ve insan unsurunu devre dışı tutmamıştır. İslam’a dayalı çözümler ortaya koyacak âlimler, hem İslam’ı hem de zamanında yaşanan sorunları iyi anlayarak çözümler ortaya koyacaktır. Temel ilke ve yöntemler sorunların nasıl çözüleceğini ortaya koyduğu gibi o zamanda yaşayan âlimde zamanını iyi tanıyacağı için yaşanan zamanın sorunlara çözüm bulmuş olacak.
Zamanların geçmesi İslam’ı eksiltmez. Zamanlar, hakikatlerin cilası olur. Temel sorun, İslam’ın doğru bir şekilde bilip uygulanmamasındadır. İslam, yalnızca Müslümanların sorunlarını değil, tüm insanlığın sorunlarını çözmek istemektedir. İnsanları yaratan Allah, insanların nelere ihtiyacı olduğunu en iyi bilendir. Allah’ın yol göstermesinde, elbette yanlışlık olamaz.
.jpg)
İSLAM'IN ESKİMEZ ÖZELLİĞİ
