Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Ali Coşkun HİRİK->DR. SELAHATTİN TOZLU'NUN DEDİKLERİ [ Arama ]

DR. SELAHATTİN TOZLU'NUN DEDİKLERİ
Başlık DR. SELAHATTİN TOZLU'NUN DEDİKLERİ
Açıklama -
Siteye Ekleyen AdamGibi

     Gümüşhane’nin yetiştirdiği en kaliteli insan kumaşlarından birisi olarak, Selahattin Tozlu kardeşimizi içimizde “şık bir elbise” gibi yıllarca taşıdım. İnsan kumaşından elbise biçmek olan işimizde, kaliteden ödün vermeden ve “”ham” yer bırakmadan bütün fikirleri örtercesine elbise çıkarmak, biçenin terzi maharetinden çok, kumaşın adi olup olmamasına da bağlıdır.
     İçimdeki milliyetçilik bağlamında anlamını bulan fikirlerime  hep O’nun etsiyle ilmek attım.
     Üstadı hafta sonu Kelkit’te ağırladık. Onun sadece ermeni meseli değil, milliyetçilikle beslenen düşüncelerden bütün Kelkitlilerin nasiplenmelerini istedim.Değerli kardeşimin iki önemli düşüncesini bütün okuyucularımızla paylaşacağım bu yazımda:
     Birinci olarak sevgili kardeşim, Ermeni meselesinin tarihi bir sorun olmaktan çok siyasi bir sorun olduğunu vurguladı. Bu sorunun çözeme için de siyaseten güçlü olmaya vurgu yaptı ki çok isabetli bir tesbitti. Ne yazık ki “keyfiyeti” elinde tutan güçlü ülkeler için bu gibi suçlayıcı iddiaların ortaya atılmadığını  ve daha doğrusu atılamadığını artık hepimiz biliyoruz. Bugün, herhangi bir dünya devleti çıkıp diyebiliyor mu, “Ey ABD , sen öncelikle içtiğin Kızılderililerin kanını hesabını ver” diye!  Zulüm konularında bütün güçlü ülkelerin sicilleri çok kabarık olmasına rağmen, çok garip bir sinsi planın parçası olarak ortaya atılan katliam iddialı birden unutturuveriliyor. Siyaseten (dış siyasetten bahsediyoruz) güçlü bir Türkiye için kimin haddine düşerdi acaba, Türkiye’ye yakıştırılmak istenen Ermeni mezalimi iddialarını ortaya atmak!
     Böyle bir iddiayı ortaya atmaya yeltenen mihraklar Türkiye’nin güçsüzlüğünü fırsat bilerek ve tamamen ülkemizi karıştırmak için böylesi bir “soysuzluğun” içinde bulunuyorlar. Osmanlının hükümranlığı altında, Osmanlı ‘dan şefkat dilenen bugünün Batı ülkeleri, Dünya’nın kontrolünü ellerine geçirdikten sonra  Türkiye’nin kendilerine güçlü bir rakip olarak çıkmaması için Ermeni sorunu kılıfı adı altında akıl almaz stratejik ve adeta soğuk savaşın bir parçası olarak sinsi iftiralar peşindeler. Bu iddiaların bu kadar pişkinlikle ortaya atılması tek bir şeyin göstergesi olabilir: Türkiye siyaseten güçsüz bir konumdadır!
    İkinci olarak, Hoca’nın da ifade ettiği gibi, yüzyıllar boyunca dünyaya hükmetmiş bir milletin evlatlarıyız. Bizim devlet geleneğimizde zulüm ve katliam gibi bir iğrenç emel asla olmamıştır. Ecdadımız her gittiği yere  kılıcının açtığı yolda, hoşgörüyü ve birlikte yaşama pratiğini de beraberinde götürmüştür. Osmanlı’nın şemsiye altında vatandaşlık haklarından da yararlanarak, eşitlik ekseninde  saygı gören ırk ve milletler, ne olmuştur da Osmanlı güçsüz bir konuma düşünce birden ayaklanmışlardır. Nankörlük elbetteki kışkırtıcı bir rüzgarla alevlenen bir mikroptur. Oyun aynı oyundur, şimdi de Türkiye’nin önünü kesmek için bu gibi iddialar tezgahlanmaktadır.
     Peki güçlü bir ülke nasıl olunur?
     Güçlü bir ülke pek tabiki milletini sevmekle olasıdır. Bu aziz milleti oluşturan herkes asli unsur olduğunu bilecek ve milletine ve milliyetine sıkı sıkı sarılacak. Çözüm budur. Milliyetçi fikirlerinde ödün veren insanlar, bu toprakların üzerinde yeşeren ortak kültürel değerlerimizden eğer ki beslenememiş ve  aciz bir konumda kalmışlarsa, her türlü dış mihrakın oyununa gelmeye hazırdırlar.
     Onun için milletimizi ve milliyetçiliğimizi  sevmemiz gerektiğini baş koşul olarak ortaya koyuyorum. Herkes böyle bir sevginin ortaklaşa bir ucundan tutsa, elbetteki “ben senden daha çok milletimi seviyorum” edalarında birileri de ortaya çıkmaz. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı bizlere böylesi bir sevgiyi aşılamaya kadirdir. Eğer ki biz şimdilerde oturmuş bu vatanı kim daha çok seviyor diye birbirimize sormak durumunda kalmışsak yazık ki hem de nasıl yazık!  O zaman demek ki bu vatanı az seven birileri var aramızda! Allah ıslah etsin diyelim, ne diyelim daha!

Oyu Puanı: 28 - Ortalama: 4

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 8 (0 Kayıtlı Üye 8 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 1.32716 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu