Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Ülkemizde kim, hangi fikir, hangi parti ve hangi ideoloji iş başına gelirse gelsin, ne yazık ki kalıcı olamıyor.
Büyük umutlarla iş başına gelenler, bir süre sonra pörsümüş, yıpranmış siluetleriyle Türk siyasal hayatından sessiz sedasız çekiliveriyorlar.
Şimdilerde de bakıyorum, çok aşırıya kaçmış medya dalkavuklarının ve laik ve Atatürkçü sistemimizin özüyle bir sorunu olan marjinal grupların dışında, genel ekseriyette, müthiş bir AKP aleyhtarlığı almış başını gidiyor!
Değişim sinyallerinin kuvvetlendiği zamanlardayız!
Peki ama her değişim değişim dediğimiz zamanlardan sonra, değiştirdiğimiz sahiden derdimize derman olabildi mi?
Hayır!
O halde, biz değişim değişim diyerekten aslında kendimizi mi kandırıyoruz!
Geçen gün Kuşakkaya'da yayınlanan "Aksiyon İnsanı Olmak" isimli yazım oldukça ilgi gördü. Ama yazdıktan ve gelen beğeni dolu eleştirilerden sonra, yazının bir yanının eksik olduğunu hissettim. Aksiyon insanı olmanın, illaki çevremizde gördüğümüz yanlışlıkları değiştirmek anlamına gelmediğini, aslında aksiyon insanın olmanın evvela kendi içinde değişiklik isteyen insan olmakla ilintisini vurgulamamışım yazımda, eksik olan yanı buydu!
Aksiyon insanı olup çevremizi değiştirmekle uğraşacağımıza öncelikle kendimizi değiştirmek gerekliliği vardır. Herkes irfanın derinliği ölçüsünde önce kendisini değiştirmelidir.
İnanan insanlar, sürekli tekâmül peşinde bulunmalı, kalbî ve ruhî hayatları itibarıyla hep "diriliş"ler yaşamalıdır.
İşte burada yine sözü İlahi Kelam'a bırakmakta sanırım fayda var: Kur'an-ı Kerim'de, mealen "Bir toplum, özündeki güzel meziyetleri değiştirmedikçe Allah Teâlâ da onlara lütuf buyurduğu nimetlerini ve iyi hali değiştirmez" buyuruluyor.
Yani İlahi Kelam'a açıkça siz kendinizi değiştirmediğiniz müddetçe Allah sizi değiştirmez diye buyurulmaktadır.
Sevgili okurlarım,
Hiçbir yönetim zalim değildir.
Zalim olan biz halkız ki , Allah bu yönetimleri bize yolluyor!
Önce biz kendimizi değiştirelim ki sonrasında değiştirmeye gücüm yetsin. Biz kendimizi değiştirdiğimiz anda, Cenabı Hak bizdeki değişimi ve olumluya olan müspet akışı görecek ve kesinlikle mükafatlandıracaktır.
Düşman karşımızda değil, kendimizdedir, beynimizdedir, yüreğimizdedir.
Önce, beynimizdeki acizlik ve çaresizlik mikrobunu, yüreğimizdeki nefis mikrobunu ve mantığımızdaki tefrika mikrobunu yenmek zorundayız.