Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Yüksel YALÇIN->İSTANBUL'A SİZDE GELİN BOŞ YER HALA VAR BURDA [ Arama ]

İSTANBUL'A SİZDE GELİN BOŞ YER HALA VAR BURDA
Başlık İSTANBUL'A SİZDE GELİN BOŞ YER HALA VAR BURDA
Açıklama Bilge Adam gazetesindeki yazısı
Siteye Ekleyen AdamGibi

FELÇ OLMUŞ BİTİK ŞEHİR

Son 20 yılda nüfüsü 4 kat artan İstanbul, stratejisiz yönetimin kurbanı oldu.Rahat ulaşım,ağaçlandırılmış sahalar,temiz hava,geniş yollar, temiz çevre İstanbul için hayalin de ötesinde kaldı.Yaşanmaz bir hal aldı İstanbul.Trafik hergün milyonlarca(yeni para biriminde) kaynak tüketirken, stresi, gerilimi, demoralizasyonu kısacası çalışmadan yorgunluğu beraberinde getiriyor.Ne arabası ile moralle işine giden birine rastlayabilirisiniz,

ne otobüscüsüne, ne taksicisine ne de kamyoncusuna.Herkes bir garip hayatın içinde tarumar olmuş durumda, şu taşı toprağı altın İstanbul’da...Aslında içinde yaşarken biraz daha güzel.Hele uçakla seyahatte bir de üstten görseniz, İstanbul Belediyesi bütün dünyayı İstanbula çağırdı zannedersiniz.Bir kuş bakışı bu kadar mı berbat olur.Artık kuş da yaşamıyor ya…

1985

5,475,982

1990

6,620,241

1997

8,260,438

2000

10,034,830

2005

16.545.765

2006

17.897.986

 Bu yazıyı okuyan, İstanbul’a noolmuş ki? Yoksa birileri biz gitmeyelim diye spekülasyon mu yapıyor? der.Evet spekülasyon yapıyoruz, buyrun sizde gelin.Hatta akrabalarınızı,arkadaşlarınızı kimi bulursanız getirin.Beraber çıldıralım.Beraber gerilelim, yaşam mücadelemizde, trafik kavgalarında, “porshe” gibi şerit değiştiren ağız dolusu küfür eden sıkıldıkları zaman da birbirlerini vuran  münübüslerde beraber olalım.Arabamızı 5 dakikada çeken çekicilerin peşinden beraber koşalım.15 km lik yolu hergün 2 saate gidip, 2 saatte gelelim, 4 saatimiz yolda beraber yolda geçsin.Semt pazarlarında açıkta satılan peynirleri, zeytinleri, dökme makarna ve koyu gri(!) pirinçleri beraber yiyelim.Bali çekenlerin normal vatandaştan daha hür oldukları İstanbul’a siz de geliniz,  canımızı sokakta beraber bulalım

HER SANİYE ÇOĞALAN BİR ŞEHİR

22 yılda 15 milyon büyüyen başka bir şehir, ülke yer mekan yok.Saniyede çoğalıyoruz.Göç de eklenince, sonuç vahim bir tablo haline geliyor.İnsan, olası bir depremde neler olabileceğini hayal bile edemiyor.Üstelik acı bir deneyim geçirmiş olmamıza rağmen.Kendi sonumuzu kendimiz hazırlıyoruz.Bu şehir, bu nufüsü sizce nasıl kaldırır? İmkansız gibi bir şey.Metrekareye düşen insan sayısı,km yoldan faydalanan insan sayısı, araç sayısı,bina sayısı,park sahası v.s ölçerek uygulamalara müdahale edebileceğimiz, yüzlerce kriter varken nasıl bunca yıldır bu önü alınmaz sona doğru uçar gibi gideriz.Yandaki tabloda nufüs tarihçemiz yer alıyor.Ne korkunç bir artış oranı.Sakın ola, 2006 da 17.897.986 kişi  yaşadığını falan zannetmeyiniz.Bu rakam 20 milyonu geçeli çok oldu.Hatta bu yazı baskıya girdiğinde 1500-2000  çocuk daha doğmuş olacak. 5 sene sonra bu kadar nüfüs , sizce nereye sığar?

İstanbulun Nüfüs Tarihçesi(vikipedi ansiklopedisinden alınmıştır.)

 

TOKİ VE  YENİ İMAR İZİNLERİNDEN SONRA “İSTANBULA VİZE” KAOSU

 

İBB verilerine göre, İstanbulda 2-2,5 milyon arası konut var.Bu konutların 400 bini gecekondu.Her evde ortalama 4 kişinin yaşamış olduğunu varsayarsak, 1,6 milyon kişi kaçak yapılaşmış gecekondularda yaşıyor.750 bin konut ise son imar affında(yeni) ruhsat verilmiş grup ki, 3 milyon kişi de bu gruptan geliyor.Toplamda 4,6 milyon kişi aslında belediyelerin bilmem ne alarak,yaparak, vererek, ederek ne sayarsanız sayınız keyfi hoş geldinleri ile davet edilmiş bir nufüs var.Kim hesap sorar?Kim dert edinir?Kim dur der, bilemem.Çünkü kıymetli başbakanımızın İstanbula belediye başkan olması dahil aynı fikr-i siyasetten zuhur etmiş başkanlarımızın gelişlerinden bu yana neredeyse  14  yıl geçmiş.O zamandan bu zamana,son seçim öncesi BEN İSTANBUL’A AŞIĞIM DİYEN başbakanımızın, aşık olduğu şehrin nüfusü, neredeyse 10 milyon daha artmış.Sonuç olarak, bu plansız, hesapsız davetiyeler nüfüsü ikiye katlayınca, oksijen, hava, su, çevre ve modern hayat neden hayal oldu? nun cevabı ortaya çıkıyor.Bu tabloyu sorgularken, bizler halk olarak bunun için yakınırız, konuşuruz tartışırız ancak konunun sahipleri, bu konu için neden böyle oldu ki? diye ağlama  hakkına sahip değildirler.Ben mi yaptım diyorlar.Elbette siz yaptınız.Devlet arazilerini, imara açık olmayan arazilere alt yapısı, suyu, yolu, asfaltı, atık yönetimi, park problemleri çözülmeden o kadar konuta imzayı kim attı?Kim, o binaları diktirdi?Şimdi ise,İstanbul’a vizeyi tartışmaya açan sizler, TOKİ ler aracılığı ile binlerce konutu yaparak, İSTANBULA SİZDE GELİN BOŞ YER HALA VAR BURDA demek istemiyormusunuz?Yaptığınız kadar kaçak binayı yıkıyor musunuz? Gece kondu alanlarını yeşil alan ağaçlandırılmış bölge yapıyor musunuz?<!--[if gte vml 1]>

Neden bu kadar taviz?Bu işlerin başında inşaatları denetleyen denetim ekipleriniz, zabıtalarınız yok muydu?Bir gece de mi yaptılar da haberiniz olmadı?Madem kaçak yapılmıştı neden elektrik su ve gaz verdiniz?Sakın o kurumların bağımsız organizasyon olduğunu söylemeyin.İsteseydiniz, ruhsatı olmayan yere, ne elektrik, ne su ne doğalgaz ne de telefon bağlattırırdınız.Bu tavizler verilmeseydi, belki bu kadar kaçak bina da yapılmazdı. ASLINDA HEPİMİZ SUÇUMUZU BİLİYORUZ…

                Siz suçunuzu biliyorsunuz.Eğer imar konusunda  taviz vermeseydiniz o kadar bina yapılmaz, nufus beş milyon daha artmazdı.Ucuz yoldan ev sahibi olmak o kadar kolay olmazdı.Tabii ki, bu defa da oy alamayabilirdiniz.Kaçak bölgelerde seçim zamanları, Eyyy Anadolunun bağrından gelmiş kardeşlerim, biz sizin buraya niçin geldiğinizi biliyoruz, her derdinizi çözeriz, madem ki geldiniz başımızın tacısınız.Bedava kömürünüz bizden,gıda yardımınız bizden,nasip olur seçilirsek ruhsatlarınız bizden..Hem vermesek bile devlet baba sizi kapıya atacak değil ki canım….(Şak şak şak alkış sesleriyle mesaj tamam).

                Biz suçumuzu biliyoruz.Evinin karşısına kaçak yapılan yapıyı kimse şikayet edemedi.Bana ne, dedik.Parklar bahçeler ağaçlık alanlar talan edildiğinde “bir tane sivil toplum kuruluşu”nun sesi çıkmadı.Ayrıca böyle vaad olmaz diye itiraz edip, sokaklara dökülüp duruma itiraz etseydik böyle olmayabilirdi.Kandırılmış halkın tercihleriyle bir türlü oturtulamayan sistem çökmüş, bir sınıfta 80 kişinin okuduğu okullara talim yapar olduk.Hal böyle olunca, eğitim de doğal olarak iflas etmiş oluyor.Meslek öğrenen eğitilen çocuklar yerine, okul bitirmek için okula giden bir nesil yetişiyor.Sizin önemsemediğiniz, bu tablo yeni neslin geleceğini karartacak, niteliğini düşürecek.Buyurun efendim, bu nufüsla bu eğitim sistemiyle BİLİM ADAMI yetiştirin bakalım.(Bırakın yetiştirmeyi, bari kendi imkanlarıyla dışarıda yetişen gençlerimizi  geri getirebilsek)  Dünyanın başkenti olacak, imparatorluklara merkez olmuş bu şehri koruyamadık.Hala da koruyamıyoruz.Bir şerit yol yapıp 2 şerit yıkıyor, birini boyuyor öbürünü söküyoruz.İki  kaldırım yapıp üçünü söküyor, senede 3 kez aynı noktaya yama asfalt yapıyoruz.Yol mühendisliği yok, arabanız bir çukura düşerse, niçin düştün diyen yok, hakkını arayabilen yok, hak arayacak yer yok ,bulsan da hakkını veren yok.. İşte böyle bir şehir İstanbul.Viran şehir.Tarihi yapısı bozulmuş, surlara ev yapanlar var.Eski tarihi binalarda bizim belediyede çalışan falancanın yakın dostları oturur, yada böyle mekanlardaki işyerlerinde neredeyse bedavaya durur.Ama unutmadan, o işyeri belkide, Kayabaşı köyündeki 50 aileye beşer torba kömür vermiş de olabilir.Hem işyeri ömür billah garanti olur.Muhterem ağabeyin partimizde yeri sağlam olur.Hem sözüm ona Allah     rızası için yapmış olur.Fakir sevinir, fukara geçinir.Buyrun, size Bir İstanbul masalı.

NET ÖNERİLER;

<!--[if !supportLists]-->-       Devletin tek santimetrekaresine artık bina yapılmasın<!--[endif]-->

<!--[if !supportLists]-->-       Gecekondular tamamen yıkılsın(Bir daha yapılmamak üzere)<!--[endif]-->

<!--[if !supportLists]-->-       Ruhsatı olmayan yerlere elektrik,doğalgaz,telefon,su verilmesin <!--[endif]-->

<!--[if !supportLists]-->-       Yeni yapılan her binadaki daire sayısı kadar bina altları park alanı yapılsın<!--[endif]-->

<!--[if !supportLists]-->-       Her yapılan binanın bahçesine ağaç şartı koyulsun, ağaçlandırma seferberliği başlasın, <!--[endif]-->

<!--[if !supportLists]-->-       Çarpık yapılaşmanın önlenmesi için o bölgedeki mimarı tarzlar esas alınsın.Binaların biri 4 kat biri yarım kat olmasın, boyasız badanasız dışı tuğlalı duran bina olmasın)<!--[endif]-->

<!--[if !supportLists]-->-       Deprem riskleri de göz önüne alınarak TÜM BİNALARDA  KAÇAK KATLAR yıkılsın(Hani TOKİ nin  yeni daireler vardı ya, kaçak gecekondu yerine, bu katlar yapılırken belediyeye yasal olmayan (rüş..) tahsilatlarla   aldığınız bu bina sahiplerine öncelik verin.Çünkü, bu binalar yıkılırsa  hem canlar gidecek hem de tuhaf gelir kaynaklarınız)<!--[endif]-->

<!--[if !supportLists]-->-       Yaşam merkezlerini, iş yerleri ve üretim merkezlerinden ayırınız(artık Eminönü’deki işyerlerini boşaltınız, tarihi yerlere işkence etmeyiniz)<!--[endif]-->

<!--[if !supportLists]-->-       İKİ KATLI YOLLAR DIŞINDA ULAŞIM VE TRAFİK ÇÖZÜMÜ İSTANBULDA MÜMKÜN DEĞİLDİR.Yolları, geliş gidişte 5 -6 parçaya böleceğinize bir üçüncü katında üstüne atılacağı ihtimalini düşünerek 2 katlı yolların yapımına geçiniz.(Japonyanın, ABD nin kalabalık şehirlerde  ulaşım modellerine bakınız)<!--[endif]-->

<!--[if !supportLists]-->-       Halkalı-Sirkeci trenlerini artık rehabilite ediniz.Daha modern trenler tedarik ediniz.(O kadar yolcunun taşındığı o hatta, o kalitedeki trenlerle nasıl hizmet verilir, 21. yy yakışıyor mu?Bu arada, modern teknoloji, saatte 380 km. hızla ray üzerinde ancak havada giden trenler yapıyor.Tıpkı bizim 120 km hızla gidip Pamukovada raydan fırlayan trenlerimiz gibi.Bize ise,havada gidecek olanları 380 yıl sonra nasip olacak)<!--[endif]-->

<!--[if !supportLists]-->-       Kameralı sistemi E-5 üzerinde sıklaştırıp, hem kontrolleri yapar, hemde kaza yapan araçlar bu görüntülerindeki  sistemden takip edilerek, polis bekleme faslı son bulabilir.<!--[endif]-->

<!--[if !supportLists]-->-       İşlek yollarda trafik canavarı kesilen araçlara cezalar, polisin onu görme keyfine bırakılmasın, bu kamera sistemleri ile “insan kılığındaki katil adaylarını” yakalayıp cezalandırmak üzere başka bir sistem uygulamaya alınsın<!--[endif]-->

<!--[if !supportLists]-->-       Şehri, yayınız.Tekirdağ tarafında doğru yerleşimi genişletip, mevcutlardan binalardan  modern şehir görüntüsüne sahip olmayanları yıkacak uzun vadeli bir plan yapınız.<!--[endif]-->

<!--[if !supportLists]-->-       Bu kadar kalabalık bir nufüsü bakacak, ENDÜSTRİYEL ÜRETİM SAHALARI ve tedarikçilerini destekleyiniz.Üretim olmazsa, bir süre sonra bu toplum tamamen tüketim toplumu olacak.Şehire göçü zorlaştırınız.Bugün bir üretim tesisi için alınan 150 imza(??)  uygulamasına benzer bürokrasiyi, imar izinlerinde ve inşaat ruhsatlarında da uygulayabilirisiniz.Ama, A tipi, B tipi, tanıdık olan olmayan, muhterem veya değil tipinden vatandaş ayrımı yapmadan uygulayınız.Adil düzene yakışır bir biçimde(!), veya milli görüşlerimize uyar biçimde, bilemedik diyelim, o değiştiğiniz sisteme göre uygulayınız.Kısacası, neye göre uygularsanız uygulayın, EŞİT uygulayın.<!--[endif]-->

<!--[if !supportLists]-->-        İSTANBULU POTANSİYEL BİR YAŞAM MERKEZİ OLARAK TANITMAK YERİNE, TARİHİN VE TURİZMİN BAŞKENTİ, MODERN, SAYGIN VE MODEL ŞEHİR yapacak vizyonu ortaya koyup bir CAZİBE  merkezi yaratınız .<!--[endif]-->

Oyu Puanı: 31 - Ortalama: 5

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 14 (0 Kayıtlı Üye 14 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 0.83306 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu