Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->İsmail HAYAL->BU ŞEHİR HEPİMİZİN [ Arama ]

BU ŞEHİR HEPİMİZİN
Başlık BU ŞEHİR HEPİMİZİN
Açıklama -
Siteye Ekleyen Recep Ergin
Ahlak konusunda en önemli dersler kitaplardan değil, yaşanan deneyimlerden alınır.

Mark Twain


        Öyle ya bu şehirler hepimizin. Bir zümrenin, bir şahsın değil ve olamaz da. Caddesi, sokağı, havası, suyu, parkı, ağacı, otu, çöpü hepimizin. O halde ortağı olduğumuz bu saydıklarımız üzerinde kimsenin tek başına tasarrufu olamaz. Ağacının dalını kıramaz, lambasının camına nişan alamaz, sokağına sümküremez, çöpünü yerlere atamaz, halısını yoldan geçenlerin üzerine silkeleyemez, aracını dilediği yere park edemez, damından aşağı gelen suyu milletin başına dökemez, caddeyi işgal edemez, zamanlı ya da zamansız klakson çalamaz, nara atamaz, müzik sesini açamaz. Neden mi? Çünkü bu yukarıda saydıklarım bu şehri,n ortak malı ve bizler de bu şehrin birer ferdiyiz.

            Zamanında devlet arazisine gecekondu yapıp seçimlerde de elektrik ve suyunu alanlar o haram evleri içinde rahat uyuyamaz. Ben yaptım oldu, ben güçlüyüm mantığı da hal çaresi değil. Çünkü senin ev yaptığın arazi devletin malı ve sen benimde ortak olduğum malı benden izinsiz kullanıyorsun. Bir kişinin malını gasp etmeye de benzemiyor bu. Ki eğer komşunun malını kullanmışsan ondan helallik alma hakkın her zaman olabilir. Peki, sorarım sana; evini kurduğun arazi yetmiş milyonun, helallik almak istesen kimlerden alacaksın. Gümüşhane Devlet Hastanesi'nde çalışan çok sevdiğim bir idareci ağabeyimin odasında bizlere ibret olması gereken bir yazı okumuştum. Çerçeve içerisinde "devletin malı ateşten gömlektir, üstüne giyeni yakar" yazıyordu. Ateşten gömleği giymek isteyenler buyursun devletin malını şahsına kullansın. Ama unutmasın ki ötede mizan denilen çok hassas bir terazi mevcut. Kılı kırk yaran ve boynuzsuz koyunun boynuzlu koyundan dahi hesabını alacağı bir ilahi düzen. Eğer varsa cesaretin buyur buradan yak.

            Elbette burada bu hakkı kullanandan çok bu haksızlığa davetiye çıkaranları da sorgulamak gerekir. Birazcık daha kariyer uğruna "devletin malı deniz yemeyen keriz" felsefesini kendilerine düstur edinenler öte âlemde hesabı nasıl verecekler düşündükçe damarımdaki kan çekiliyor.

            Evet, sevgili hemşerim. Bu şehir hepimizin. Yolu da, dağı da, havası da, suyu da. O zaman bu şehirde yaşamanın bazı ekstraları vardır. Artıları vardır, eksileri vardır. Şehir senin evindir, yatak odandır, oturma odandır, mutfağındır. Çöpün içinde yatamıyorsan elindeki çöpü de bu şehrin orta yerine atamazsın. Salonun tam orta yerine tüküremiyorsan, caddeyede sümküremezsin. Evindeki vazodaki çiçeğin bir dalını kırmaya kıyamıyorsan yol kenarındaki ağacın dalını da kıramazsın. Evindeki lambaya yada avizeye nişan alamıyorsan sokak lambalarına da nişan alamazsın, taş atamazsın. Unutma ki devletin malı ateşten bir gömlektir, sırtına giyeni yakar.

            İdareci olarak, amir olarak, tüccar olarak, esnaf olarak, sivil toplum örgütü olarak kısacası toplumun önündeki kişiler olarak örnek olmak zorunluluğumuz vardır. Sizleri model alan onca insan bulunmakta ve sizin yaptığınız hareketleri aynen yapmak için can atmaktadır. Sen devletin malına el uzatmazsan seni model alan da kesinlikle ona el uzatmayacaktır. Bugün çocuğunun eve getirdiği herhangi bir nesneyi "nereden buldun" sorgulamasına tabii tutmuyorsan yarın bu çocuk ülkeyi sattığında senin de vebalin vardır.

            Bir toplumu ve cemiyeti yiyip bitiren yalan, dolan ve haramdır. Haram bir vücuda girmeye görsün bir virüs misali yer bitirir seni. Tıpkı toplumları ve milletleri yiyip bitirenler gibi. Koskoca Osmanlı Devletini ve ardından devamı olan Türkiye Cumhuriyeti'ni yıkamayanlar içeriden adeta bir kurt misali fitne, fesat ve haram tohumlarını salmaya başladılar. Ve bunda da başarılı olarak dini, dili, tarihi, kültürü ve ülküsü bir olan bir aziz milleti sağ ve sola, ardından şucu ve bucuya, ardından doğulu ya da batılıya çevirdiler ve bütün yutamadıklarını önce parçalara, sonra dilimlere böldüler. Ve şimdi de işlerine geldiği gibi tıpkı kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyorlar, yarın da muhakkak ki yutacaklar. Bu doğanın nizamında var zaten. Büyük balık küçük balığı yutar var mı başka hal çaresi?

            Nüfus kâğıtlarımızda dini İslam yazması yetmiyor değerli kardeşim. Mademki Müslümansın yaşantını ona göre düzenleyeceksin, haram yemeyeceksin, gıybet yapmayacaksın, kötü söz demeyeceksin, ortak paydamız olan Gümüşhane'yi evinden bir parça bileceksin ve ona göre hareket edeceksin. Unutma ki; bu şehir hepimizin.  
Oyu Puanı: 10 - Ortalama: 4.87

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 15 (0 Kayıtlı Üye 15 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 0.81817 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu