Maximum Sirk ekibi, aile boyu eğlence sloganıyla Gümüşhanelilere keyifli bir gün yaşatmak için Atatürk Kültür Merkezi’nde sahne aldı.
Programda Afrika Sirk Ekibi, jonglörler, sihirbaz, palyaço gösterileri, dans performansları ve birçok sürpriz sahne yer aldı. Gösteri, özellikle çocuklar tarafından büyük ilgi gördü.
Sirk sorumlusu Mustafa Karaduman, yaklaşık 25 yıldır turizm sektöründe olduğunu ve otellerde eğlence müdürlüğü yaptığını belirterek altı yıl önce sirki kurduklarını söyledi. Karaduman, Türkiye’yi il il dolaşmayı hedeflediklerini ifade ederek şunları kaydetti: “Eylül ayında turnelerimiz başlıyor ve Nisan ayına kadar il, ilçe, kasaba ayırt etmeksizin tüm Türkiye’yi gezmeye çalışıyoruz. Bu yolculuk zaman zaman zorlayıcı olabiliyor. Belediyeler, valilikler ve kaymakamlıklar bize destek olduğunda işimiz kolaylaşıyor. Amacımız çocuklardan ücret almamak. Gittiğimiz illerde okullara ücretsiz biletler bırakıyoruz. Tek isteğimiz yerel yöneticilerin bize biraz daha hassasiyet göstermesi.”
Yetişkinlerden ücret alındığını ancak çocukların ücretsiz giriş yapabilmesi için çaba gösterdiklerini vurgulayan Karaduman, “İnsanları, özellikle çocukları güldürmek ve eğlendirmek istiyoruz. Gittiğimiz şehirlere ertesi yıl yeniden gelmeyi amaçlıyoruz.”
“Gümüşhane’yi özellikle tercih ettik”
Karaduman, bu yıl Karadeniz turnesine çıktıklarını belirterek Gümüşhane’ye geliş nedenini de anlattı: “Geçen yıl Bayburt’ta gösteri yapmıştık. Bu yıl yeniden gitmek istedik fakat salon tadilattaydı. Bunun üzerine Gümüşhane aklıma geldi ve salonu kiraladık. Önceki gün Niksar’daydık, ondan önce Zile’deydik. Perşembe günü Ordu’daydık. Yarın Malatya’ya geçiyoruz. Malatya, Batman, Bayburt ve Erzincan’ın ardından Kars, Iğdır, Sarıkamış ve Diyarbakır turnemiz devam edecek.”
“Benim için mutlu olmak, başkasını mutlu etmekten geçiyor”
Sirkte palyaçoluk yapan Mehmet Can Yalçın ise mesleğini ve Türkiye’de modern sirk kültürünün durumunu anlatarak dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Yalçın, 20 yıldır sirk çalışanı olduğunu, 15 yıldır da profesyonel olarak palyaçoluk yaptığını belirterek şöyle konuştu: “Benim yaptığım iş, Türk kültüründe ‘madrabazlık’ olarak bilinen gösteri sanatının devamıdır. Dünyada palyaçoluk olarak tanınan bu mesleğin kökeni aslında Türk kültürüne dayanıyor. Selçuklu döneminde akrobatların okulları vardı. Madrabaz, sihirbaz demektir; cambazlık ve gösteri sanatlarının çoğu Türk eğlence kültürünün parçalarıdır.”
Yalçın, Türkiye’de palyaço sanatçısı yetiştirecek okulların olmamasının sektörde büyük bir boşluk yarattığını belirterek şu değerlendirmeyi yaptı: “Bugün sahnede sadece iki Türk sanatçı var. Diğer tüm akrobatlar Afrika ve Etiyopya’dan geliyor. Bunun temel nedeni Türkiye’de bu alana yönelik eğitimin olmayışı. Osmanlı döneminde getirilen bazı yasakların etkisi bugün bile hissediliyor.” Mesleğini severek yaptığını vurgulayan Yalçın, “Ne iş yaptığımı sorduğunda ‘palyaçoyum’ dediğimde bazı insanlar küçümseyebiliyor ancak ben işimden büyük keyif alıyorum. Çünkü bence mutlu olmanın tek yolu başkasını mutlu etmektir” ifadelerini kullandı.
“Bu meslek Türkiye’de daha çok desteklenmeli”
Yalçın, ülkede sirk ve gösteri sanatlarının gelişmesi için altyapının güçlendirilmesi gerektiğini söyleyerek şöyle devam etti: “Bu işin okulu yok ama bilgisi olan insanlar var. Ben Avrasya Sirk Okulu’nda eğitim aldım. Eğitimli palyaço sayısı yok denecek kadar az; kendi alanında eğitim almış tek palyaço olduğumu söyleyebilirim. Ustam Azat Zeynelov geçen yıl vefat etti. Ondan çok şey öğrendim. Bu meslek, doğru eğitimle çok daha ileriye taşınabilir.”
Kendi ailesinin de gösteri sanatlarıyla ilgilendiğini belirten Yalçın, bir kardeşinin sihirbaz, diğerinin ise adrenalin gösterileri yaptığını söyledi ve sözlerini gençlere çağrıda bulunarak tamamladı: “Gençlerin bu mesleğe ilgi duymasını ve örnek almasını istiyorum. Biraz cesaret ve disiplinle çok güzel işler çıkarabilirler.”
Haber: Gülbin Demir
