Başbakan Erdoğan’ın son zamanlarda ki çıkışlarına hiç dikkat ettiniz mi? Memleket meseleleri bir yana dursun gündeme getirdiği, ve çözüm aradığı konu başlıklarına bir bakın!
    Önce Ulema krizi, ardından alt kimlik, üst kimlik tartışmaları…
   Hükümet yetkililerinin ülke gerçeklerinden ve çözüm bekleyen meselelerden bahsettiğini göreniniz duyanınız varmı?
    Bir yanda yok pahasına gerçekleştirilen özelleştirmeler, diğer yanda ‘damarlarından girdik’ denilen yolsuzluklar…
     Sahi bu ülkede yolsuzluklar bitti mi?
     Ekonomi iyi yoldaymış…
     Hayat pahalılığı sona ermiş…
     Zamları hükümet yapmıyormuş…
     Türkiye’de her şey başarıyla sonuçlanmış gibi mi gösterilmeye çalışılıyor, yoksa, yolsuzluk ekonomisi halen devam mı ediyor?
     Uzan grubunun devlete olan borçlarının ana parası TMSF’nin yaptığı satışlarla hazineye dönmüş. Sırada yasal faizler var. Onlar da tahsil edilirse bir dönemin sonuna gelinecek.
      Peki ya diğerleri ?
      Onlar şimdilik beklemede ! Ne zaman düğüm çözülür Allah bilir.
      Bizim artık işimiz gücümüz alt kimlik,üst kimlik tartışmaları olmalı !
      Mesaimizi bu istikamette harcamalıyız. Ülkenin buna çok ama çok ihtiyacı var.
      Ulemalara danışmak gerek.
      Bu konuda sayın Başbakan’a çok değer verdiği ve yanından bir an olsun bile ayırmadığı danışmanları mı, yoksa başka bilinmez gölgeler mi yol gösterdiler?
     Her ne olursa olsun, Sayın Erdoğan, ifadeleriyle istenileni yapmayı başarmıştır.
     Kavram tartışmalarıyla ülke gündeminin saptırılmaya çalışılması Dünya’nın herhangi başka bir ülkesinde rastlanılan bir konu değildir.
     Türk olmak ne utanılacak bir durumdur, ne de bu ülkenin kalkınması yolunda bir engeldir.
     Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı ve Türkiyelilik kavramlarının çıkış noktasının yabancı patentli olduğu bal gibi ortadadır.
      Dünya’nın birçok bölgesinde yaşayan soydaşlarımızı düşünün. Bunların büyük bir bölümü vatandaşlık bağlarıyla Türkiye Cumhuriyetine bağlıdır ve Türk’tür.
     Bir kısmı da yaşadıkları ülkelerin vatandaşlıklarını tercih etmiş Türklerdir. Bu soydaşlarımızın hiçbirisi ben Almanım, Fransızım, İngilizim demezler. Hepsi Türk olmalarının bilincinde ve milli hassasiyetlere karşı duyarlı Türk’lerdir.
     Vatandaşlık bağı ayrı bir konu, millet mensubu olmak ayrı bir konudur.
     Bu topraklar üzerinde egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Bu milletin adı da Türk milletidir.
    Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün adının hangi amaçlar doğrultusunda  kimlik tartışmalarına karıştırılmasını da anlamak  mümkün değildir.
     Yaşantısı boyunca Türk olmayı en büyük servet sayan  büyük bir insanın yine en büyük eserim dediği Cumhuriyet üzerinde oynanmak istenen bütün oyunları alt üst edebilecek güç ve kudret bu vatanın sahibi olan Türk milletinde mevcuttur.
     Alt kimlik, üst kimlik tartışmaları çökmekte olan bir zihniyetin can çekişme sahnelerinden başka bir şey değildir.
     Meselenin odağında olan sayın Başbakan kimlik konusunda kendisine yöneltilen eleştirilere karşı inandırıcı ve samimi bir cevap verememiştir.
     Ben Türküm ifadesini asla kullanmayan, Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı ile Türk milleti kavramlarını birbirine karıştıran ve bu işi iyice sulandıran Sayın Başbakan’ın hakikatlerden asla kaçamayacağını bilmesi gerekiyor.
    Atatürk’ün ifadesiyle “Bu memleket tarihte Türk’tür. Halde Türk’tü ve ebediyen Türk olarak yaşayacaktır” sözleri bu ülke toprakları üzerinde kimlik tartışmaları yapanların kulaklarına küpe olacak özelliktedir.

     Mutlu haftalar…