Milli Eğitim Bakanlığı’nın son yıllarda üzerinde en fazla durduğu konulardan birisi eğitimde kalitenin artırılması olmuştur.
      Ancak aradan bunca zaman geçmesine karşın, bu konuda girişilen çabalar okullarda kalite senaryosu arşivlerinin oluşmasından başka bir işe yaramamıştır. Ulusal ve uluslar arası düzeyde yapılan çeşitli sınavların sonuçları eğitimde kalite yönetimi çalışmaları okul eğitimine yansımadığını kanıtlamıştır. Ayrıca ”kalite gösterileri” “en güzel örnekler” vb. törenlerde yapılan abartılı sunumların gerçeklerle fazla ilişkili olmadığı, bu okullarda yapılan  denetimlerle gözler önüne serilmiştir.
      Kendilerini kalite kavramının büyüsüne kaptırmış inançlı, istekle  çalışan bir avuç kalite neferinin tüm çabalarına karşın, eğitimde toplam kalite hayali neden istenilen düzeyde başarıya ulaşamamıştır? Bunun birçok nedeni olmakla birlikte, hiç kuşkusuz ki en önemli nedenlerinden birisi kaliteli eğitim yöneticisi yetiştirmenin göz ardı edilmiş olmasıdır. Çünkü bir okulun kalite standartlarına ulaşması diğer faktörlerin yanında, okul yöneticisinin niteliği ile doğrudan ilişkilidir. Okuldaki insan ve madde kaynaklarının okulun amaçları doğrultusunda yönlendirilmesinden okul yöneticisi sorumludur.Okulun lideri sorumludur.
      Okul ne kadar güçlü parasal kaynaklara, ne kadar nitelikli öğretmen ve öğrencilere, ne kadar destekleyici okul çevresine sahip olursa olsun; bunları etkili yönetecek nitelikte lider yöneticiler olmazsa, bu kaynaklar eğitimin kalitesine hiçbir şekilde yansımaz. Bunu da bu ilde görmekteyiz. Bu nedenle eğitimde kaliteyi sağlayabilmek için yapılması gereken en önemli çalışmalardan birisi kaliteli lider yöneticiler yetiştirmektir.
      Konuya bu gerçek doğrultusunda bakıldığında; eğitimde kalite uğruna sarfedilen emek ve paraların yerini bulması için her şeyden önce kaliteli eğitim yöneticisi yetiştirme ve istihdam etmenin milli bir politika haline getirilmesi gereğini ortaya çıkmaktadır. Bunu sağlayabilmek için de öncelikle milli bir irade ve bu iradeyi yaşama geçirecek güçlü bir ekibe ihtiyaç vardır.
      Eğitim yönetimi alanında çalışan akademisyenler, başarılı okul yöneticileri, denetçiler, sivil toplum örgütleri vb. temsilcilerinden oluşturulabilecek  birim; öncelikle Türk Milli Eğitim Sistemi’nde yer alan yönetsel kademelerin her biri için gerekli olan lider yöneticilik ölçüsünü belirleyebilir ve bu konu ile ilgili olarak yapılacak tüm düzenlemelerde temel rolü oynayabilir. Ayrıca eğitim yöneticilerinin üniversitelerle işbirliği içerisinde seçilmesi, yetiştirilmesi, atanması ve sürekli eğitimlerinin sağlanmasında da yine bu birime yetki verilebilir. Böylece hem kaliteli eğitim yöneticisi yetiştirmeye ilişkin milli bir politika oluşturulur ve uygulanır; hem de bu yolla eğitimde toplam kalite hayali yaşama daha kolay geçirilebilir.
      Yoksa nutuklarla, talimatlarla ve  hevesli birkaç kişinin çabasıyla bu memlekette eğitimde kaliteyi sağlamak hayalden öte bir şey olmayacaktır. Zira kaliteli eğitim, ancak kaliteli eğitim yöneticilerinin yetiştirilmesi ile olur.