Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Ali Coşkun HİRİK->RAKI ŞİŞESİNDE BALIK OLMAK [ Arama ]

RAKI ŞİŞESİNDE BALIK OLMAK
Başlık RAKI ŞİŞESİNDE BALIK OLMAK
Açıklama -
Siteye Ekleyen AdamGibi

      Bulanık sularda yaşayan bir balık gibi hissediyorum kendimi çoğu kez.  Bu duygu ne zaman Kelkit Çayının bulanık sularına baksam aklıma gelir; bütün benliğimi sarar.
      Bulanık sularda balık olup yüzmeye çalışıyorum. Alışagelmiş duyu organlarım işe yaramıyor. Hatta beni yanıltıyor.. Gözlerim hiçbir  işe yaramıyor çünkü görülecek bir şey yok. Etrafıma dikkatlice sakınıyorum, her yer boz bulanık. Görüntüler bölük pörçük, hayaletimsi adeta.  İleriyi görmek mümkün değil; kimin eli kimin cebinde belli değil. Hiçbir şeyi konumlandıramadığım için, kimin ne dediği de pek belli değil.  Bulanık sularda ne tür tehditlerin kol gezdiğini, avın nerede olduğunu alışılageldik algılama yöntemleri ile görmek mümkün değil.. Hangi yönün doğru yön olduğunu da kestirmek daha da zor. Şu son zamanlarda işte böylesine bir bulanıklılık hissediyorum.
      Demek ki  diyorum kendi kendime, bulanık sularda yaşayan canlılar hayatta kalabilmek için farklı duyu organları ve farklı algılama sistemleri geliştirmek zorunda kalıyorlar. Bu, bir tür kendine özgü bir bağışıklık sistemi kazanmakla eş değer bir durum. Bulanık suda yaşayan bir balığı düşünürsek, şunu kesinlikle söylememizde bir sakınca olmaz: Balığın geçirdiği evrim görme duyusunun azalmasına karşılık diğer duyularının gelişmesini sağlamıştır.  İleriye uzanıp dokunmasını sağlayacak bıyıkları, antenleri, duyargaları gelişiyor. Kulakları sadece sesi değil, titreşimleri de algılıyor. Tıpkı derisi gibi. Bulanık su canlıları için gece ya da gündüz fark etmiyor galiba. Önlerini görmeleri için ışığa ihtiyaçları yok çünkü. O yüzden gözleri kapalı yollarını bulurlar bulanık sulardan oluşan evlerinde.
      Kendimi böyle bir balık yerine koyduğum zaman da şu sonuca saplanıp kalıyorum: Kendimi bu durumun getirebileceği bütün olumsuzluklara göre dizayn ediyorum; öncelikle kendimi koruma içgüdüm belirginleşiyor. Ama ne yazık ki kendimi koruma içgüdüsü sonucu kendime mukayyet olmam, benim toplumsallığımı bitiriyor! Kendimden başka bir dünyaya hiçbir katkım olmuyor.
      Ha, bir de mürekkep balığı var. Tehdit altındaki mürekkep balığı için bulanık şu vazgeçilmezdir. Mürekkep balığı bulanık su sayesinde hayatta kalır. Su bulanık değilse bile özellikle suyu mürekkebini püskürterek bulandırır ve böylece saklanır, tehlikelerden konurmuş  olur.
      Bulanık suyu pek sorun etmeyenler var. Pekala ki “aman bana ne etrafımda olandan bitenden, hiçbir şey görmüyorum, hissetmiyorum” diyebilir ve kolaycı bir yolu da seçebilirsiniz. Bu şehirde nüfusumuzun yarının aynen böyle düşündüğüne eminim! Ve bu anlamda Gümüşhane’nin en az yarısının birer mürekkep balığı olduğunu düşünüyorum.
      Kelkit Çayı’nın berrak aktığı günleri hiç görmedim zaten. Bulanık suda doğmuş, büyümüş canlılar için bu durum son derece doğaldır.Temiz sularda yaşayan bir balık gibi olup , bizim bulanık sularımızda panikleyerek çırpınan insanları görüyorum ve çok da yadırgamıyorum artık! Temiz suların korkulan avcısı bizim bulanık sularımıza düştüğü andan itibaren artık çok “zayıf” bir canlıdır. Her an avlanmaya hazırdır. Zaman zaman siyasetin gündemine giren “ithal” isimleri ben hep bu tür balıklara benzetmişimdir.
      İçimde yaşadığımız dönem bulanık sular gibi. Bizlerin hedeflerini şaşırtıyor. Normal çalışma biçimlerimiz geçerliliğini yitiriyor. Ama bu gibi kriz dönemlerinden, belirsizlik dönemlerinden medet umanlar var. Bu gibi insanlar için belirsizlikler yeni yeni fırsatları da beraberinde getiriyor. Aramızda “kurt dumanlı havayı sever” misali, kurtlaşıp avını iştahla yemeyi bekleyen insanlar var. Bu gibi insanlar bulanık sularda seyretmenin ne denli “yeni getirilere ve yeni avlara”  açık olduğunu gayet iyi biliyorlar.Çok açık bir ifadeyle bulanık suda yaşamı bir fırsat, bir avantaj haline getirenler hayatta kalıyor, diğerleri av oluyor!
      Yok yok, ben her an bulanık sularda yaşayan bir balık olmaktansa, rakı şişesinde bir balık olmayı tercih edebilirim.
      Ya sizin tercihiniz nedir?

Oyu Puanı: 28 - Ortalama: 4

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 18 (0 Kayıtlı Üye 18 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 0.79797 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu