Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Yanılmıyorsam yıllar önce Can Yücel’in ağzından duymuştum “Dünya’nın çivisi çıktı “ deyimini. Hep dünyayı ayakta tutan ve her daim tazelenen bir güç olarak “iman gücünün” olduğunu düşünmüşümdür. Hani nerde, git gide sevimsizleşen dünyamızda iman zerafeti ve imanın bizleri birbirimize kenetleyen o muhteşem direngenliği ve doğru, temiz yüreklerde demlenen hak anlayışı? Çok basit bir gerçektir ki insanlığın başına felaket olarak ne gelmişse hep Allah’ın buyruklarından uzaklaşma sürecinin sonucunda gelmiştir. Bizlerin de , Hak dinimiz olarak İslamiyet’i anlayıp ve ruhlarımıza giydirip yaşadığımız oranda felaketlerden uzak kalacağımız aşikardır.Muazzez dinimiz İslamiyet’in teslim olma kökünden geldiğini salt yazmamız bile konumuzu açıklamada yeterli bir gösterge oluşturur bizlere. Dinimizin getirdiği güzelliklere ya teslim olmuşuzdur , ya da olmamışızdır, bunun ortası olmaz, olamaz! Namazlarda ettiğimiz dualarımızı Allah’ a yakaran edalarla göklere uçuruyoruz. Ama namaz biter bitmez, caminin eşiğinden ilk adımımızı attığımız anda canavarlaşan bir nefsaniyet kolumuzdan tutup bizleri hiç ummadığımız günahkar vadilere sürüklüyor.Ne yazık ki ettiğimiz dualarımızdaki samimiyetimizi ölçecek bir mihenk taşı yoktur. Onu sadece yüce yaratıcımız biliyor. Ama biz diyoruz ki Müslüman her gittiği yerde temiz ahlaklılığının bir gereği olarak doğru oturup, doğru konuşmalı ve doğru davranmalıdır. “Karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar” anlayışındaki Müslümanlardan olmanın dinimizin içinde makbul ve de mümtaz bir özellik arzettiğini zinhar söyleyebilir miyiz ki? Bilgisiz insanlardan her zaman korkmuşumdur. Çünkü bilgi, eğer ki insanda imana giden bir katalizör güç olma özelliği olarak pekiştirilememişse, o zaman imansızlık mukadderdir. Allah’tan en çok korkan ve korktuğu içinde günah-sevap çizgisinde dikkatli yürüyerek Allah’ derin bir saygı ve vecd içinde bağlanan insanlar bilgili insanlardır. Çünkü bildikçe. Allah’ın ne büyük hikmetlerle yaşamımızda var olduğunu anlarlar. Bilmeyen insan için körlük, bilgiyle beslenmediği için marazi bir hastalıktır. Dolayısıyla Allah’ın bizden istediği kamil insan portresinde, gittikçe tekamül eden, tekamül ettikçe mükemmelleşen bilgili bir insan portresi saklıdır. Bilgisizliğimiz sonucu, gıybetten korkmayacak kadar yakıcı bir cehennem ateşinde yanmaya hazır hale gelmişsek oturup derin derin düşünmemiz gerekir. Zaman zaman kendi kendime küçük oyunlar oynarım. İlk zamanlarda belki çok eğleniyordum ama şu son zamanlarda derin bir yesim ve üzüntü içinde bu oyunu oynuyorum.Bu oyun, bir Müslüman kerdeşinizin sizin hakkınızdaki hüsni niyette ne kadar samimi olup olmadığını ölçen bir oyun… Görevimiz gereği çok farklı mekanlara , çok farklı sosyal gruplara girip çıkıyoruz. Girdiğimiz her yerde belirgin bir güzellik bırakmak adına bütün performansımızla çabalıyoruz. İnsanların gözlerinin içine bakıp, yüreğimizi ellerimize alıp hep dost kazanmanın peşinde oluyoruz. Özellikle samimiyetlerini ölçmek için girdiğim sosyal gruplara “ağzında bakla ıslanmayan” bir arkadaşımla giderim. Dost sıcaklığındaki bütün iyi niyetimi sergiler ve sohbetin orta bir yerinde apansız olarak ayrılıveririm. Daha sonra bir dengine getirir ardımdan edinilen sözleri yine ağzında bakla ıslanmayan arkadaşımdan alıveririm.Dün girdiğim bir kahvehane ortamının ardından yine bugün de sordum: “Ardımdan ne dediler?” El cevap: İki komünisttir dedi, birisi sosyal demokrattır dedi, beşi iyi bir insan, iyi bir şair dedi, ikisi de gerici, yobaz, dedi. Yine on üzerinden beş almışız deyip teselli bulacağımız zamanları çoktan geçtik.Artık bilgisizlikle beslenen bu marazi hastalık kanıma dokunuyor. Hakkımızda gıybet edenler batağa daldıkça şeytanın ikramı artıyor, ikram arttıkça gıybet koyulaşıyor; en nihayetinde koyulaştıkça da gıybetçi mel'unlaşıyor…. Allah sonumuzu hayr eyleye...
Ali Coşkun - Ahmet ALTAY yazını okuduğum zaman benim bildiğim sosyal demokrat Ali COŞKUN-HIRİK kemalemi ermiş diyecektim ama yazının sonunda yine Kelkitimizin en güzel özelliğini açıklamışsın yüzüne söyleyemezler ama arkandan entrika çevirmedende duramazlar çünkü sana ulaşamadıkları için hep kıskanırlar. kELKİTTE değişmeyen tek şey galiba dedi-kodu kıybet