Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Hasan PİR->MATEMATİKSEL HESAPLAR VE KADERİN HESABI [ Arama ]

MATEMATİKSEL HESAPLAR VE KADERİN HESABI
Başlık MATEMATİKSEL HESAPLAR VE KADERİN HESABI
Açıklama 04 Eylül 2006 tarihli Kuşakkaya Gazetesindeki Yazısı
Mail hasanpir2002@yahoo.com
Siteye Ekleyen AdamGibi

        Matematikte hesap kuralları bellidir. Deyimleşen ifadeyle iki kere iki dört eder…
        Mantıkta da kurallar bellidir…
        Hayat, çeşitli hesap ve kuralların uygulandığı geniş bir alan… Bu meydanda, sınırları ve etki sahaları farklı da olsa matematiksel hesaptan, mantık ve kader hesabına kadar her türlü hesap, uygulama imkânı bulmaktadır.
        Pek çok insanın zaman zaman başkalarının hayatına imrendiğini ve “şöyle şöyle yapsaydık, şimdi biz de onlar gibi olacaktık…” dediğini duyarsınız… Bu aslında mantıksal olarak hayata bakıştır… Yani şu şartı yerine getirirsen şu sonuca ulaşırsın düz mantığı…
        Hayatı matematiksel ve mantıksal hesaba göre yorumlarsak çok zorluk çekeriz…
        Hayatta uygulanan hesap sistemi matematiksel ve mantıksal sistem olsaydı ne olurdu bakınız: Zeki insanların çocukları hep zeki olurdu, varlıklı insanların çocukları hep varlıklı olurdu,  hastalıkları en iyi bilen ve tanıyanların hiç hasta olmaması, hatta ölmemesi gerekirdi, okumamış insanların kendileri ve çocukları aç kalırdı, hastalanan insanlar hemen ölürdü, hayatta her zaman kuvvetliler yaşama şansı bulurdu, ağaçlar gibi sabit varlıklar açlıktan ölürdü...
        Mademki hiçbir şey matematiksel ve mantıksal olarak oluşmuyor, o zaman kaderin hesabını da hesaba katmak insanı bilinmezler girdabından kurtaracaktır.
        Zaman zaman bir konuda aşırı derecede ısrarcı olduğumuz olmuştur. Ama bir türlü sonuca ulaşamayız. Çünkü insanî hesaplar belli bir yere kadar gidip orada duruyor. İnsanî kuvvetin ve hesabın bittiği yerde ise Kaderin hesabı işlemeye başlıyor. O zaman da insanın bu olayı kendine kabullendirme formülü ortaya çıkıyor: “Her şey kader ile takdir edilmiştir, kısmetine razı ol ki, rahat edesin.”
        Bedenî bir rahatsızlığı olan bir arkadaşınızı kara kara düşünüyor gördüğünüzde, sebebini soruyorsunuz ve onun ölümden korktuğunu anlıyorsunuz. “Ben yakında öleceğim…” diyor. Niçin diye soruyorsunuz; “Bendeki bu hastalıktan babamda vardı öldü, kardeşimde vardı o da öldü. Ben de de olduğuna göre ben de yakında öleceğim…” diye bir mantık geliştiriyor. Bu düşünce düz mantık kurallarına göre doğru olabilir, ama kader hesabına göre doğru değildir. Çünkü herkes bilir ki, “ölümüne bir saat kaldı”  diye başında nöbet tutulan pek çok hastanın iyi olup, onun başında nöbet tutan pek çok sağlam kişinin öldüğüne çok şahit olunmuştur.
        Hayatın bu çok yönlülüğü her zaman dikkate alınmalı ve en son hesabın kaderin hesabı olduğu unutulmamalıdır.
        Kısmetlere de bu yönden bakmak gerekir; mantık ve matematiksel olarak diplomalı, bilgi birikimli, sahasında tek olan kişilerin zengin olması gerekirken, geçimlerini zor temin ettiklerini görürüsünüz. Yine aynı şekilde bırakın diploma sahibi olmayı, okul yüzü görmemiş pek çok kişinin de varlıklı olduğuna ve zenginliğine şahit olursunuz. Bu tezadı düz mantık ve matematiksel hesapla izahınız mümkün değildir. Onun içindir ki, her şey kader ile takdir edildiği için kısmetlere razı olmaktan başka yapacak bir şey yoktur.
        Yanlış anlaşılmasın, “kısmete razı olmak”  körü körüne tevekkül etmek anlamına gelmemelidir. Bu yazıdaki konu açılımı, hayatını hep çalışarak geçiren, boş durmayan insanlara göre geliştirilmiştir. Yoksa tembel insanların ve tembellikle tevekkülü bağdaştırmak isteyenlerin düşünce çizgisi konumuzun haricidir.
        Kaderin hesabını kabullenip, O’na teslim olmak, bu dünyada insanî mutluluğu yakalamanın en önemli reçetelerinden biridir. “Kadere inanan kederden emin olur” ifadesi ise, bu konuyu özetleyen önemli bir özlü sözdür.
        Mutluluklarınızın daim olması dileğiyle…

Oyu Puanı: 7 - Ortalama: 3.5

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar
fats
08 Eyl 2006
KADER 'e îman, îmânın 'olmazsa olmaz' şartlarındandır.

Her müslüman kadere inandığını söyler ama çoğu kaderin ne olduğunu bilmez!

Oysa bir insanın bilmediği bir şeye inanması îman değildir! ..

Îman; evvelâ akıl ile kavramak, sonra dil ile ikrar etmek ve sonra da kalp ile tasdik etmektir.

Nitekim bir hadis-i şerifte Rasûlullah (sav): 'AKLI OLMAYANIN DÎNİ YOKTUR', buyurmuşlardır.

Oysa günümüz müslümanlarının ekseriyeti, aklı ve bilimi ayrı bir yere, îmânı ise ayrı bir yere koymakta ve peri masallarına inanmaktadırlar! .. Nitekim pek çok hurâfe ve zararlı bid'at bu cehâlet sebebiyle sokulmuştur saf zihinlere...
Allah RaZI Olsun paylasimdan Dolayi kardes

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 16 (0 Kayıtlı Üye 16 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 1.50905 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu