Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
“ Dünyayı değiştiremezsiniz; ancak kendinizi değiştirebilirsiniz” diye güzel bir söz vardır. Ne kadar haklı, ne kadar doğru bir söz. Dünya zaten sürekli kendisini yenilemekte değil mi? Bahar sabahlarının o mis gibi havası ne de güzeldir. Çiçekler, yapraklar yeniden açarken; açan her tomurcuk yenidir, yepyenidir. Güneş bile daha parlaktır sanki. Doğa yenilemektedir kendini. Baharın gelmesi nedense bir umut olur bizlere. Yeni heyecanlar, belki de yeni aşklar bekler çoğumuz. Doğanın kendini yenilemesi gibi bizlerde içimizdekilerin yenileneceğini umarız genellikle. Geceler, gündüzlere çok çabuk ulaşmaktadır, gündüzler de gecelere. Mevsimler tükenmekte ve yıllar ardı ardına bitmekte. Aslında değişen her seneye yüklediğimiz umutlar gibi mevsimlerde birer bahanedir. Kişinin kendisini değiştirmesi, yenilemesi mevsimlere ne kadar bağımlı olabilir? Değişim hiçbir zaman dışarıda bir yerden olamaz ki. Nasıl ki kara kıştan sonra baharın ayak sesleri, açan kardelenler olur hep; herkesin de yüreğinde vardır birer kardelen. Onun adı ise içinden gelen doğru sestir. Yeter ki içimizden gelen o sesi duyalım, ona kulak verelim. Hepimizin içinde kimi zaman fırtınalar esmez mi, Kim içerisinde her mevsimi yaşatmaz ki? Bazen güller açar yüreğimizde; bazen kar yağar, buz tutar yüreğimiz. Ama bunun dışarıdaki mevsimlerle işi ne, neden beklenir bahar bir umutla? İnsan, hayatındaki baharını ancak ve ancak içinden gelen doğru sesi dinleyerek yaşayabilir. Evet kulak vermeliyiz içimizdeki sese, madem ki mutluluk varış değil bir yolculuktur, sorgulamalıyız kendimizi. Hepimizin hayatında mutlaka yaşadığı zorluklar ve sıkıntılar vardır. İyi yada kötü biten günü tamamlar ertesi güne başlarız. İşte bunları yaşarken sorgulamalıyız kendimizi. Nasıl daha iyi olabilir, bu mudur doğru diye? Asla değiştiremeyeceğimiz şeyler olacaktır tabi ki. Ama kendimize yeni şanslar vermek gerek. Sabah olacak güneş yeniden doğacaktır nasılsa. Çünkü her şey geçicidir ve bizi sıkan her ne ise o da yok olacaktır zamanla. Hayatta durdurulamayan tek şey zamandır ve asıl olan bizler. Biz olmasak zaten hayat olmaz ki. Dünya kendini yenilerken, dışarıda baharlar yaşanırken; bizlerde yeni baharlar yaşamak adına önce içimizdeki kıpırtıları hissetmeliyiz. Neleri değiştirmek istiyoruz yada neler yaşamak? Önemli olan doğru zaman ve doğru karar yani dengeleri tutturmak. Değiştirmek istediklerimizi iyi ölçüp tartmak. İçimizdeki fırtınaları dünyaya yansıtıp sonrada kabahati dünyaya atmak değil. Hepimizin özdeşleştiğimiz bir dünyası vardır sadece. Yeter ki yüksek bedeller ödemeden kara kışlardan çıkıp baharı yakalayabilelim. Doğa nasılsa kendini yeniliyor. Evet bahar geliyor ardından da yaz. Bir yaşam savaşı, bir umut. Gene mi güzel olan duygulara yer yok içimizde? Oysa yanımızda olmalı hepsi. Sevmeyi, sevilmeyi, ilgiyi, aşkı, dostluğu, güveni, içtenliği sunmalıyız birbirimize. Saygılarımla…