Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Aşıklık geleneğinin öncülerinden ve son yılların en iyi ozanı olarak gösterilen, Türk Halk Edebiyatı'na kazandırdığı eserlerin yanı sıra, aşıklık geleneğinin günümüzdeki usta temsilcilerinden Erzurumlu aşık Yaşar Reyhani'nin hayatını kaybettiği haberini Erzurum'da üzülerek aldım. Erzurumluların yüzlerinde belirgin bir yol bularak akan hüzün selini yakından gördüm. Bütün Erzurumlular adeta seferber olmuş, üzüntülerinin eşliğinde o büyük söz ustasının cenazesini Erzurum'a getirmek için çaba gösteriyorlardı.
Bir şehir, yitirdiği bir değerli insanının ardından ancak bu kadar sahiplenme hissiyle bir araya gelebilirdi! Bu sahiplenme hissi gözlerimi doldurdu, çok duygulandım. Ama artık Aşık Reyhani, sadece Erzurum'un değil, bütün milletimizin bir değerli evladı olarak tarihimize ve kültürümüze mal olmuş bir insandı.
Ölüm, bizi çağıran, sessizliğin sesidir. Bu sessizliğin hayatımın hangi aşamasında ortaya çıkacağı hiç bili olmuyor. Hak ve halk aşığı bir söz ustasını bu sessizliğe kaptırmanın derin acısını yüreğimde duyuyorum.
Hatırladığım bir şiirinde bakın aynen şunları diyordu büyük ozan:
Can emanet veren alır / Ecel görünmezken gelir / Mezarım gurbette kalır / Soran olmaz Erzurum'da. / Abide yaptılar kimi / Reyhani dinle vasfımı / Benim ise mezarımı / Ören olmaz Erzurum'da.
Bu mısraları söyleyen Aşık Reyhani, ne yazık ki Erzurum'a defnedilmemiştir. Artık Erzurumlulara ( ve de tabiki hepimize ) düşen, O'nun esenlerini ve şiirlerini yaymak ve yaşatmak olacaktır. Nereye defnedilirse defnedilsen, öyle umuyorum ki Aşık Reyhani, kendisine gönül verenlerin yüreklerinde her zaman ölümsüz yaşatılacaktır.
O, dilimizi zenginleştiren söz ustalarından birisiydi. Bıraktığı birbirinden güzel sayısız şiirle, belagatın tam merkezinden süzülüp gelen damla damla akış ve birbirinden güzel söz nakışlarıyla her zaman anılacaktır.
Bakın bir şiirinde ise şöyle diyor:
Beni sizden sorarlarsa dostlarım Bir Reyhani geldi gitti söyleyin Hayatı çileli muradı yarım Heder etti ah tüketti söyleyin
Aldı kırık sazı kapıdan çıktı Ağlar gözler ile gülerek baktı Dağın ufuğunda bir akşam vakti Güneşle beraber battı söyleyin
Ara sıra sazı verdik destine Name yazdı yarenine dostuna Ceketini yorgan ettik üstüne Kolu yastık oldu yattı söyleyin
Bir duvara yaslamıştı yanını Sılasına çevirmişti yönünü Gurbet elde hasret yaktı canını Sitem vurdu dert çürüttü söyleyin
Aşık Reyhani'ymiş kıldı ah u zar Dolaştı alemi diyar be diyar Parça parça etmiş bir deli rüzgar Yaşı yağmur göz buluttu söyleyin
Evet, gözü bulut,yaşı yağmur olan bir değerli ozanımızı kaybettik. Yakın coğrafyaların aynı kaderi paylaşan insanlarıyız. Bayburtlu Aşık Hicrani, Erzurumlu Aşık Reyhani ve Kelkitli Aşık Timurhan Zevraki ve daha niceleri... Kelkitli Aşık Zevraki'ye duyduğum gönül yakınlığıyla sevdim ben O'nu hep.
Kendisini bir Erzurum sevdalısı olarak şiirlerinden tanıdım. Aşıklık geleneğimizin yaşatılmasında en büyük pay sahibi ozanlarımızdan birisiydi. Ebediyete intikali üzerine duyduğum acıyı ta yüreğimin derinliklerinde duyuyor ve bütün milletimize baş sağlığı diliyorum.