Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Eskişehir'de hava açık ve güneşli. Kış mevsiminin ortasındayız. Günlerden 05.02.2011 Cumartesi.. Saat 09.00 sıralarında cep telefonum çaldı. Arayan kişi Eskişehirden köylüm Engin Can. Hoş beşten sonra haberin var mı köylümüz Lütfü Demireli kaybettik.(!) diye sorunca evin içinde gönül dünyam allak bullak oluyor bir anda. Ölüm gerçeği ile bir kez daha sarsılıyorum. "İnna Lillahi ve inna ileyhi raciun" ayeti geliyor aklıma...
Engin beyle hemen buluşup Eskişehir'deki komşumuz ve Lütfü ağabeyin damadı olan sevgili kardeşim Osman beyi arıyoruz. Yola çıkmak üzereyken konuştuk telefonda. Görüşmemiz bitince olursa bir ihtiyaçları karşılayalım düşüncesiyle evine vardığımızda yola çıkmışlardı.
Dörtkonağın güzel ve kıymetli insanları bir bir düşüyor kara toprağa. Demirel ailesinin değerli fertlerine başsağlığı dileklerimi iletiyorum.
Lütfü ağabey, Dörtkonak için nevi şahsına münhasır önemli bir değerdi. Bir kısım insanların değerini ancak öldükten sonra anlıyoruz!
Hiç beklenmedik bir anda ayrıldı aramızdan... Kalbinin değil ömür saatinin pili bitmişti anlaşılan Lütfü hocanın...
Lütfü Demirel, Dörtkonak köyünde gönül defterime yazdığım dostlarımdan biridir. Eskişehir'e gelince Nuray hanımın (Kızı) burada bulunmaları bizi daha da yakınlaştırmıştı birbirimize.
Kalp ameliyatından sonra senede birkaç defa sağlık kontrolü için Ankara'ya geldiğinde Eskişehir'e uğramadan dönmezdi.
Gurbetin ilk yıllarında Eskişehir'e yaptığı bu ziyaretler benim için önemliydi. Özellikle 2004-2007 yılları arasındaki ziyaretleri hiç unutamam... Sorduğum bütün sorulara vermiş olduğu içten ve samimi cevapları hala hatırımda...
Eskişehire geldiği vakitler saatlerce geçmişten geleceğe birçok konuda tatlı sohbetlerimiz olurdu. Osman beyin: "Haydi aklında ne varsa sor?" Cümleleri ile gecenin ilerleyen vakitlerine kadar uzayıp giden gönül sohbetlerimiz geliyor aklıma şimdi...
Dik duruşu,açık sözlülüğü, haksızılık karşısında mücadelesi, kimsenin işine karışmaması onu farklı kılan birkaç özelliğinden bazılarıydı. Adam gibi adamdı Lütfü Demirel hocam...En son görüşmemiz geçtiğimiz ramazan ayında oldu.Bizleri ailece iftara davet etmiş hoş sohbetler etmiştik birlikte.
Eğitim camiası içerisinde yetiştirdiği binlerce genç en büyük eseri şimdi. Ondan almış oldukları doğruluk ve dürüstlük, ahlakının yanında vatan ve millet sevgisi ile bugün ülkemizin dört bir yanında her biri Lütfü Demirel olma gayreti ve azmi içindeler...
Seni hiç ama hiç unutmayacağız sevgili hocam. Bu dünyanın kasvetli ve çileli hayat yolunu tamamlayıp yüce yaradanın emri ile birlikte kara kış olmasına rağmen muhteşem bir cemaatle sonsuzluğa uğurlandınız.
Rabbim yar ve yardımcınız olsun..Kabriniz nur makamınız cennet olsun...
Yazımı değerli merhum hocamın kendine ait Faceebook sayfasında 25 Şubat 2010 tarihinde saat:23.18'te dostları için yazmış olduğu şu anlamlı kandil mesajı ile bitirelim.
"Allah'ın rahmeti, bereketi sizinle olsun, gönül güneşiniz hiç solmasın, yüzünüz aydın olsun, kabriniz nur dolsun, makamınız Firdevs, dualarınız kabul olsun. Kandiliniz kutlu olsun"
Şimdi aynı dua ve dilekleri seni sevenler iki damla yaş ile birlikte sizin için söylüyor sevgili öğretmenim... Ruhun Şad olsun.
Bu vesile ile ailesinin acısını tekrar yürekten paylaşıyor, yakınlarına ve dostlarına baş sağlığı diliyorum.
LÜTFÜ DEMİREL'İN ARDINDAN...
