Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Bölgeler arası kalkınmışlık sıralaması baz olarak alındığında, Gümüşhane’nin bir Karadeniz vilayeti olarak, Doğu ve Güneydoğu'daki illerden sonra en geri kalmış bir il olması, makul ve kabul edilebilir bir şey değildir.
Gümüşhane’nin sosyal-ekonomik durumuyla alakalı olarak çok yazı yazdığım için bilinenleri tekrar etmek istemiyorum. Hem, bilinenler tekrar bile edilse, konunun önemine binaen kaleme aldığımız düşüncelerimiz belki birilerinin dikkatini çeker de nutuklar atmaktan kurtulurlar diye düşünüyoruz.
Marmara, Eğe, Akdeniz ve İç Anadolu bölgelerindeki illerin Gümüşhane'den daha yüksek bir kişisel milli gelire sahip olmaları, Gümüşhaneliler olarak, büyük bir memleketseverlilikle ve de hiçbir siyasi düşünceye gark olmadan bölgemizin kalkınmışlık sorununu önümüze koyup tartışmamızı gerektirmektedir.
Sılanın tam göbeğinde faaliyet gösteren kaliteli bir düşünce kuruluşu olarak zaman zaman bu yönde çabalarına şahit olduğum GİKDER ve yönetim kadrosunu tebrik ediyorum. Gurbetlerde lobi faaliyetleri sonucu Gümüşhane’nin gelişmişlik yolculuğunun yol haritasını belirlemek durumunda olan isimlerini karıştırdığım diğer bütün sivil toplum örgütleri ve dernekler, ne yazık ki GİKDER kadar çalışkan gözükmemektedirler. Bu fikre Tanıtım Günleri kapsamında, bu sene Feshane’de düzenlenen bir açık oturumda Gümüşhane’nin sorunları konularında konuşan dernek başkanlarının düşünce ve bakış açılarını izledikten sonra daha fazla saplanıp kaldım. Halbuki benim algıladığım manada dernekçilik, içimizi kanatan bir mesele olarak göçü durduracak tedbirler alarak Gümüşhane’nin ve Gümüşhanelinin refahına dönük projeler üretmek ve bu projeleri uygulamak için siyasi iradeyi arkasına alarak imkan aramak ve bulmak faaliyetlerini de kapsamalıdır. Böyle giderse, Gümüşhane insan gücünü sürekli başka şehirlere kaptıracak, göç alıp başını gidecek ve bu göçün yarattığı haklı sinerji ve beklentiyle başka başka şehirlerde isimlerini birbirine karıştıracağımız daha bir çok dernek ve sivil toplum örgütü kurulacaktır.
Gümüşhane’ye uzaktan bakılarak, nostaljik bir tatminle dayanışma geceleri düzenlenmesini asla küçümsemiyoruz,ama mesele, Gümüşhanelinin gelişmiş bir vilayet olarak Gümüşhane’de mutlu bir hayat sürerek, vatan toprağını ekmesi, biçmesi ve mamur etmesi ve hayata kök salan düşünce ve eylemlerini Gümüşhane’de ortaya konmasıdır.
Gümüşhane gibi bakanlar çıkararak ülke yönetimine ağırlığını koyan, insan unsuru bakımından etkili ve itibarlı, yetişmiş insan gücü potansiyeli bakımından yetkin, girişimci ve başarılı bir vilayetin, böylesine geri kalmış olması üzücü ve düşündürücüdür.
Geri kalışımızın sebeplerini ortaya koymak, mümkünse bunları ortadan kaldırmak, değilse, gelişmek ve gelir düzeyimizi yükseltmek için başka neler yapılması gerektiğini tespit ederek, bir strateji çerçevesinde ilerlemek gerekmektedir.
Geri kalışımızın sebeplerini tespit etmek ve bunları aşmak gelişmenin ve ilerlemenin ilk adımı olabilir.
Genel olarak ifade etmek gerekirse; Gümüşhane’de sanayiin gelişmemesi, turizm olanaklarının yeteri kadar değerlendirilememesi, arazinin yetersiz olması, susuzluk ve alternatif bir ürün geliştirilememiş olması nedenleriyle tarım ve hayvancılığın yüksek gelir sağlamaması, nüfusunun göç nedeniyle azalması ve önemli bir tüketim merkezine yakın olmaması (İstanbul, İzmir gibi şehirleri kastediyorum)gibi sebepler, Gümüşhane'nin gelir düzeyinin düşük kalmasına yol açmıştır.
Eski milletvekillerimizden birisi, kürsüde heyecanından olsa gerek, Gümüşhane’nin gelişmesini 3T parolasıyla ifade ettikten sonra, bu 3T de nedir diye kendisine meraklı bakışlarla bakan bizlere 3T’yi tarım, ulaşım ve turizm olarak açıklamış, sadece benim ve birkaç kişinin tebessüm eden bakışlarını çekmişti. (T harfi ile başlayan başka bir kelime bulamamış olacak ki ulaşım demişti veya galiba ticaret yerine ulaşım demişti, bilmiyorum!)
