Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Rize'de yaşanan heyelan felaketi nedeniyle bütün Rizeli kardeşlerime geçmiş olsun dileklerimi sunarken, aramızdan ayrılıp ebediyete intikal eden kardeşlerimizin bu mübarek ayın maneviyatına hürmeten cennet köşkleriyle mükâfatlandırılmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.
"Sivil bir Anayasa şarttır, ancak bunun yolu Anayasa değişikliklerinin geniş kesimler tarafından hukukçular, aydınlar ve bürokrasi ve sivil toplum kuruluşlarının tartışmış bir uzlaşma sağlanmıştır. Ayrıca geniş kesimlerce üzerinde milli mutabakat sağlanmasına çalışılmıştır."
Bilindiği gibi, 1982 Anayasası olağanüstü bir dönemde askerî yönetimin oluşturduğu psikolojik bir ortamda ve onların atadığı bir Meclis tarafından hazırlanmıştır. Bu Anayasa, ne hukukçuların, ne aydınların ve ne de bürokrasinin ve sivil toplum kuruluşlarının tartışmasına açılmaksızın referanduma sunulmuştur. Bu şartlar altında ve askerî yönetimin vesâyetinde halkın oyuna sunulmuştur.
Bu Anayasa yürürlüğe girdiğinden bu tarafa herkes tarafından yıllardır tartışılıyor. Yasakları önceleyen, özgürlükleri kısıtlayan, detaylarda boğulmuş bir Anayasa 1982 Anayasası.
Anayasada darbecileri koruyan hükümler, geçici maddeler olarak düzenlenmiş, fakat bu hükümler kalıcı hale gelmiştir. Geride bıraktığımız 28 yılda bu geçici maddelere dokunulamamıştır.
Bu sebeplerle aslında gecikmiş olsa da, her kesimin tartışarak katkı sağlayacağı ve milletin özgür iradesiyle kabul edilecek sivil ve demokratik bir Anayasaya tabii ki ihtiyaç vardır.
Elbette Anayasa değişikliğinden farklı niyet ve beklentileri olanlar vardır. Fakat bu niyet ve beklentiler, ülkemizin sivil ve demokratik bir Anayasaya olan ihtiyacını ortadan kaldırmaz. Bu ihtiyaç karşılanırken ütopik, fantastik ve konjonktürel yaklaşımlar değil, Türkiye’nin gerçekliklerini dikkate alan dengeli bir Anayasanın hazırlanması için gayret gösterilmiştir. Tabii ki sivil ve demokratik bir Anayasa iç dinamiklere karşı da bir tedbir olacak ve toplumun güven duygusunu arttıracaktır.
Anayasası, fert, devlet ve kurumlar arasındaki ilişki, görev, yetki ve sınırların belirlendiği temel metinlerdir. Yeni Anayasa, sivil, demokratik, temel insan hak ve özgürlüklerini esas alan, milletimizin temel değerlerini ve varlık sebebini merkezine oturtan ve koruyan düzenlemeleri içermektedir. “Anayasaya toplumsal sözleşmedir” denildiğine göre, toplumun değerlerini ve önceliklerini dikkate alıp korumayan bir Anayasa yine tartışmaların odağındadır. Yeni Anayasanın konsepti eski Anayasalarla farklılaşmak ve kıyaslanmak yerine, 21. yüzyılda hukukun kazanımları ve büyük bedeller ödenerek oluşmuş çağdaş hukukun vardığı noktaları dikkate alan, milletimizin binlerce yıldır muhafaza ettiği temel ve referans değerlerini kollayan bir yapıya sahip olmasıdır. Burada kuvvetler ayrılığı prensibi gelecekte hiçbir şekilde yeni tartışmalara ve boşluklara mahal vermeyecek şekilde yerli yerine oturmuştur.Bu konuda kurumların konumları, yetkileri ve sorumlulukları sağlıklı ve net bir şekilde tanımlanmıştır.Demokrasiyi ve demokratik işleyişi tehdit eden unsurları ayıklanmaktadır. Yasama, yürütme ve yargının yetki sınırları ihlalini ortadan kaldıracak düzenlemeleri ihtiva etmektedir.
Yeni Anayasa bize çağ atlatacaktır. Yeni anayasa ülkeyi bölmeye götürecek unsurları yoktur.
Yeni Anayasanın çağ mı atlatacağı yoksa bölünmeye mi götüreceği şeklindeki “kırk katır mı kırk satır mı?” türünden bir ikilemin doğru olmadığı kanaatindeyim. Bu tür paradokslar ölümün gösterilip sıtmaya razı edilme riskini her zaman de taşımaktadır.
Sivil bir Anayasa şarttır, ancak bunun yolu Anayasa değişikliklerinin bahsettiğimiz gibi geniş kesimler tarafından tartışılmıştır, geniş kesimlerce üzerinde milli mutabakat sağlanmıştır.
Anayasa devletin birlik ve bütünlüğünü muhafaza edecek, üniter yapıya halel getirmeyecek unsurları içermektedir. Kişilerin özgürlük alanını, hak ve hürriyetlerini kısıtlayan bir anlayışı da barındırmamaktadır. Ya üniter devlet ya da hak ve özgürlükler şeklindeki dayatmacı bir anlayışın doğru olmaz. Devlet millet barışının sağlandığı, üniter yapıyla birlikte kişi hak ve özgürlüklerinin en üst düzeyde korunduğu bir sivil Anayasa hazırlanmıştır.
SİVİL BİR ANAYASA ŞARTTIR
