Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Tabiatın yeniden hayat bulduğu bugünlerde, gözlerim, kenarlarında sıra sıra yükselen apartmanların yer aldığı Harşit çayının içimizde derin yaralar açan, azgın, bulanık sularına takılıyor. Pervasızca akıp, giderken, içinden yükselen acı feryatları duyar gibi oluyorum. Bir an için otuz yıl öncesine çocukluğuma dönüyorum. O zamanlar bahar geldiğini çok kolay hissederdik. Harşit iki tarafında da içinde elma ağaçlarının boy, boy yükseldiği bahçeler arasından salınarak, köpük, köpük akardı. İlk önce kızılcık ağaçlarının sarı çiçekleriyle tanışırdık, çimenler arasından baş kaldıran beyaz papatyalar boynumuza kolye, kolumuza bilezik olurdu. Elma, armut ağaçlarının pembe, beyaz Çiçeklerinin kokusunu ılık, ılık esen rüzgar yüzümüze kadar getirirdi.Her iki tarafındada upuzun kavakların boy attığı Harşit berrak suyunda çiçek yapraklarını ,söğüt pamuklarını taşırdı.Sıcak bahar günlerinin gelmesiyle ev temizliğine başlayan kadınlar halı, kilim, yolluk neleri varsa Harşitin kenarına taşırlardı.Gümüş gibi akan suyun içine girer neşe içinde yıkarlardı.,Bahçe kenarlarında toprakla oynayan çocuklar yorulan annelerine kopardıkları beyaz gülleri verirlerdi.Yıkanan halılar ,kilimler şimdi üzerlerine evlerin yapıldığı büyük taşların üstüne serilip ,kurutulurdu.Bahar geldiği zaman tepedeki taşların arasından derecik denilen sular akardı,her suyun kenarında ,içinde çamaşırların kaynatıldığı kazanlar,çamaşır leğenleri bulunurdu. Büyük elma bahçelerinin ortasında iki katlı ahşap konaklar yükselirdi. Pencerelerin önünü renk, renk sardunyalar, küpeliler süslerdi. Ayrıca kapıların önünde, tamamı ahşaptan yapılmış, kamelyalar vardı. İkindi çayı burada bahçe duvarlarının kenarlarını süsleyen, leylaklardan yükselen kokular eşliğinde semaverlerde yapılıp, içilirdi. Bahçenin bir bölümünde de sebze yetiştirilirdi. Hamit Amcanın bahçesini bellerken biz çocuklara attığı, yer elmalarının tadını hala unutamam. Sonbahar geldiği zamanda Harşit kenarlarındaki asırlık ceviz ağaçlarından düşen cevizleri, elmaları suyun içinde tutmaya çalışan çocuklarla dolup taşardı. Bahçelerde elma dolu sandıklar taşınmayı beklerdi. Bugün artık, o elma bahçelerinden eser kalmadı, Harşitte sularında kanalizasyon artıklarını taşıyor.