Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Ali Coşkun HİRİK->HER GÖNÜL BİR DENİZDİR [ Arama ]

HER GÖNÜL BİR DENİZDİR
Başlık HER GÖNÜL BİR DENİZDİR
Açıklama -
Siteye Ekleyen AdamGibi
            Değerli Kuşakkaya okurları,

            Kısa bir ayrılığın sonucunda, yeniden sizlere merhaba diyebilmenin o hiçbir şeye değişilemeyecek olan huzurunu ve mutluluğunu duyuyorum.

            Öncelikle bir teşekkür borcum vardır:
            Kuşakkaya Gazetesini ellerine alıp okurken ismimi gönül gözleriyle arayan ve bizzat beni arayarak neden yazmadığım hâli içinde benimle hemdert olan bütün dostlarımıza ve okuyucularımıza teşekkür ediyorum. Alçak kelimesini bir tek gönül kelimesinin önüne koymayı bilmiyormuşum meğerse, bunu da öğrendim. "Alçakgönüllülükleriyle" daha da erdemli bir halin tezahürünü sergileyerek bizleri düşünceleriyle destekleyen bütün okuyucularımıza teşekkür ediyorum.

            Düşüncelerimizin objektif bir değerlendirmesi yapmak ve bir anlamda var olan durumun kendi öznel yalnızlıklarımızda  bir muhasebesini yapmak anlamına gelen bu ayrılığımızın sonucunda yeniden sizlerin huzurlarında bulunuyorum.

            Son iki aydır elimde olmayarak yazılarımın ruhuna sinmiş bulunan ve beni içten içe rahatsız eden çok lüzumsuz bir polemiğin içinden yeni yeni sıyrılarak, asabiyet halimden, yine o eski sevecenlik ve iyimserliğime dönüyorum.

            Tecrübeyle sabit bulunan hayat deneyimimizin bizlerin üzerinde çok büyük bir etkisinin bulunduğunu kabul etmek gerekir. Nihayetinde yüreklerden geçenlerin çürümeye başladığı bir zamanın bedbahtlarından birisiyim. Sizlerden ayrı kaldığım bu zaman diliminde sessizliğin kalbindeki sükunete bürünüp, bize ve düşüncelerimize yakınlıkta kimin nerde durduğunu çok iyi anladım. Amaca giden her yolu mubah gören siyasetçi güruhundan nefret ederek geçirdiğim bu sizlerden ayrı kaldığım zaman zarfında, gerçek dostlukların ve sevgi alış verişlerinin insanların çıplak varlık gerçeklerine dayandığını bir kez daha keşfetmiş bulunuyorum. 

            Şunu ısrarla yazmak gerekir ki, gönül bir denizdir, dil ise bir kıyı; denizde ne varsa kıyıya o vururmuş. Tutup da bilmeyen  elden ve bakıp da görmeyen gözden her zaman korkmuşumdur zaten. İsminin önündeki ve ardındaki bütün sıfatların ötesinde her insan bir küçük denizdir. Bizim kâdim hikayelerimizden süzülüp gelen ve ruhlarımıza sevgiyi ve paylaşımı öğütleyen bütün esintilerin çok ama çok uzaklarında yaşıyor olmamızın bizim eninde sonunda kalemimizi sızlatacağını bilmeliydim ve bunu sizlerden ayrı kaldığımız bu zaman zarfında daha çok biliyorum.

            Bizi, hepimizi fark etmeden ve fark ettirmeden saran, benliği "ben" den alan sırrın gönülde olduğunu şimdi daha çok iyi biliyorum. Artık içimizdeki fırtınaları anlatırken bile sessiz, dingin, sakin ve nezih tınılı sözlerimiz bizleri gönülden kavrayan ve tutan Kuşakkaya okurları için yazılacaktır.

             Yazılarımızdan pek tabiki herkes gücü, kafası, beyni ve bilgisi oranında bir şeyler alacaktır. Çünkü algılayış sınırsızdır. Hayata ve olaylara herkesin sizin baktığınız noktadan bakması mümkün değil. Siz bütünlük arz eden bir kompozisyon içinde koskoca bir fil görüntüsünü resmetmeye çalışırsınız , çıkar bir densiz filin sadece hortumunu görerek "Hayır bu bir sütundur" der! Sonuçta aynı densizin gözünde koskoca bir fil,  çok güzel bir sütun olur çıkar. Artık o densiz ve bilgisiz insana karşı " Hayır, bu fildir" deyip direngenlik sergilemeniz, deveye hendek atlatmaktan daha zordur. Artık bu zorluğa katlanmak takatimiz kalmamıştır; algılayış sınırsız, yorum hür ve yazılarımızın hedefiyse tamamen ve tamamen gönüldür.

              Sonuçta uzun ince bir yoldayız sevgili Kuşakkaya okurları, bu uzunluk ve incelik karşısındaki sızlanışımız ve zorluklarla karşılaştığımızdaki yılgınlığımız, mutlaka ki bedene bir kanser yükleyecektir. Sözlerimi Necif Fazıl üstadımızın şu sözleriyle bitirmek isterim:


            "Aman efendim aman,

             Galiba âhir zaman

             Manzarası yurdumun

             Tufan gününden daha yaman"

            Bu tufanın sonu nereye çıkar, kestirmek güç ve hatta imkansız. Biz yine de gözlerimizi rahmet yağmurlarına dikip, Gümüşhane'de tamamen bir seviye arayışımızın bir sonucu olarak yazdığımız yazılarımızın insanımızın çıplak varlık gerçeğine hizmet etmesini dileyelim; çünkü şu anda elimizden başkaca bir şey gelmiyor.

Oyu Puanı: 27 - Ortalama: 3

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 11 (0 Kayıtlı Üye 11 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 0.81482 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu