Bugünlerde, Peygamberimiz Hz Muhammed (asm) hakkında Papa’nın sarf ettiği uygunsuz sözler tüm dünyada olduğu gibi bizim de gündemimiz oldu.
        Papa’nın bu yakışıksız  konuşması tüm İslâm alemini üzmüş ve derinden yaralamıştır. Bu da Papaya karşı nefreti ve beraberinde bazı soruları da gündeme getirmiştir: Acaba dünya, dinler arasındaki güzel diyaloglar yerine dinler arası savaşlara sürüklenmek mi isteniyor?
        Peygamberimizin insanlığa ve hayata kattığı o kadar çok şey vardı ki bunların hepsi ortadadır ve hâlâ devam etmektedir. Bunları ne anlatmakla bitirebiliriz, ne de sayfalar dolusu yazılara sığdırabilirsiniz.
        Peygamberimiz dünyada eşi ve benzeri bulunmayan, her yönüyle insanlığa örnek olmuş mükemmel bir şahsiyettir.
        O Zatın (asm) davasından birisi Tevhid’dir. Bu davayı ifade eden “lâ ilahe illallah” kelimesidir. O zatın din ve halka-i zikrine giren geçmiş ve gelecek insanlar o mukaddes kelimeyi iman rüknü ve vird-i zeban etmişlerdir. O insanlar o davanın hak ve hakikat olduğuna öyle inanmışlardır ki bugüne kadar olduğu gibi kıyamete kadar da bu kelime dillerden düşmeyecektir.
        Ayın ikiye bölünmesi, parmaklarından fışkıran sular, ağaçların O’nun davetine katılmaları, duasından sonra yağmurun nüzulü, pek az yemekten ordunun ve çoklarının yemesiyle doymaları, kurt ve deve gibi hayvanların konuşmaları ve benzeri binler mucizelerle  tasdik edilmiş bir zattır Peygamberimiz Hazreti Muhammed (asm).
        Peygamberimiz, düşmanlarının diliyle bile “Muhammed-ül Emin” olarak vasıflandırılan bir zattır.
        O zat ki neşir ettiği hakikatin nuruyla beşerin gecesini gündüze, kışını yaza çevirerek âlemde yaptığı inkılap ile âlemin şeklini değiştirmiştir. Cansız duran âleme can katmıştır.
        Hz. Muhammed (asm)’ın  getirdiği nur ile kâinata bakılmazsa, kâinat üzüntü ve yas tutulan bir yer olarak görülecektir. Her şey birbirine düşman görünecektir. İnsanlar ve hayvanlar firakın ve zevalin korkusuyla büsbütün bir kâbusun ortasına düşeceklerdir.
        Sigara gibi küçük bir âdeti, tiryakisinden kaldırmak ne kadar zor olduğunu bilirsiniz. Hâlbuki Peygamberimiz Hz. Muhammed (asm)  pek çok kötü adetleri ve töreleri, asabi ve inatçı kavimlerden zahmetsizce kısa bir zamanda kaldırarak onların yerlerine güzel ahlâkı koymuştur.
        Acaba bu zamanda bulunan yüzlerce akıllı diye nitelendirilen insanlar o zamana gitse Peygamberimizin bir senede yaptıklarını beşyüzbin senede yapabilecekler midir?
        Peygamberimizin getirdiği müjdelerle ve müjdeli haberlerle kâinat üzüntü ve yas tutulan bir yer olmaktan çıkmıştır. Firak ve zeval korkusuyla ağlayan insanlar, ölümün firak olmadığını bir dar-ı beka ve saadet-i ebediye var olduğunu öğrenmişlerdir.
        Peygamberimiz Hz. Muhammed (asm) kâinatın yaratılış sebebidir. Cenab-ı Allah, Peygamberimiz için,  “Sen olmasan ben bu kâinatı yaratmazdım.” buyuruyor…
        O zaman uzun söze gerek yok; madem ki hakikat böyle… Papa efendinin çıkıp da bütün âlemin, kâinatın, gelmiş ve geçmişin ve nihayet kendisinin bile yaratılış vesilesi olan bir Zata, dengesiz ve akıl ötesi sözler sarf etmesini akılla izah mümkün müdür?...
        Ey Papa efendi, senin, bütün insanlığın ve bütün kâinatın yaratılış sebebi olan âlemlerin efendisi Hz Muhammed (asm)’dan özür dilemen yapabileceğin en doğru iş olacaktır.
        Binler salat ve selam âlemlerin efendisi Gül Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (asm)’a olsun.