Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Yusuf SADIK->OKUYALIM UYGULAYALIM! [ Arama ]

OKUYALIM UYGULAYALIM!
Başlık OKUYALIM UYGULAYALIM!
Açıklama 23 Ocak 2008 tarihli Demokrat Gümüşhane Gazetesindeki yazısı
Siteye Ekleyen AdamGibi
         Kimi zaman okuyucularımızdan aldığımız mektuplarda genelde eleştiri ve sitem dolu yakınmalar oluyor. Saygımız gereği paylaştığımız düşüncelere haber sayfalarında ve köşe yazılarında yer vermeğe çalışıyoruz. Bazı yazıların içeriği ve ders alınması gereken görüşlerde oluyor. Üzerinde emeğim olan Raşit Genç kardeşimin Ankara’dan yazdığı bir mektubundan alıntılara yer vererek bugünkü yazımızı sürdürmeğe çalışalım. İşte yaşanmış bir öyküden kesitler:

      *Beş yaşında idim.  

     Babaannem rahmetli, pirinç ayıklıyordu. Bir tane yere düştü. Babaannem eğildi, aramaya başladı. Sağa bakıyor, sola bakıyor, bulmaya  çalışıyor. Çocukluk işte, “aman babaanne” dedim. Bir pirinç tanesi için bu kadar çaba harcamaya yorulmaya değer mi?

     “Sen oturduğun yerden ahkâm kesiyorsun,” dedi. “Hiç pirinç üretilirken gördün mü?”İnsanlar ne kadar zorluk çekiyorlar. Bir pirinç  tanesinde kaç insanın göz nuru, alın teri, emeği, çilesi var biliyor musun?"  Utancımdan kıpkırmızı olmuştum.  

     * Aradan yıllar geçti. Hukuk Fakültesinde öğrenciyim.  Alain'in proposlarını okuyorum. Birden irkildim. Babaannemi hatırladım. Alain, bir insan yerde bir iğne görüp de eğilip almazsa,bütün uygarlığa karşı  ihanet etmiş olur diyordu. İlave ediyordu. Bir  iğnenin  üretiminde binlerce insanın alın teri, göz nuru, el emeği vardır diyordu.

     * On dokuz yıl evveldi. Stockholm'e gitmiştim. Bir otele indim. Geceydi.  Sabahleyin, traş olmak için lavaboya gittiğimde, aynanın yanında ilginç bir not gördüm.  Lütfen diyordu, traştan sonra jiletinizi çöpe atmayın. Yanda bir kutu var,oraya bırakın. Bir tek jiletle dahi olsa, İsveç çelik sanayisine yardımcı  olun. Doğrusu hayretler içinde kaldım. Çocukluğumdan beri çelik eşya  denince akla İsveç çeliği gelir. Birçok eşya üzerinde “İsveç çeliğinden yapılmıştır" diye yazardı. İşte o  ülke, kullanılmış bir tek ufacık jiletin bile çöpe  gitmesini istemiyor, ona sahip çıkıyor, gelen  turistlere rica yollu uyarıda bulunuyordu.

       *Japonlar son derece sade, basit, yalın mütevazı  yaşayan insanlardır. Evlerini mobilya ile eşya ile  dolduranlar Japonlara göre ruhen tekâmül edememiş, hayatın manasını anlayamamış, zavallı kimselerdir. Böyleleri ile, zavallı, evini mezat salonuna çevirmiş diye eğlenirler.

    Bir insanın gösteriş için eşyanın esiri olması ne kadar acıdır. Vaktiyle Japon ekonomisi bir darboğazdan geçiyor. İç borçlar, dış borçlar gırtlağı aşıyor. Zamanın başbakanı meclisi  toplar. Kürsüye çıkar.

         Durumu olanca açıklığı ve tehlikeleri ile anlatır ve şu andan itibaren der,  Tanrı şahidim olsun ki, Japonların iç ve dış  borçları son kuruşuna kadar ödenmeden, pirinçten başka bir şey yemeyeceğim. Su üstümdeki elbiseden başka elbise giymeyeceğim. Dediklerini yapar, en üstten en alta bir  israftan kaçınma kampanyası açılır. Japonya bütün borçlarını öder. Bu durumun toplumun bütün  kesimlerini, tek istisna olmadan kapsadığını  söylemeye  gerek yok.

    *Gerekmediği halde elektriği yakmakla,  Suyu  kapamadan bos yere akıtmakta, gece çamurlu  ayakkabılarımızı temizlemeden yatmakla, yemek  yediğimiz kapları yıkamadan bırakmakla  biz de  zalimler sınıfına geçmiyor muyuz?  

     *Hayat çok ince, akil almaz incelikte ipliklerle  örülmüştür. Her şey o kadar birbirine bağlıdır ki,  İlkokul okuma kitabımızdaki bir sözü hiç unutmadım.  

     Bir mıh bir nalı kurtarır. Bir nal bir atı bir at bir komutanı, bir komutan bir orduyu,  bir ordu bir ülkeyi kurtarır diyordu..

    Maddi durumumuz ne olursa olsun, ister zengin  olalım,  ister fakir, hepimiz çok dikkatli olmak  zorundayız. Bunda parayı da, maddiyatı da aşan büyük  bir edep ve incelik vardır.  

     *Sanırım " forward " edilmesi gereken bir mesaj  varsa  o da budur... *

    Yazımızı forward eder misiniz, etmez misiniz bilemem ama, bildiğim bir şey varsa, okuduğumuzu uygulamak ve de tutumlu olmak, atık olarak nitelediğimiz çok şeyimizi yerinde değerlendirmek.
Oyu Puanı: 16 - Ortalama: 5

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 18 (0 Kayıtlı Üye 18 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 0.8246 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu