Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
29 Mart 2006 tarihli Demokrat Gümüşhane gazetesindeki yazısı
Mail
hasanpir2002@yahoo.com
Siteye Ekleyen
AdamGibi
Bugün gökyüzünde önemli bir olay meydana geliyor: GÜNEŞ TUTULMASI. Güneş'i, Ay'ı ve yıldızlarıyla gökyüzü insanoğlu için bugüne kadar hep bir sırlar âlemi olmuştur. Nice din ve ilim adamları, nice felsefeciler ve edebiyatçılar ilhamlarını hep bu gizem okyanusundan almışlardır. Güneş, Allah'ı bulmaya giden yolda Hazreti İbrahim (a.s.)'a önemli bir rehber idi. O, en parlak gök cismi olan Güneş'i ilah zannetmiş ama akşam olup Güneş kaybolduğunda, “Batanlar ilah olamazlar.” diyerek, Güneş'in yaratılmış bir varlık olduğunu tespit ve ilan ediyordu. Peygamberimiz Hz. Muhammed (a.s.m.), İslâm'ı tebliğ ederken, kendisine dâvândan vazgeç diyenlere yine Güneş'i göstererek “Bir elime Güneş'i, bir elime Ay'ı koysanız, vallahi bu dâvâmdan vazgeçmem.” diye cevap veriyordu… Dünya'dan bakıldığında Güneş, gökyüzünün gözü olarak görünürken, uzaydan Dünya'ya bakıldığında ise denizler yer kürenin mavi gözleri olarak parlamaktadır. Edebiyatçı ve felsefecilere ilham kaynağı olan bu gözler bakınız birbirleriyle nasıl uyum içinde çalışıp insanları şefkatle kucaklıyor: Bediüzzaman Hazretlerinin ifadesiyle; “Semâ yüzü, güneş gözüyle zeminin yüzündeki cemâl-i rahmeti seyirden sonra, zemin dahi deniz gözüyle yukarıdaki azamet-i İlâhiyeyi temâşâyı müteakip o iki göz birbiri içine kapanırken, rûyi zemindeki gözleri kapıyor.” Sadece Güneş ve Ay tutulması değil, gökyüzünde insanları hayrete ve dehşete düşüren pek çok olay meydana gelmektedir. Gökyüzü muazzam bir derinlik, muazzam bir okyanus… Henüz genişliğinin son sınır rakamına ulaşılmış değil... Güneş tutulması, kâinatın yaratıldığı andan itibaren var olan bir hadise. Gök ilminin gelişmesiyle gerek geçmişte olan, gerekse gelecekte olacak Güneş ve Ay tutulmaları neredeyse sıfır hata ile hesaplanabilmektedir. Gökyüzü ve gök cisimleri, bütün haşmet ve büyüklüğü ile bir nizamın eseri… Bakınız gök bilimciler, hesaplar yaparak Güneş ve Ay tutulmalarıyla ilgili olarak ortaya ilmî veriler koyuyorlar… Eğer, bir konuda hesap yapılabiliyorsa orada tesadüf yok demektir. Yani tesadüfün ilmi olmaz. Hâlbuki ilim adamları, 50 sene sonra meydana gelecek bir Güneş tutulmasının tarihini, saatini, enlemini boylamını şimdiden söyleyebiliyorlarsa, yaptıkları hesap; bir kör kuyuya taş atıp tesadüf oyuncaklığı yapmak değil, bir ilmî var oluşun ince sonuçlarını göstermektir. Bir konuda hesap yapılabiliyorsa, ilim var demektir, ilim varsa şuur var demektir. Şuur varsa o olayı bir yapan var demektir. Yıldızlarıyla, galaksileriyle kâinat bir nizamın eseridir. Ne Güneş tutulmasından, ne de diğer gök hadiselerinden korkmamak gerekir. Çünkü tesadüfî olaylar değillerdir. Önemli olan akıl ve ibret gözlüğü ile o güzelim gök filminin sahnelerini seyredip, gerekli olan dersleri alabilmek, insanî acziyeti hissedebilmektir.