Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->İsmail HAYAL->OKUYAN GÜMÜŞHANE [ Arama ]

OKUYAN GÜMÜŞHANE
Başlık OKUYAN GÜMÜŞHANE
Açıklama -
Siteye Ekleyen AdamGibi
"Yaratan Rabbin adıyla oku."
(Alak Suresi, 1)

Dergi okuma oranı % 4
Kitap okuma oranı % 4,5
Gazete okuma oranı % 22
Radyo dinleme oranı % 25
Televizyon izleme oranı % 94

        Yukarıdaki tablo ne kadar hazin değil mi? İçinden olur mu be hocam diyenlere sormak istiyorum; en son ne zaman bir kitap satın aldın? Gümüşhane Halk Kütüphanesi nerededir? Yada herhangi dergi aboneliğin var mı? Hangi günlük gazeteyi okuyorsun? Televizyon karşısında geçen zamanın toplam ne kadar? Bu sorulara verdiğin samimi cevaplarının sonuç listesi yukarıda. Kızmaya ne hakkın var ki? Bu korkunç tablonun müsebbibi sensin, benim, biziz.

        İrlandalı Brown destanlık bir adamdır. Beyin felçli olarak dünyaya gelir ve kendi ifadesiyle "bir çarpık kas ve dolaşık sinir sistemidir" Konuşamaz, duyamaz ve hareket edemez. Bir gün yerdeki tebeşire gözleri takılır ve sol ayağının parmaklarına sıkıştırdığı bu tebeşirle yere bir şeyler karalamaya başlar. Artık onun kader anı belli olmuştur. Bu anı çok iyi değerlendirir. Ailesinin de yardımıyla alfabeyi öğrenir, kelimeleri öğrenir, özel bir okulda konuşmayı öğrenir ve yazar, yazar, yazar. Sonra bu "dolaşık kas sistemi" İrlanda'nın en önemli edebiyatçılarından biri olur.


        Okumak Yaratıcı'nın en büyük eseri senle başlıyor. Ve O'nun muazzam tablosu lisanı hal ile beni oku demiyor mu?  Kendini bilmeyen, okumayan, okuyanlara değer vermeyen, yıldızları görmeyip sürekli çamura takılanlar, kitaplarla dostluk kurmayan, kuramayanlar her zaman çözümde değil problemde yer alanlar değil mi?


        Sokaklarda başıboş gezip sıcak evlerde uyuşanlar ancak televizyon ve Internet'in sahte ve sanal mezbeleliklerinde vakit israf edip, hayat sermayelerini yele verirken, dünyanın en güzel yanını görmekten bile acizdirler. Gazetelerin magazin sayfaları, haberlerin asparagası, Internet'in chat'i, fikirlerin fıkraları, düşüncelerin en ucuzu, kanaatlerin müsveddesi, duyguların kullanılmış olanları yeter bizlere öyle değil mi?


        Oysa okuma alışkanlığı, insanlık tarihi ile eşdeğer ve tarihin ayrılmaz bir parçasıdır. Büyük işlere imza atmış ve tarihe yön veren şahsiyetlerin en büyük özelliği bu kişilerin çok kitap okumalarına ve okuduklarını hayatlarına yansıtabilmelerine bağlıdır. "Kitaplarım bana yetecek kadar büyük bir krallıktır" diyen Shakespeare gerçek krallığı nerede yakalamış sorarım sizlere. Montaigne ise "Ben, kitaplarımı yaratmadan önce, kitaplarım beni yarattı" der. Öte yandan Seneca "Kitapsız yaşamak; kör, sağır, dilsiz yaşamaktır" diyor.


        Osmanlının büyümesinde Osman Bey ne kadar önemli ise kitap dostu hocası Şeyh Edebali'de o kadar önemlidir. Selçuklu Devleti'nin temellerini atan Alparslan bunu elbette Nizamül Mülk gibi bir dahiye borçludur. Sultan Mehmet'i Fatih yapan sabahlara kadar okuduğu kitaplar ve kitaptan öte bir Akşemsettin değil midir? Yavuz Sultan Selim'in cesareti değil di onu yavuz eden, bunun sebebini onun kitaplarla kurduğu engin dostluğun birlikteliğinde aranmalıdır.


        Mustafa Kemal'i askeri ve siyasi deha yapan güç, harp meydanlarında bile kitap okumasına bağlı olan gücüdür. Adeta bir milleti küllerinden yeniden inşa eden bir kuvvetin sebebini başka nerede arayabiliriz ki zaten.


        Almanya ve Japonya gibi yerle bir olan milletleri yeniden inşa eden ve dünyaya hakim kılan gücü kitaplara olan dostluklarında aramak gerekir.  Bugün dünya araştırmalarının en sonlarında bizim yer almamızın sebebini siz ne ile izah ederdiniz?  


        Koskocaman dünyalarını bizlere adeta bedava sunan ve tarihe mal olmuş dehaların fikirleriyle örülü güzellikleri paylaşmaktan neden imtina ediyoruz, anlaşılır gibi değil.


        Bulunmadık ne kaldı ki cihanda. Ismarlama bir iki cümle ile süslediğimiz slogan birkaç kelime yeter de artar bize. Bir toplulukta sözü dinlenenlere iyi bakın çok iyi okuyanlar değil mi?   Biz iki ithal fıkrayı, kompleksimizi gıdıklayan pehlivan tefrikalarını, hangi gözeden beslendiğini çok iyi bildiğimiz ne idüğü belirsiz nakilleri. Hele bir de haklılığımıza delil bir iki baba söz bulmuşsak değmeyin keyfimize. Akıl sakat, zeka özürlü, vicdan paslı, gönül sarhoş, ruh pusulasını şaşırmışsa ne gelir ki elden. 


        Ve Cumhurbaşkanlığı tarafından gerçekleştirilen bu kültür projesine canı yürekten tam destek verelim. İşyerinde, dışarıda, kahvede, evde hemen hemen her yerde girelim kitapların o sihirli dünyasına. Bize sunulan nimetlerden sonuna kadar faydalanalım. 


        Hani derler ya zararın neresinden dönersen kârdır hesabı. Bugün bir karar alalım kendimizce. Ve ailemizi alalım karşımıza. Kapatalım o dünyamızı mahveden sihirli kutuyu. Alalım elimize büyük küçük kitaplarımızı. Bir okuma saati yapalım her akşam belli bir saatte. Ve kesinlikle uyalım bu programımıza. Ne kadar zor olsa da çocuklarımız ve mutlu yarınlarımız aşkına sabredelim birazcık. Yıkalım kitapla aramızda olan devasa uçurumları. Bedava sunulan dünyalara ortak olalım bizde ne olur. Unutmayalım ki her bir kitap apayrı bir dünyadır bize.


        Gerçek şudur ki, millet olarak gerçekten bir şeyler yapmak ve devletimizi daha ileriye götürmek, birey olarak daha iyi bir ortamda yaşamak istiyorsak kitaplarla dostluğumuzu geliştirerek sımsıkı bir bağ kurmamız gerekmektedir.  
Oyu Puanı: 4 - Ortalama: 5

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 14 (0 Kayıtlı Üye 14 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 1.30161 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu