“Bugün gençlerimiz adını duymadığımız, yerini bilmediğimiz Liberya gibi ülkelerde çalışmak zorunda bırakıldı”
Açıklamasında Gayri Safi Milli Hasıla’da Gümüşhane’nin kümeye düştüğünü ve son 3 il arasında zorla kendini bulduğunu kaydeden Demir, “Yahu adama sormazlar mı? Karadeniz’in en güzel yayları bizde, en değerli maden yatakları bizde, en bakir ve verimli tarım arazileri bizde, antik dönemden yakın tarihe kadar olan tarihi dokular bizde lakin listede en sonun sonundayız. Sokakta- caddede kimle karşılaşıyorsak aynı sorunu konuşuyoruz. Bugün şerhimizin birçok genci iş bulamadığı için adını duymadığımız yerini bilmediğimiz Liberya gibi ülkelerde çalışmak zorunda bırakılmıştır” dedi.
“Bu şehri seviyorsak gerçek siyasetçi olduğumuzu göstermemiz gerekmektedir”
Sosyal medya paylaşmalarına bakıldığında da dün sokaklarda birlikte oldukları arkadaşların da ya yurt dışında ya da büyükşehirlerde yaşam mücadelesi verdiğini ifade eden Demir, “Sayın vekillerimizin kürsüde çıkıp konuşması ya da seçimi kazanan-atanan başkanlarımızın “hayırlı olsun pozlarından” ziyade bu şehrin sorunlarına el atmak zorundadırlar. İkametini yaşadığın yere al yâda GÜMSAŞ meselesi sadece Vedat Soner Başer’in meselesi değildir. Bu şehrin meselesidir. Herkesin elini taşın altına koyması lazım. Kimsenin sorumluluğu sırtından atmaya hakkı yoktur. Bu şehrin nüfus hareketlerine baktığımızda her gün biraz daha geriye gitmekteyiz. İnsanlar yaşamın cazibeli olduğu-geçimin kolay olduğu yere göç etmektedirler. Bu şehri seviyorsak gerçek siyasetçi olduğumuzu göstermemiz gerekmektedir” diye konuştu.
“Siyasetçi ne yapıyorsa önceliği milletidir”
Demir, açıklamasında merhum Gümüşhane Milletvekili Lütfi Doğan ile merhum Belediye Başkanı Mustafa Canlı arasında geçen bir anıya değinerek, “Lütfi Doğan Hocam, Sayın Canlı’ya hayırlı olsun dileklerini sundu ve hoş beşten sonra işlerin nasıl gittiğini sordu. Rahmetli Canlı da “Hocam herhalde politika ile uğraştığımızdan mı nedendir. Dualarımız bile işe yaramıyor” demişti. Bunun üzerine değerli hocam “Hayır başkanım biz politika değil siyaset yapıyoruz. Siyaset hakkı ile yapıldığı zaman bu peygamberler, velililer yoludur” demişti. Şimdi birileri diyecek ki politikacı ile siyasetçi arasında ne fark var. Bu sorunun cevabını Rahmetli Erbakan’ın şu cevabında gizlidir. Gazetecinin biri sorar “Hocam siz Milli Görüş Hareketini kurdunuz 40 yıl boyunca çalıştınız lakin iktidar olan talebeleriniz bu işin kaymağını yemektedir.” Ne dersiniz bu işe hocam? Rahmetli Hocam “Evladım bu işin kaymağı burada yenmez bu işin kaymağı ahrette yenecek. Ben ne yaptımsa Allah Rızası için yaptım milletim için yaptım” Yani siyasetçi ne yapıyorsa önceliği milletidir. Hakkın rızasıdır. Politikacının önceliği ise kendi çıkarlarıdır. Kendi makamı- mevkii, parası, yakınlarının menfaatleridir” ifadelerini kullandı.
