Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Hasan PİR->KÖYDES PROJELERİ VE MİMAR SİNAN'IN GÖZYAŞLARI [ Arama ]

KÖYDES PROJELERİ VE MİMAR SİNAN'IN GÖZYAŞLARI
Başlık KÖYDES PROJELERİ VE MİMAR SİNAN'IN GÖZYAŞLARI
Açıklama 26 Şubat 2007 tarihli Kuşakkaya Gazetesindeki yazısı
Mail hasanpir2002@yahoo.com
Siteye Ekleyen AdamGibi
        Su ve yol hayatın vazgeçilmezleri...

        Su demek hayat demek... yol demek hayat demek...

        Bu güzel hizmetler, tarih boyunca insanımızın rahata kavuşması adına bu konu ile görevli olanların her zaman vicdan borcu oluştur bu necip millete...

        Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana özellikle Anadolu için hem yol hem su çalışmaları elde bulunan imkânlar ölçüsünde en iyi şekilde kullanılarak yapılmış, son iki senedir de, Cumhuriyet Hükümeti tarafından bu konuya özel bir önem atfedilmiştir.

        KÖYDES kapsamında ilimize 2006 yılında 24.885.000,00 YTL 2007 yılı içinse 29.860.000,00  YTL'lik kaynak aktarılmıştır. Yapılan planlamayla 2007 yılı sonunda özellikle susuz köy kalmaması planlanırken, yol standardının da en yüksek seviyeye ulaştırılması hedeflenmiştir.

        Ayrılan ödeneklerle yapılacak olan su ve yol çalışmalarının uygulama sorumluları, tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan bu ödenekleri mutlaka çok temkinli ve dikkatli kullanmak zorundadırlar. Bu ödenekleri kullanma yetkisinin verildiği görevliler, hep vicdan muhasebesinde bulunmalı, verecekleri kararların isabetliliğine özel itina göstermelidirler.

        Elbette ki sadece bu iki hizmet alanında değil, tüm hizmet sektörlerinde aynı anlayış hâkim olmalıdır.

        Serhan HORASAN imzası ile internette çeşitli sitelerde yer alan ve Mimar Sinan'la ilgili bir olayı anlatan yazıyı, köylerimize götürülecek yol ve su hizmetlerinin sunumunda nelere dikkat edilmesi gereğini çok güzel yansıttığı için tarihi bir tespit olarak sizlerle paylaşmak istiyorum:

        İstanbul devamlı bir su problemi içerisindedir.

        Bu problemin çaresi asırlar önce Kanuni zamanında, Mimar Sinan'ın günlerinde konuşulmuş ve en büyük çare Sinan'la bulunmuştur.

        İstanbul'un o günkü nüfusu çoğalınca Kanuni Sultan Süleyman, Sinan'ı huzuruna çağırır. Der ki: "Mimarbaşı, halkımız su ihtiyacı içinde. Bir at yükü suya çok miktar akçe ödüyorlar. Acaba halkımızın bu su ihtiyacını karşılamak için bir şeyler düşünmez misiniz?"

        Mimarbaşı der ki: "Sultanım siz müsaade buyurun, ben İstanbul'un çevresini bir dolaşayım, dışarıda mevcut suları İstanbul'a getirmenin mümkün olup olmadığını bir inceleyeyim ve ondan sonra size bir cevap veririm."

        Ve Sinan Ağa atına biner, yanına yardımcılarını da alır, Çekmece'den başlayarak kıyıları dolaşır, Beşiktaş'a kadar İstanbul'un kıyılarında, dereleri, akan suları tespit eder. Bu suların önü örüldüğü, baraj yapıldığı takdirde nereye kadar yükselir, nereden nereye kemer yapılarak İstanbul'a getirilebilir, diye, bunun günlerce hesabını yapar ve Kanuni'nin huzuruna çıkar. Sultan sorar: "Mimarbaşı, İstanbul'a su getirmek mümkün müdür?" Mimarbaşının cevabı: "Belki sultanım, mümkündür. Ancak çok ağır bir şartı var."

        "Nedir o mimarbaşı?"

        "Sultanım, altın dolu keseleri uç uca dizmek şartıyla ancak İstanbul'a su gelebilir."

        Kanuni'nin cevabı şu olur: "Mimarbaşı sen İstanbul'a su getirmenin mümkün olup olmadığını söyle. Eğer mümkünse ben keseleri uç uca değil, yan yana dizmeye razıyım."

        Bunun üzerine Mimar Sinan kolları sıvar ve İstanbul'un dışındaki suları Kâğıthane civarında belli yerlerde toplar, oradan da dere içlerine büyük geçitler yaparak İstanbul'a getirir ve şehrin belli meydanlarında umumi çeşmeler yaparak suyu akıtır. Bu çeşmelerin tamamı da kırkı bulur. Ve Kırk Çeşme suları akmaya başlar.

        O güne gelinceye kadar, musluk gibi bir adet olmadığı için sular boşa akıp gitmektedir. O gün çok pahalıya mal olan suyu artık bostanlara, yollara akıtmak istemezler. İlk defa İstanbul'da lüle dedikleri musluğu çeşmelere koyarlar. Su böylesine pahalıya geldiği ve kıymet kazanmaya başladığı için Kanuni bir ferman çıkarır, der ki: "İstanbul meydanlarındaki umumi çeşmeler halkın malıdır. Hiç kimse bu çeşmelerden gizlice yeraltından evine su alamayacaktır." Bu umumi kaidenin bir istisnasını da koyar Kanuni. O da özel olarak Sinan'a iletilir. Denir ki: "Sen İstanbul'a böylesine güzel bir çalışma sonunda kırk çeşme sularını getirdin. Sen evine özel olarak bir lüle su alabilirsin."

        Ve Süleymaniye civarındaki meydan çeşmesinden Sinan'ın evine özel olarak yol yapılarak su akıtılır. Böylece Mimar Sinan evinde özel suyu olan tek kişi olur.

        Mimar Sinan Şehzadebaşı Camiini, Süleymaniye Camiini ve Edirne'deki Selimiye Camiini yaptıktan sonra yaşlanır. Devir hep öyle geçmemiştir. İtibarının yüksekte olduğu devirde, kendisinin kıymetini takdir edenler bir bir bu dünyadan göçmüştür. Kanuni vefat etmiş, yerine başka padişahlar geçmiştir.

        Ve Sinan 99 yaşında!..

        Çevresindeki dostları göçtüğü için de kendisi İstanbul'da adeta yapayalnız kalmış. Ve artık yeni bir nesil yetişmiştir. Bir gün Sinan'ın kapısına birisi gelip dayanır. Kapıyı çalar. Sinan bastonuna dayanarak kapıyı açar, "Buyurun" der. Gelen meçhul insan, "Ben Topkapı Sarayı postacısıyım. Sizi divana çağırıyorlar. Herhalde bir soruşturmaya tabi tutulacaksınız" der.

        Sinan Ağa, bu ihtiyar halinde, dostlarının tümünün göçüp gittiği, kendisini eserleri inşaat halindeyken görenlerin kalmadığı bu ihtiyar dünyada, "Acaba Topkapı Sarayına niye çağırılıyorum?" diye bastonuna dayana dayana gider. Saraya girer, orada bir soruşturma heyeti kurulmuştur: Kadılar, ulemalar, müftüler, o günün vükelası. Sinan'a şöyle derler: "Sinan Ağa, hakkında şikâyet var. Eve su almak yasak olduğu, hiç kimse evine özel olarak su almasın, diye padişah fermanı olduğu halde, sizin evinizde özel su varmış."

        "Evet," der, "Cihan Padişahı bana öyle özel olarak müsaade etmişti. İstanbul'a yaptığım, su hizmetinden dolayı sadece benim şahsıma su müsaade etmişti de almıştım."

        "O zaman şu müsaadenizi, fermam görelim de ses çıkarmayalım. Kimseye verilmemesine rağmen, sizinki devam etsin." Sinan'ın cevabı şu: "Ben o zaman Cihan Padişahından ferman istemekten hicap etmiştim. Fermanım falan yok, ama su benim evimde akıyor." Divan müşkül durumda kalır, konuşmalar olur: "Sinan büyük hizmetler etmiştir, evinde suyu aksın." Oradan başkaları cevap verir: "Bu Âl-i Osman'a hizmet eden sadece Sinan mı? Sinan gibi daha nice hizmet edenler vardır. Ya onların da evine özel su verilsin, ya da Sinan'a da bu ayrıcalık tanınmasın."

        Divanda uzun münakaşalar olur, son olarak verilen karar şudur: "Sinan gibi diğer hizmet edenlerin de evine su bağlanamayacağına göre, Sinan'a verilen su kesilmeli, fakat şimdiye kadar kullandığı su fermansız kullandığı için bir cezaya mucip olmamalıdır." Ve bu karardan sonra Sinan evine gelir. Üzgün, bezgin, fakat fazla müteessir değil. Çünkü Sinan hizmetini Allah için yapmıştır. Kendisine bir ayrıcalık tanınsın veya özel bir mükâfat verilsin diye değil.

        Sinan 100 yaşına girerken hastalanır, yatağa düşer. Vefat sırasında bir bezi suya batırıp da dudağına çalmak isterlerken bakarlar ki, evindeki musluktan su akmıyor. İstanbul'a su getiren Sinan, susuz evde vefat eder.

        Vefat sırasında bu olayı başında konuşanlara verdiği cevap enteresandır: "Biz hizmetimizi dünyada bir bardak suya satacak kadar menfaat düşkünü değiliz. Biz hizmetimizi Allah için yaptık ve mükâfatını da ahirette bekliyoruz. Dünyada evimize su verilmediği için müteessir değiliz."

        İstanbul'u suya kavuşturan KOCA SİNAN susuz evde gözyaşları arasında vefat eder.

        Tarihten ibret almak dileğiyle...
Oyu Puanı: 4 - Ortalama: 4

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 5 (0 Kayıtlı Üye 5 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 0.8645 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu