Değerli Kuşakkaya Okurları,
       Bu satırların yazılış amacındaki samimiyeti, ülkesinin ve  şehrinin dertleriyle hemdert olmaktan başka bir kaygısı, hesabı  olmayan bir sıradan insanın samimiyeti olarak görmenizi rica ediyorum.
       Başbakan Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ı iki gün evvel Erzurum’da bir takım temel atma törenlerinde izledim. Kendilerinin hatip kişilikleri ardında bizlerde bıraktıkları düşüncelerle,  bu satırlar tarafımızdan içimizde kalan hissiyatımıza tercüman olmak için yazılmıştır.  Kendilerini Gümüşhane’de görecek olmanın heyecanıyla kaç gündür büyük bir sabırsızlık duyuyor idiysek de, bu sabırsızlığımız kendilerini Gümüşhane’de görmüş olmanın heyecanıyla birleşemedi.
       Aslında Sayın Başbakanın Gümüşhane’ye  teşrifleriyle  büyük bir umudun içine girmiş olacaktık. Gümüşhane adına ürettiğimiz  düşüncelerimizi, umutlarımızı  hayata geçirmek için güçlü bir iradeyi yanımızda hissedecektik ki  bu güçlü irade Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ta kendisidir!
       Öncelikle şunu görmek gerekir :
       Gümüşhane, 3 kasım seçimlerinde Sayın Başbakanın başlattığı temiz siyaset söylemli harekete Türkiye’de en çok oyu  veren illerden birisidir. Bu yekvücut teveccüh,  Türkiyemizde esen “Türkiye’nin ağırlaşan sorunlarına karşı, yepyeni bir dönem başlatmak iştiyakındaki halk iradesinden doğmuş, ardı sıra Gümüşhanemizi de  peşinden sürüklemiştir.
       Gümüşhane halkının Başbakan  Recep Tayyip ERDOĞAN’ın ali şahsına  vermiş olduğu bu destek milletvekillerine ve belediye başkanlarına değil, bizzat kendisinedir.
       Kimsenin, konuyu çarpıtarak, Gümüşhane siyasetinde potansiyel bir siyasetçi olduğunu söylemeye hakkı yoktur. Esasen Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın başlattığı siyasi hareket, ihtiyacı olan insan gücünü  uzaydan almamış ;  bizzat bu toprağın bağrından var olan siyasi teşekküllerden toplamıştır. Sayın Sabri Varan’ın AKP serencamından önce, Refah Partisi Gümüşhane İl Başkanı olduğunu da burada hatırlatmak isteriz.  Türk siyasi hayatındaki yeni bir soluk, yeri bir umut olarak ortaya çıkan AKP, bütün bu içtenliği ve dinamizmi “kerameti kendinden menkul” kadrolarda değil,  bizzat ve bizzat Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın farklı siyasi kişiliği ve tutarlı politik söylemlerinde bulmuştur. Başbakan Erdoğan’ı hayranlıkla  her izlediğimde, bu düşünceye daha bir saplanıp kalıyorum.
       Lidere bağlı bir  siyaset anlayışının Türkiye’de her zaman “liderle sınırlı” kaldığını da ifade etmemiz gerekir. Burada, asıl olan liderin dışında kadrolar ve donanımlı, dürüst, ahlaklı siyasetçilerle bu umudum geniş halk kitlelerine enjekte edilebilmesidir.
       Sayın Başbakanın Erzurum’daki konuşmasını dinlerken, bir başka düşünce daha aklıma geldi:
       İllerimiz arasındaki gelişmişlik farkının azaltılması amacıyla yürürlüğe giren, 5084 sayılı teşvik yasasının, iyi niyetle atılmış, çok önemli bir adım olduğu tartışmasızdır. Ancak, itiraf etmek gerekir ki uygulamada bazı “komplikasyonlar” ortaya çıkmıştır. Yatırımlar yasada amaçlandığı gibi, illerimiz arasında düzeltici bir etki yaratacak şekilde dağılmamış, coğrafi konum ve büyüklük açısından avantajlı illerde yoğunlaşmıştır.
       Ne yazık ki, Gümüşhane gibi küçük illerimiz bu yasa çerçevesinde hak ettiği yatırımları alamamıştır. Ayrıca şunu söylemekte fayda  var ki,  uygulama, kapsama giren ve girmeyen iller arasında haksız rekabete yol açmıştır.
       Umuyoruz ki Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın şansında koruduğumuz bu içtenlikli yaklaşımımızı yerel siyasetçilerimiz çok iyi değerlendirir ve hizmete amil girişimlerle taçlandırmasını bilirler.