Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
04 Haziran 2008 tarihli Demokrat Gümüşhane Gazetesindeki yazısı
email
mevlut29@mynet.com
Siteye Ekleyen
AdamGibi
Güzel ülkemin, güzel insanları, farkında mısınız? İçinde yaşadığımız dünyamızı kendi ellerimizle bir felakete doğru sürüklemekteyiz. Hem de öyle bir hızla ki, daha evvel binlerce yıllarla ifadelendirilen bozulma zamanları, yüz yıllara hatta on yıllara bile inmiş durumda. Havamızdan tutun da suyumuza, suyumuzdan toprağımıza, topraktan ormanımıza, bitkimize kadar aklımıza ne geliyorsa büyük bir yozlaşma, bozulma, yok olma sürecinde. Bu sürecin en önemlilerinden olan çevre kirliliği, insanların yaşam isteklerini, üretkenliklerini, verimliliklerini dolayısıyla da sağlıklarını olumsuz etkiler oldu. Hakikaten ülkemizin başta büyük şehirleri olmak üzere, sokaklar ve caddelerinde arabalar yüzünden yürünemez, yoğun egzoz dumanından soluk alamaz duruma gelindi. Bizleri rahatsız eden şeyler sadece gürültü ve hava kirliliğiyle kalsa iyi. Buna birde görüntü kirliliği eklendi. İnsanımız sigara izmaritlerini, ıslak mendillerini ya da çekirdek kabuklarını hiç çekinmeden yere atabiliyorlar. Tıpkı bir takım kendini bilmez kişilerin çöp poşetlerini konteynırlara değil de yere atmayı tercih ettikleri gibi. Evlerimizi temiz tutarız tutmasına ama çevremizi asla temiz tutmayız. Sonra da temizlenmediği için şikâyet ederiz. Hala yaşadığımız şehrin caddelerinde tükürüklerini yerlere saça saça ilerleyen, balgamlarını yerlere hiç utanmadan ve gözlerimizin içine baka baka fırlatan, ayrıca toplu yaşam yerlerimiz olan sokakları yaşanmaz duruma getiren insanlarla karşılaşabiliyoruz. Havaların ısınmaya başladığı bu günlerde, hepimizin temiz hava almak için zaman zaman uğradığımız park ve bahçelerde, banklarda oturarak, yedikleri çekirdek kabuklarını yerlere atan ve önlerinin bir ''çekirdek kabuğu gölü'' durumuna gelmesine sebep olan insanlar var. Soruyorum onlara, siz evinizde çekirdek kabuklarını yere mi atıyorsunuz? Yakın çevremizi yaşanılacak yer olmaktan çıkaran ve insanlarının sinirlerini bozan daha birçok hatalı davranışları buradan protesto ediyorum. Efendim, yapabileceklerimizin küçük olduğunu düşünerek hiçbir şey yapmamak gibi bir hataya düşmeden, içinde yaşadığımız dünyanın bozulan sağlığını düzeltmek yolunda sorumluluk yüklenmeliyiz. Bakınız 'Dünya Çevre Günü' nedeniyle Milli Eğitim Bakanlığı 4 Haziran günü okulları tatil ederek, çevre bilincinin tüm öğrencilere ve insanlarımıza benimsetilmesi için yöneticiler, öğretmenler, gönüllü veliler ve ilköğretim 3. sınıftan itibaren tüm öğrencilerin katılacağı,'Temiz Sular, Temiz Türkiye Kampanyası" düzenledi. Her ilin valiliğinin organize ettiği kampanyada, belirlenen noktalarda ki tüm katı atıklar toplanacak, toplanan çöplerin taşınması, depolanması veya imhası ise belediyelerce halledilecek. Ne dersiniz, günlük yaşantımızda doğaya ve diğer insanlara biraz daha saygılı olmak için bu tür faaliyetleri benimsemek, hatırlamak ve desteklemek iyi bir başlangıç olabilir mi? Neticede her şeyin başı insan ve onun eğitimi çok önemli. Çevreye duyarlı ve bilinçli insanlar eğitilerek yetiştirilebilir, Ağaç yaş iken eğildiğinden insanları çocuk iken çevre konusunda eğitmek ve bilinçlendirmemiz en akılcı yol galiba. Rolf EDBERG'in şu ünlü sözüyle bitirelim.“Yanlışlık şuradadır. Olasılıkla, biz kendimizi büyük ve bölünmez bütünün bir parçası olarak görmeyi başaramadık. Tanrı bizi, denizdeki balıklara, havadaki kuşlara ve dünya üzerinde hareket eden her canlıya hâkim kılmıştır. Dünyamızın bize ait olmadığı, aksine bizim ona ait olduğumuzu anlamayı bir türlü başaramadık.” SAYGILARIMLA.
BUGÜN TEMİZLİK GÜNÜ!
