Yıllar önce izlediğim  “En uzun gün” adlı yabancı bir filmde aklımda kalan “Gerçekler her zaman yüze karşı söylenmez”  özlü tümcesi bazan düşünüp te yazamadıklarım için en  büyük engel.
     Peki; saygıdeğer okurlarımız siz yazıyor musunuz?
     Sağ olsun kimi duyarlı okurlarımız bizi arayarak bazan kişisel bazan da toplumsal olaylara parmak basmamızı istiyorlar. Buna rağmen çok az tepki aldığımızı söyleyebilirim. Bu da bizi üzüyor.
     Bağımsızlık vurgumuzu, tarafsızlığımızı ve  güvenirliğimizi pekiştirmek için daha fazla eleştiri almaya ihtiyacımız var. Doğrusunu isterseniz bir okur temsilcisine.
    Ekonomik konulara pek de değinmediğimiz sütunlarımızda, açlık sınırında bile ücret alamayan bir asgari ücretli derdini bize yazması ve de paylaşması fena mı olur?! Yada büyük bir fedakarlıkla Üniversite yaptırma ve yaşatma derneği tarafından yolları belirlenen gelecekteki Üniversite Kampüsünü çöplük yapma da sakınca görmeyen çılgınları ve aynı mekanda gecekondu yapılmasına göz yuman yöneticilerin okurlarımız tarafından kınanması gerekmez mi?
     Ben yazamadıklarım derken o kadar da uzun boylu değil.. Yıllar önce emek verdiğim değerli bir öğretmeni önce sekreter yardımcısı sonra da kadrosuzluktan emekliye sevk edilmeye benzer bir işlemle eski görevine iade edilişini doğrusunu isterseniz göz ardı edemem...
     Bunu da bal gibi yazarım.