Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
1 Ağustos 2007 tarihli Demokrat Gümüşhane Gazetesindeki yazısı
Siteye Ekleyen
AdamGibi
14.sü düzenlenen Gümüşhane Uluslararası Kuşburnu, Pestil, Kültür ve Turizm Şenlikleri bir festival havasında geldi geçti.
Bir hışımınan gelip geçti de geride ne kaldı ona bakmak lazım.
Festival; latince kökenli bir sözcük. Genellikle yerel bir topluluk tarafından belirlenmiş ve geleneksel olmuş gün ve tarihlerde kutlanan, yapıldığı yörenin imgesi haline gelmiş etkinlikler bütünü olarak tanımlanır. Bu tanımlamaya göre festivalin amacına ulaştığını söylemek mümkün. Bir şartla ki, uluslar arası bir etkinlik de olmuş olsaydı. Maalesef böyle bir etkinliği doğrusunu isterseniz ben göremedim. Yani uluslar arası boyutu olmayan bir şenlik yaşadık hepsi bu kadar.
Yöre ürünleri tanıtıldı mı? Tanıtıldı.
Kentimizin daha fazla görülüp tanıtılmasına katkı sağladı mı? Sağlandı.
Peki noksanlık nerede? İzninizle sıralayalım. Öncelikle, açılış törenlerinde, kortej yürüyüşlerinde halk yoktu. Belli ki kent sakinleri bu konuda güdülenmemiş.
İlgi nelere idi derseniz? Bes belli ki ilizyonist gösterilerine. Uzman Mandrake olsa idi, üç gün üç gece ilizyonistle kafa bulabilirdik. Şu soruyu da kendi kendime sormadan geçemedim. Acaba ilizyonist festivali düzenlense daha mı iyi olurdu?
Halkımız belli ki, aşırı fevkalâdelikleri arıyor. Göz aldanması yada hayal ürünü olsa da! Tıpkı çocukların, Lafonten masallarına ilgi duydukları gibi.
Hani bilirsiniz. Bir Karga ile Tilki arasında geçen hikayeyi. Çocuklar bir karga ile bir tilkinin konuştuklarına asla inanmazlar. Ama, böyle fevkalâdeliklere de ihtiyaçları vardır. Diyor!.. Çocuk edebiyatçıları. Halkımızda işte öyle. Pestilmiş, köme imiş, pekmezmiş, şiir dinletisi imiş yada fotoğraf sergisi imiş... Hiç umursamaz oldular. Varsa da yoksa da göz aldanması olsunda ne olursa olsun. Yani aldatılmaya alışmışız bir kere. Çünkü şapkadan tavşan çıkınca, boş kutudan metrelerce uzunluğunda kumaş çıkınca! Bir başka keyf oluyoruz!
Her ne ise. Stantlarda ki tanıtımın çağdaş boyutda olmadığını söylemeye gerek yok. Son günlerde ise herşey çözülmüş gibi idi. Tanıtım broşürü isteyenlere yok cevabı verenler, stant koltuklarında geyik muhabbetine dalmanın keyfini çıkarmayı yeğler vb. görüntüler.
Etkinliklerde yer alan Engin Doğru Fotoğraf Sergisi harika idi. Keza şiir dinletisinde Öğretmen kökenli Osman Nebioğlu (Hışır)’da öyle...
Ve sıla özlemcileri.
Çok sayıda sılacı memleket hasreti giderirken bize de uğramayı ihmel etmediler. Ankara Gümüşhaneliler Dernek Başkanı Fethi Daltaban, İstanbul’dan Tahsin Söğüt, Ankara Gümüşhaneliler Dernekler Fed. Başkanı Hamdi Arslan, Tüccar Mehmet Karabeyoğlu, Ankara’da önemli bir adres İhsan Coşkun, emekli Öğretmen İstanbul Bilfen Fen Lisesi Matematik Öğretmeni Sinan Murathan hatırlayabildiklerim.
Onurla izlediğim başka bir guruptan da sitayişle bahsetmek istiyorum. Gümüşhane Lisesi 1981 Dönem mezunları da bir araya gelmelerinin adresini Gümüşhane olarak belirlediler. Aralarında Hazine Müsteşarlığı Genel Müdürü Memduh Akçay ve ünvanlı akademisyenlerin, iş adamlarının bulunduğu elliyi aşkın hemşehri gurubu şenlik süresince kentimizde gezdiler, yemek saatlerinde buluşarak hasret giderdiler ve ziyaretlerde bulundular. Aralarına Matematik öğretmenleri Sinan Murathan’ı da almak suretiyle onure eden bu vefalı genç hemşehrilerimizi tebrik etmemek elbette mümkün değil. Geçirdikleri öğretim sürecinde iyi bir takım ruhu alan bu okumuş aydın gurup Gümüşhane de ki eğitim ve öğretimin kalitesinde yakalanmış bir gerçeği yansıtmıyor mu? Bu gurubun yakaladığı başarıda ki takım ruhu bugünkü öğrencilerimize verildiğinde başarımızın Türkiye ortalamasına yakın bir düzeyde seyredeceğine kesin gözüyle bakmak mümkün. Bu mektup ilgililerce iyi okunmalı veya bir dersin başlangıcı olarak algılanmalı; ve böylesine bir projeyi nasıl hayata geçirebiliriz diye de düşünülmelidir.
Tekrar başa dönerek, sanat adına aşıklar atışması ve Gümüşhaneli halk türküleri sanatçılarına bir atıfta bulunmak istiyorum. “Cerrahpaşa” ezgisini asıl sahibi Volkan Konak’a bırakıp sanatçılar kendi yapıtları yada popüler olmuş türkülerle programlarını sürdürmeleri daha iyi olmaz mıydı?
Sonuçta, festival yada şenlikte tabii ki bir emek vardı. Bunu inkar etmek elbette mümkün değil.
Katkı sağlayan herkese özellikle valilik adına organizasyonu sağlayan Vali Yardımsmız sayın Soner Şenel’e, Belediye Başkanımız Sayın Mustafa Canlı’ya ve emeği geçen herkese teşekkür etmek gerekiyor. Gelecek festivallerde uygulanan programların güncelleştirilerek sunulması yerine günle örtüşen ve modern donatılarla bezenmiş programlarla halkın huzuruna çıkılmasını bu anlayışla daha nice festivallere birlikte ulaşmamızı salık veriyor ve esenlikler diliyorum.
FESTİVAL VE SILA ZİYARETLERİ