Sevgili Gökhan Kömürcüoğlu’nun hoşuna gitmeyecek ama gerçekten altı boş parolalarla insanların zihinlerini çelmeyi çok büyük bir işgüzarlık sayarım. İstediğiniz kadar Gümüşhane’nin gelişimi için parola ve kısaltma simge kullanın; altını dolduramayıp reel hayata aksettiremedikten sonra neye yarar.
Onun için Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok, Gümüşhane’nin geri kalmışlığının nedenleri yukarıda saydığımız gibi bellidir; burada sorun bu nedenlerin ortadan kaldırılması için kim ve ne yapmalıdır?.
Müthiş bir kaderci ve teslimiyetçi bir anlayışla biz alışmışızdır, bu nedenleri ortadan kaldırmayı hep başkalarından (devletten) bekler, bol keseden nutuklar atarız: Efendim, devlet teşvik versin, karşılıksız kredi versin, sanayi bacaları tütsün… Falancı yerde kazı yapıp, orayı turizme kazandıralım…Bu sene yağmur yağsın, ekinler iyece sulansın ve mahsulümüz iyi çıksın… Falancı adamı milletvekili seçelim, memleketimiz kalkınsın, gelişsin güzelleşsin…
(Ne teşvikler ve ne krediler verildi ne oldu? Gümüşhane geri kalmışlıktan kurtuldu mu? Ne yağmurlar yağdı, ekinler sulandı, ne oldu mahsule, Gümüşhane geri kalmışlıktan kurtuldu mu? Ne kazılar yapıldı, ne oldu, turizme kazandırılan hangi taşınmaz kültür mirasımız gün yüzüne çıkarıldı, Gümüşhane geri kalmışlıktan kurtuldu mu? Ne kalıplı adamları milletvekili seçtik, ne oldu, Gümüşhane geri kalmışlıktan kurtuldu mu?)
Bu gibi teslimiyetçi ve kaderci yaklaşımları bir kenara bırakırsak, özellikle turizmin Gümüşhane’nin gelişimi için lokomotif güç olduğunu ifade etmemiz gerek.
Şimdiki anlayışıyla yılda sadece 3-4 ay gelir getirebilen doğa turizmi, bütün zamanlara geliştirilebilirse, Gümüşhane’nin en önemli potansiyel gelir kaynakları arasında sayılabilir. Ancak, faaliyet döneminin kısa olması, altyapı ve tanıtım eksikliği gibi etkenler, bu sektörün de kısa vadede sınırlı bir katkı sağlayabileceğini göstermektedir. Gümüşhane’de yılın bütün zamanlarına hitap edecek bir turizm alt yapısının olmaması üzücüdür.
Şu bir gerçektir ki Gümüşhane’de ekonomik kalkınmanın sağlanması özel sektörün faaliyetlerine bağlıdır. Özel sektörünse yatırım yapabileceği en önemli alan hiç şüphesiz turizmdir. Turizm Bakanlığı tarafından sağlanan kredi desteği de hesaba katılarak, kısa turizm sezonunu uzatacak kış turizmi imkânları ile derelerde balık avlama turizmi, rafting, trekking gibi fantastik turizm desteği sayesinde turizm yatırımlarından yeterli kâr elde edilebilir.
İstihdam sağlama bakımından en uygun sektörün turizm olduğu söyenebilir. Sanayi ve hizmetler sektörünün diğer alanlarından çok daha fazla istihdam sağlayabilen bu sektörle ilgili mevcut doğal potansiyelin çok azı kullanılabilmektedir.
Sonuç olarak, Gümüşhane’nin maküs talihini yenebilmek için, yatırım ve istihdam alanlarının hepsinden verimli ve kârlı bir biçimde istifade etmek gerekmektedir.Yani,bir taraftan temel tarımsal ve ekonomik sektör olan kuşburnu ve pestil sektörünü verimli çalışır duruma getirirken, diğer taraftan elma, ceviz, fasulye gibi tarımsal faaliyetlerin ek gelir sağlayacak hale getirilmesi gerekir.
Sadece tarımsal faaliyetlerle de olmaz. Tarımsal faaliyetlerin yanında, bölge ekonomisine katkı sağlayacak; turizm, sanayi ve ticaret seçenekleri en iyi şekilde değerlendirilmelidir.
Gümüşhane ekonomisi, birbirine alternatif olarak gösterilen faaliyetlerin biri veya bir kaçı ile değil, hepsinin verimli biçimde yerine getirilmesi ile ancak refaha ulaşabilir.
GÜMÜŞHANE'NİN MAKÛS TALİHİ
