Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Mayıs ayını çok seviyorum. Mayıs ayı geldiğinde bir büyük diriliş olarak Hıdırellez’in ruhuna uygun olarak içime mavi atlaslar giydirir, içimdeki bahçeleri bahar kokulu rüzgarlarla okşarım. Mayıs ayının benin için bir çok özelliğini bir kenara bırakarak çok önemli bir özelliğini ön plana çıkartmak istiyorum : 19 Mayıs! Esarete ve emperyalizme karşı direnen bir halkın özgürlük bayrağını açtığı tarih! Bu büyük tarihin içinde bulunduğu haftayı da Gençlik Bayramı olarak kutlayacağız. Ve ayın zamanda içinde bulunduğumuz yıl, ulu önderimiz Atatürk’ün doğumunun 125. yıldönümü olarak çeşitli etkinliklerle kutlanacak. Ben de istedim ki bu anlamı büyük Mayıs ayında, Atamızın bizler için neler ifade ettiğini anlatıp, gençlerimize ufak bir hatırlatmada bulunarak, içimden gelen coşkuyu bütün okuyucularımızla paylaşabileyim! Pazar günlerimi,hasta ve yas evi ziyaretlerine ayırıyorum.Başsağlığı dileklerimi iletmek için geçen Pazar günü gittiğim bir köy evinde çok ilginç ve ilginç olduğu kadar da düşündürücü bir sualle karşılaştım.Bıyıkları yeni terlemiş bir genç, bilgisizlik batağına saplanmış olmasının dudaklarını titreten heyecanıyla sordu: Atatürk solçu muydu? Çünkü bizlere hep öyle diyorlar! Buyur bakalım, canın ne istiyor! Şaştım, afalladım kaldım! Bu gencimizin suçu yok, ona neden sinirleneyim ki… Ona bu fitne fikirleri aşılayanların ne büyük bir suç işlediklerini düşündüm ve üzüldüm! Toplumumuzda şimdilerde bile insanları sağcı veya solcu diyerek ayırarak ve o meşhur söylemiyle “kamplara bölerek” çok sinsi ve çok iğrenç tezgahların yapılıyor olduğuna bir kez daha şahit oldum. Muhtemel ki Atatürk ve vatan düşmanı Şevki Yılmaz’ın Kelkit’teki mitinginde havaya ellerini kaldıranların tezgahlamaya çalıştıkları bu tuzaklara hiçbir hemşehrimin düşmesini istemem. Emin olunuz ki, kim birilerini sağcı veya solcu diye kategorize ediyorsa, onun gerçekte pastayı yeme hevesi vardır. Allah, bu gibi “kötü niyetli” insanla fırsat vermez inşallah. Hele hele Atamıza bu gibi bir iğrenç yakıştırmanın yapılıyor olmasını asla hazmetmem mümkün değildir! O iğrenç suali soran genci karşıma oturttum; Atatürk’ün Elmalı Hamdi Yazır’a, ücretini de kendi cebinden vererek Kur’an-ı Kerim’in tefsirini yaptırdığını, Osmanlı’da var olan yüce kitabımız Kur’an’ın matbaada basılması yasağını kaldırarak, her Türk’ün Dinimiz İslam’ı kaynağından öğrenmesini sağladığını, Atatürk’ün iyi bir insan, temiz bir Müslüman olduğunu, Atatürk’ün sağcı veya solcu olmadığını, Atatürk’ün milli ve vatansever olduğunu anlattım uzun uzun… Atatürk gibi milletine canını adayıp, ömrünü milleti için harcayan bir insanın üzerinden siyaset yapanları kınıyorum. Bu yüce insanı Türk gençliğine tanıtmayıp, istismar edenlere dini de, çıkar için, laikliği de ikbal için kullananlara yazıklar olsun diyorum. Bilinmelidir ki Atatürk’ü unutmak ve yanlış çağrışımlarla kötü ellere alet etmek gaflettir. Bu tuzaklara hiç kimsenin düşmemesini umut etmekteyim. Atatürk, Türk devletini gençlerimize “Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” diyerek emanet etmiştir. 2006 yılında bir gencin “Atatürk solcu muydu” diye sormasının altında yatan beyin bulanıklılığına dikkat çekiyor, Atamızın bizlere bıraktığı Cumhuriyetimize her geçen günden daha fazla sahip çıkmamız gerektiğini düşünüyorum.