Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Hasan PİR->PROBLEMLİ YÖNETİCİLER ve LOJMAN BİLMECELERİ [ Arama ]

PROBLEMLİ YÖNETİCİLER ve LOJMAN BİLMECELERİ
Başlık PROBLEMLİ YÖNETİCİLER ve LOJMAN BİLMECELERİ
Açıklama 17 Ağustos 2009 tarihli Kuşakkaya Gazetesindeki yazısı
Mail hasanpir2002@yahoo.com
Siteye Ekleyen Recep Ergin
         Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin mevzuatında, kurum ve kuruluşların nasıl yönetileceği çok geniş olarak izah edilmiştir.  Hangi konuda ne düşünürseniz onun karşılığı mutlaka mevzuatımızın bir yerinde bulunmaktadır.

         Mevzuatta her şey izah edilmiş olmasına rağmen, kamu kurumlarında problemler bir türlü bitmez. Çünkü o kurum ve kuruluşları yönetenlerin yöneticilik noktasında problemleri vardır.

       Yönetici problemli olursa, kanun, yönetmelik ne yapsın… Mevzuatın yazılı olduğu kâğıtların, kitapların kalkıp da o kurumu yönetecek hali yok ya…

        Kamu kurumlarında; işçisinden memuruna, mühendisinden öğretmenine kadar herkes bir diploma ile, bir sınavla bu görevlere geldiği halde; çoğu kurumların başına getirilen kişilerde hiçbir yöneticilik kariyeri ve deneyimi aranmaz, yöneticilik sınavı ise hiç yapılmaz.

         Yönetmek; yetenek, bilgi ve birikimin bir arada bulunduğu çok özel bir maharettir. Bir insan çok mükemmel bir memur, bir mühendis, bir öğretmen olabilir ama, yöneticilik özellikleri yoksa, o kişi bir kurumu nasıl yönetebilir?..

       Bugün pek çok kurumumuzda, yöneticilerden kaynaklanan sıkıntılar yaşanmaktadır.

         Kendini aşamamış, bu işin layığı olmayan yöneticilerde genellikle çift şahsiyet oluşumu görülür. Örneğin, bu tip yöneticiler, Sayın valinin veya diğer amirlerinin yanına gittiklerinde sus pus dururlar. Sanki melektirler. “Peki efendim, hayhay efendimcidirler”. Ama, oradan ayrılıp, kendi personeli ile muhatap olunca, sanki Azrail kesilirler. Astıkları astık, kestikleri kestik olur. Personeline ve müşterilerine yukarıdan bakarlar. Böyle olunca da o kurumda içten içe bir huzursuzluk alır başını gider. Bu durumdan ne valinin ne de diğer amirlerin haberi olmaz…

        Amir durumundaki devlet memurlarının görev ve sorumlulukları 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 10. Maddesinde açıklanmıştır. Bu maddede de görüleceği gibi, amir, maiyetindeki memurlara hakkaniyet ve eşitlik içinde davranmak zorundadır. Amirlik yetkisini kanun, tüzük ve yönetmeliklerde belirtilen esaslar içinde kullanır. Amir, maiyetindeki memurlara kanunlara aykırı emir veremez.

        Bu madde gereği, yöneticilerin, çalışanları arasında hakkaniyet ve eşitlik ilkesine dayanmayan uygulamalar yapması suçtur.

*   *   *

       Bütün Türkiye’de olduğu gibi, ilimizdeki kurumların bazılarında da –sayıları çok olmasa bile- yöneticilerden kaynaklanan sıkıntılar bulunmaktadır. Bunlar zaman zaman kamuoyunun gündemine girmekte, konuşulmaktadır.

        Bu sıkıntılardan bir tanesi keyfi yönetim yaklaşımıdır. Yani, “Ben buranın yöneticisiysem, ben ne istersem o olacak” mantığı ile yönetim anlayışıdır.

        Bir örnek vermek gerekirse; kamu konutlarının nasıl tahsis edileceği, nasıl yönetileceği mevzuatında belli iken, yöneticiden kaynaklı zaaflar dolayısıyla, memurların “acaba şu siyasi kişiye gitsem işim hallolur mu, lojmana girer miyim?” mantığı ön plana çıkmaya başlamaktadır.

       Kamu Konutları Yönetmeliği’nin 8. Maddesinin son paragrafında; “Boşalan görev tahsisli konutların, fiilen boşaltılması tarihinden itibaren en geç (30) gün içinde, Yönetmelik hükümlerine göre hak sahiplerine tahsisi gerekir.” Denmekte, yine 9. Maddesinde de sıra tahsisli konutlar için; “Konutların herhangi bir nedenle boşalması halinde fiilen boşaltıldığı tarihten itibaren en geç (30) gün içinde Yönetmelik hükümlerine göre hak sahiplerine tahsis edilmesi gerekir.” İfadesi yer almaktadır.

       Bu ifadelere göre, boşalan bir konutu 30 gün içinde hak sahiplerine tahsis etmeyen bir yönetici suç işlemiş sayılır.

      Bazı kurumlarda, yöneticiler, keyfi hareket ederek, boşalan konutları isteklilere çeşitli bahanelerle tahsis etmeyerek hem personellerinin hem de devletin zararına yol açmaktadırlar.

      Bir kurumun aylarca boş duran bir lojmanının olduğunu görüyorsunuz.  Boş olma sebebini soruyorsunuz, istekli olmadığını söylüyorlar. Hâlbuki o kurumda sıra bekleyen pek çok personelin dilekçesinin var olduğu da bir gerçek. Ama, nedense yönetici boş tutmayı yeğliyor, personele tahsis etmiyor.

      Lojmanların boş tutulması için söylenen bir başka gerekçe ise; o binanın lojman olmaktan çıkarılıp, başka bir amaçla kullanılmasına karar verilmesi gösteriliyor. Araştırıyorsunuz, tam bir yıl önce bu değişikliğe karar verilmiş ama, bir yıldır ne bir değişiklik var, ne de atılan bir adım var. Yani yine o güzelim lojman boş duruyor. Tabii ki bu süre içinde lojman ihtiyacı için verilen pek çok dilekçenin olması da işin yine diğer bir tarafı…

      Bir başka dikkat çekici nokta da şudur;  kendisine ait görev tahsisli lojmanı olan bir kurum amiri, görev tahsisli lojmana girmeyebilir, kendi inisiyatifidir. Ama, o kurum amiri, hem kendisine ait görev tahsisli olan lojmanda kalmayıp, -yani konut kirası ödemeyip-,  hem de kurumun bir başka imkanından yani misafirhanesindeki yatak imkanından veya kuruma ait bir başka yatak imkanından ücret ödemeden yararlanamaz.

      Güzel günler dileğiyle.
Oyu Puanı: 10 - Ortalama: 4.2

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 17 (0 Kayıtlı Üye 17 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 1.45262 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu