Dünya nükleer enerjinin korkunç yüzüyle 26 nisan 1986 da tanıştı.Sovyet topraklarında meydana gelen nükleer facia binlerce kilometre uzakta yaşayanlara da hayatı zehir etti ve ardında günümüze kadar uzanan bir yıkım bıraktı.Artık küçük büyük herkesin bildiği bir kabusun adı oldu ÇERNOBİL.O günden bu yanada güncelliğini koruyan her kanser vakasından sonra süslenip püslenip vitrine konulan bir konu oldu.

     Çernobil nükleer santralinin 4 numaralı reaktöründe meydana gelen patlama, zayıf güvenlik sistemleri sebebiyle yüzyılın felaketi oldu.Kazadan sonra Kuzey Yarım Kürede hemen her ülkede radyoaktif kirlilik görüldü.Rüzgarlar ve yağışların etkisiyle bazı ülkeler radyoaktif maddelerden daha fazla etkilendi.Türkiye' ninde bu kazadan etkilenen 16. riskli ülke olduğu söyleniyor.Milyonlarca insanın kaderini değiştiren kaza sonucu Hiroşima'ya atılan bombanın 200 katı daha fazla radyoaktif madde atmosfere salındı.

    1986 yılında kazanın hemen sonrasında televizyonlar hep Çernobil faciasından bahsediyor ve insanlar bilinçlendiriliyordu.Bugün ise bunların hepsi  unutulmuş ,insanlar sadece devletin bir bardak çay içişini hatırlıyor.Nedense kandırıldığımıza inanmak isteniyoruz.Neden hiçbir şeyden haberi olmayan masum halk rolüne bürünüyoruz? Oysa Çernobil Nükleer Santralinde sızıntı olduğunu ve atmosferdeki hava akımları ile Avrupa'ya ve birçok ülkeye yayıldığını biliyorduk.Uzmanlar Karadeniz'de yağmur beklendiğini,yağmurlarında radyasyon riski taşıdığını ve insanların bir süre sokağa çıkmaması gerektiği söyledi.Televizyonlar,radyolar günlerce uyarıda bulundu.Peki bu uyarıları kaç kişi dikkate aldı? Bizler ne o zaman bu uyarılara kulak verdik nede bugün bunları hatırlıyoruz.
 
   Uyarıların ertesi sabahında Karadeniz'de sokakları tıklım tıklım dolduran biz değil miyiz?Sonra medya,bilim adamları,sivil toplum kuruluşları aylarca bu olayın üzerinde durdu.Özellikle çay içmeyin denildi.Bunları duymayanınız var mı? Farkında olmayan var mı? Çay içmeyen,sigara içmeyen,uyarılara rağmen sokağa çıkmayan var mı? Şimdi suç radyasyonlu çayı halkın gözü önünde içip bunda bir şey yok diyenlerde mi?Hangimiz başkalarının sözüne güvenip sağlığımızı riske atarız ? Televizyonlarda Çernobille ilgili haberler verilirken biz elimizde çay bardağı ile haberleri izlemiyor muyduk? Her olayın sonunda devletin bunu doğrulamasını mı bekliyoruz?

   Bütün dünya radyasyondan kaçarken biz ne yaptık peki ? Tüm gerçekliğiyle Çernobil faciasını yaşıyorduk ve hala yaşıyoruz.Herşeyinde farkındayız.Ama bizler ' Biz Türküz,bize bir şey olmaz' demekten başka ne yapıyoruz?

    Biz değil miyiz magazin haberlerini gündeme oturtan, ama çevremizde olan bitenden haberi olmayan  yada olan olaylarıda magazin haberi niteliğinde değerlendiren ,

     Biz değilmiyiz her olayı uzaktan izleyen, sadece izleyen…..
     -İtalya zehirli varillerini Karadeniz'e attıktan sonra hiçbir şey olmamış gibi o yaz denize giren,
     -Karadeniz'de 100 bin ton nitratlı gübreyi bahçelerimizde kullanan,

     Hangimiz kanalizasyon gölüne dönen tuz gölünün tuzunu kullanmayı bıraktık?
     Hangimiz duymadık olan bunca çevre felaketini?

    Türk halkı son derece vurdumduymaz yaşıyor.Bizi ve çevremizi yok eden süreçler çok hızlı ilerlerken biz hep bahaneler buluyoruz.

     -Karadenizi Tuna kirletiyor,
     -Kanser çernobilden oluyor,
     -Küresel ısınma gökyüzünde oluyor,

     Kimse bize zorla bir şey yaptırmadı.Bilerek sigara içtik,çay içtik,denize girdik.Koylarımız katledilirken karşı çıkanları hain ilan eden biz değilmiydik?
     Hep başkalarının bizi yönlendirmesini beklemek doğru değil.Olan olmuş artık,biz çare bulmaya bakalım ve kolaya kaçmaktan vazgeçelim.GELİN BİRAZ DUYARLI OLALIM.

     Herşeye bir sebep bulunca bize oturmaktan başka yapacak ne kalıyor?