TBMM’nin gündemi malumumuz, bütçe görüşmeleri. Her ne kadar gündem bütçe görüşmeleri olsa da araya öyle konular giriyor ki bir anda tartışmalar alevleniyor. Son günlerde sıkça gündeme getirilen “iki dil “olayı ve sonrası. Öncelikle şunu belirtmekte yarar var ki;Kürt sözcüğü Cumhuriyet tarihinde belkide hiç bu kadar çokça telaffuz edilmemişti.Gördüğümüz kadarıyla Şimdiye kadar böyle bir müsamaha da  hiç gösterilmemişti.Bu müsamaha devam ettiği sürece küstahlık her geçen gün aratarak edepsizce devam edecektir.

     Önce KCK operasyonu kapsamında savunmalarımızı Kürtçe vereceğiz dediler sonra iki dil söylemi ortaya atıldı ne varmış canım gibilerinden… İki dil diyorlar ama eş başkanları  Emine Ayna bile doğru dürüst Kürtçe bilmiyormuş. Biz bunu Meclisteki konuşmasında Sayın Bülent ARINÇ’tan öğrenmedik, bu konuşmadan bir ay önce Kurtlar Vadisi dizisinde öğrenmiştik. Bu arada sözü geçmişken Sayın ARINÇ Kurtlar Vadisi dizisinin baş ismini vermeden böyle dizilere cezalar verildiği ve kaldırılması yönündeki bir takım açıklamalardan bahsetti. Yapmayın Sayın ARINÇ zaten izlediğimiz bir dizi var, onu da kaldırmayın. Bakınız gündem haberlerini biz dizi izleyicileri öncesinden öğreniyoruz. Hem bizim toplumumuz öyle gazete, kitap, dergi okuyan bir toplumda değil. En azından ülke gündemini bırakınızda dizilerden takip edelim. Ceza vereceksiniz güzelim yaprak dökümü romanını kalbura çeviren dizilere, toplumun aile yapısını bozan dizilere veriniz bizde maşallah diyelim. Her neyse efendim konuyu daha fazla dağıtmadan toplayalım şu iki dil meselesini:

     Şimdi bu ülkede sadece Türkler ve Kürtler yaşamıyor. Laz, Çerkez, Avşar, Türkmen ve de azda olsa azınlıklarımız birde Müslüman Rumlarımız var. Şimdi siz Kürtler için dil isterseniz diğerlerine de hak verilmesi gerekir değil mi? O zaman ulus devlet, üniter devlet diye bir kavram ortada kalmaz. İki dil olsun diyenler olsun onlara da verin diyeceklerdir zira işlerine gelecektir. Amaç federal yapı ile özerk bir devlet olma hayali. Kürtlerin haricinde Lazlar, Çerkezler, bizde dil hakkı istiyoruz bizde özerklik istiyoruz diyorlar mı? Hayır, demiyorlar. Peki, o zaman Kürt kardeşlerimizin derdi ne? Halkın bir derdi yok aslında. İş başka…

    Şöyle bir iki hafta öncesi haberlere uzandığımızda Almanya’da bir polis arabasından sallanan İmralı canisi resimli pkk bayrağını  göreceksiniz. Ne hikmetse medyada bu haber şöyle bir geldi geçti. Ne hükümet ne de muhalefet bu haber üzerinde durmadı. Kimseden bir ses de çıkmadı. Hani Almanya eskiden beri dost bilinirdi. İki dil diyenlerin kimden destek aldıkları da ortaya çıkmış oldu. Gerçi biz bunu vadiden biliyorduk ama halkımızda görmüş oldu.

   İki dil söyleminin ardındaki niyetler yavaş yavaş ortaya çıkmakta. Şimdi iki dil tartışmalarından sonra bunlar TBMM’ nin isminden de “Türkiye” isminin çıkarılarak “Büyük Millet Meclisi” olmasını isterler, bu küstahlığı da gösterirler diye düşünüyorum. Cumhuriyet tarihinde belki de hiç yaşamadığımız olayları yaşayacak olursak şaşırmayalım. Güneydoğuda faili meçhul cinayetler işlenmiş olabilir ve halka eziyet edilmiş olabilir ama bunlar ancak dış güçlere hizmet eden bir zümrenin icraatları olarak değerlendirilmeli devlet politikası olarak bakılmamalıdır. Haliyle bu yaşananlar kürt halkının temsilcisi olduklarını söyleyenlerin bu şekildeki söylemlerini meşru görmesi de doğru değildir. Bu doğru olmadığı gibi devletin bu söylemlere bu kadar müsamaha göstermesi de doğru değildir.Bizler yüzyıllardır bu coğrafya da kardeşçe yaşıyoruz.Bu kardeşliği baltalamak isteyenleri halkımız görmeli ve oyuna gelmemelidir.Siyasilerde bu oyuna alet olmamalı ve küçük hesapların içine girilmemelidir.Bu şekilde kürt kardeşlerimiz okşanmaya devam edildiği sürece diğerlerine karşı haksızlık yapmış oluruz.Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına sahip insanlar arasında ayrı,gayrı olmayacağı gibi bu hüviyete nankörlükte olmaz,hainlikte olmaz.