Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Eyüp DEMİREL->BAŞÖRTÜSÜ VE MİLİTARİST ÇEVRELER (1) [ Arama ]

BAŞÖRTÜSÜ VE MİLİTARİST ÇEVRELER (1)
Başlık BAŞÖRTÜSÜ VE MİLİTARİST ÇEVRELER (1)
Açıklama -
Mail Adresi eydem@mynet.com
Siteye Ekleyen AdamGibi
        Geçmişte bizi başarıya götüren yol imanımızdı.Ecdadın bizlere sitemkar olduğunu ve bu nedenle  mezarlarında kemiklerinin sızladığını düşünüyorum. Bir tarafta Vatan için, millet için, bayrak için, Kur'an için, başörtüsü için, namus için can vermiş, şehit olmuş şanlı ecdad, bir tarafta bizler ümmetin erkekleri olarak boynumuz eğik.Ama onlar  medar-ı iftiharlarımız, mezarlarında rahat uyumayan yüzbinlerce şehid'in al kanları. İnan ki, başörtünde gül bahçesine dönüşmüş, onların kanları boşa akmamış,  onlar gül bahçelerini sulayan; Eyyub El-Ensariler, Ulubatlı Hasanlar, Mehmet Akif'ler, Sütçü imamlar ki!  Ey Sütçü imam. İki bacımızın yaşmağını aldılar diye Maraş'ı kana buladın.

        HEYHAT..! Merhum Akif şöyle diyor."Reziller görevlerini yapıyorlar. Peki ya bizler" (Bu günlerde yazılı ve görsel basını takip edenler bu işe kimin hararetle karşı çıktığını, hatta hakarete varan bir şekilde karşı  beyanatlar verdiğini anlarlar ) parantez içerisinde anlatmaya çalıştıklarım bu ülkenin sahipleri sanki sadece kendileri imiş ve Cumhuriyetin koruyucuları sadece kendileri imiş gibi meydanlarda mitingler düzenleyerek,kalabalıkların sayılarını belirtirken birleri beş göstererek, birilerini ve kendilerini kandırmaya  çalışanlar ve ilk seçimde bunun böyle olmadığını görerek ağızlarının paylarını alanlardır. Bunun karşısında Cumhuriyetin ve bu ülkenin gerçek sahipleri ise oyları ile onları cezalandırarak ülke tarihine damga vurmuşlardır.Yıllardır dindar kesimleri istismar eden siyasi erkler, başörtü meselesini, İmam hatipleri, Kuran kurslarını hep siyasi bir istismar kapısı olarak kullanmışlar ama iktidara geldiklerinde tam tersini yapmışlardır.       "Amaçlar araçları meşru kılar" görüşünü savunan ve amaçlara göre yönetim felsefesini benimsemiş kişilerin tutumlarından vazgeçip geniş bir milli mutabakatla bu meseleleri çözmelidirler.

        Mecliste mutlaka konsensus sağlanmalı, din ve vicdan hürriyeti üzerindeki baskılar ve dayatmalar derhal kaldırılmalıdır. Şova yönelik din istismarcılığı en büyük tehlikedir.Müslümanların inanç ve değerleri üzerinden yapılan siyasetler bu ülkede en çok dindar Müslümanlara zarar vermiş, bundan da en çok Marksist ve derin sol çeteler ile gerçek laikliği kafasına göre yorumlayan militarist çevreler faydalanmaya çalışmıştır. Bir ülkede ordu gücünün aşırı derecede ağır basması, Her tür sorunu askerî yöntemlere başvurarak çözme, gerilim yaratmıştır.Demokrasi ile çözüm bulmak yerine  silahlı kuvvetlere öncelik tanıma eğilimi çözüm getirmemiştir.Bu Militaristliktir. Demokrasilerde militaristlik olmaz.Meselelerimizi milletin beklentilerine göre TBMM çatısı altında  adil bir yaklaşımla yerine getirmeliyiz.Çözümü asla başka yerlerde aramamalıyız. Çünkü fazla değil yakın tarihimizi  incelediğimizde büyük ATATÜRK bu ülkeyi kurmak aşamasında ilk olarak TMMM ni kurmuş ve bütün sorunları bu yüce çatı altında çözerek Türkiye Cumhuriyetinin gücünü bütün dünyaya göstermiştir. Şimdiki nesil olarak Atatürkçü diye geçiniriz ama çözümü hep başka yerlerde ararız bu ikilemi hala anlamış değiliz.Bu durumu incelediğimizde Atatürk ülke için yeni nesilin ise koltuk için uğraştığını görürüz.

        BAŞÖRTÜSÜ VE MİLİTARİST ÇEVRELER (2)


        Bugün başörtüsü meselesi üzerinde uzlaşma çabalarına devam edilip bir an önce çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Kimse bu meseleler üzerinden ülkeyi kamplaşmaya ve cepheleşmeye götürecek, provakatif çabalar içine girmemelidir. Ülkemizde bugün, herkese ve her çevreye tarihi sorumluluklar düşmektedir. Herkes demokratik çözümlerden yana olmalıdır.   Demokrasi dışı arayışların ülkemize bir faydası yoktur. Geçmişten günümüze yapılan bütün askeri müdahalelerin en çok demokrasiye zarar verdiği ve Türkiye'yi geriye götürdüğü siyasal ve toplumsal bir gerçektir.

        "Hiçbir tartışmaya meydan vermemek ve ileride yeni sorunlar oluşturmayacak şekilde başörtüsü sorununu çözmek istiyorsak, anayasada bazı maddelere ekleme-çıkarma yapmak yerine, somut bir anayasa maddesi oluşturarak, başörtüsü sorununu daha net ve anlaşılabilir bir şekilde çözmemiz mümkündür" 

        Öte yandan; AKP ve MHP, yüksek öğretimde başörtüsünün serbest bırakılması için Anayasanın 10. ve 42. maddeleri ile Yüksek Öğretim Yasası\'nın ek 17. maddesinin değiştirilmesi konusunda mutabakata vardılar.Bu durum "iç güveysinden hallicedir". İki siyasi partinin mutabakata varmasını olumlu ve iyi bir adım olarak görüyorum. Her şeye rağmen, bazı açık kapılar bırakıldığını düşünüyorum. "Eminim bu uygulama yüksek öğrenim kurumlarında bir rahatlama getirecek ama temenni ederim uygulama açık ve net anlaşılır olsun çünkü bu ülkede bir harfi bile yanlış tarafa çekerek farklı uygulamalar yapacak olan insanlar mevcuttur.Bunun yanında çerçevenin iyice belirlenmesi gereklidir aksi taktirde üniversitelere cübbe, sarık, mini etek, transparan kıyafet, burka Vs ile genel ahlak dışı kıyafetlerin   önünün açılmaması çok önemli ve gereklidir.

        Türkiye Cumhuriyeti Devleti laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletidir. Anayasamızın 2. maddesi o şekilde tanzim edilmiş ve laikliği herkesin din ve inanç değerleriyle özgürce yaşamasının bir teminatı olarak almıştır. Ancak, yıllardır buna rağmen laikliği farklı bir şekilde tanımlayarak, din ve vicdan üzerinde baskı yapan ve inanç değerleriyle birlikte eğitim yapmak ve çalışmak isteyenleri dışlayarak ülkede bir sınıf oluşturulmaya çalışılmıştır. Türkiye, artık bu tartışmayı geride bırakarak, gerçekten din ve vicdan özgürlüğünün yaşandığı herkesin eğitimden, sağlıktan kamu hizmetlerinden adil bir şekilde yararlanabildiği ve fırsat eşitliğine sahip olduğu bir ülke haline gelmelidir.Bunun teminatı ise laiklik olmalıdır, ancak gerçek olan yani Atatürk'ün koyduğu laiklik, Laikliğin teminatı da  Milletimiz olmalıdır.
Oyu Puanı: 33 - Ortalama: 5

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 22 (0 Kayıtlı Üye 22 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 1.34523 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu