Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->İsmail HAYAL->NEREDE O ESKİ BAYRAMLAR [ Arama ]

NEREDE O ESKİ BAYRAMLAR
Başlık NEREDE O ESKİ BAYRAMLAR
Açıklama -
Siteye Ekleyen Recep Ergin
Sizi sevindirecek şeyleri elde etmeye bakın, yoksa elinizdekilerle yetinmek zorunda kalırsınız
(B. SHAW)

        Eskiler hep böyle demez mi? “Ah, nerde o eski bayramlar?” diye. Sahi nerede o eski bayramlar. Eskiden iç içe kutluyorduk bayramlarımızı. Acılarımız da birdi, sevinçlerimiz de. Köyümüzde bir cenaze evine gelen yabancı, cenazenin hangi evden çıktığını kestiremezdi. Çünkü her evin kapısında matem vardı. Cenaze sanki o evden çıkmıştı. Düğünler de hepimizindi. Düğün sahibinin derdi sıkıntısı, sevinci de ortaktı. Herkes birbirinin yanındaydı. Ortada bir yük, kenarda bir problem kalmazdı. Senin işin, benim işim diye bir şey olamazdı. Herkes bir omuz vururdu sağına ve soluna bakmadan. İnsanlar eşitti, kibir, gurur yok denecek kadar azdı.

        Köyümüzün her bir karesinde saygı, sevgi, hoşgörü ve mütevazılık hâkimdi. İşler yokuşa sürülmezdi. Ve bayramlar bir başka güzel yaşanırdı köyümüzde, köylerimizde.

        İşadamı Yaşar Yıldız’ın davetlisi olarak Yayladere Köyü’ne gidiyoruz. Hemen her köyde rastlanan köy konaklarına burada da rastlıyoruz. Akrabalara ait tam dört muazzam bina donatmış köylüler. Her bir katı farklı bir amaç için dizayn edilmiş. Güveç, salata ve pilavdan oluşan zengin iftar sofrasından sonra namazlarımızı eda ediyoruz. Ardından çay ve sohbet.

        Köy odalarımız hâlâ revaçta Gümüşhane köylerinde. O köyün misafir severliğinin adeta bir aynası köy odaları. Ve bu odalarda yüklük denilen yerde gelecek olan misafirler için çay, şeker her zaman hazır tutulurdu. Soba ağzına kadar dolu beklerdi. Yün yataklar, yorgan ve yastıklar dolapta tertemiz gelecek olan misafirlerini beklerdi.

        Ve hemen her akşam sohbet meclisleri kurulurdu. Battal Gazi, Hz Ali Cenkleri ile Sümmani, İrşadi, Celali ve Ağlar Baba’dan beyitler okunurdu. Bilhassa bayram günlerinde köyde adeta bir şenlik havası eserdi. Yüzlerde tebessüm, kalplerde dostluk rüzgârları eserdi. Peki ya şimdi o eski bayramları hatırlayanınız var mı? Önce nefsime sonra hepimize soruyorum. Kaç kere komşumuzun evine misafir olduk? Kaç iftar sofrasını eş, dost ve akrabalarla açtık? Kaç yetimin başını okşadık, kaç yoksulu sevindirdik? Kaç hastanın ziyaretinde bulunduk?

        Evet, maalesef bir şeyler eksiliyor bir yanımızdan. Merhamet tükendi kalbimizden. Hırs ve kibir tek sığınağımız oldu. Birbirini kıskanmak, başarısını hazmedememek, arkasından konuşmak en büyük hasletimiz oldu. Bahaneler ve keşkeler üretiyoruz mütemadiyen. Gitgide bozuluyoruz. Özümüzden kaçıyoruz. Gurbetleri mekân tutmuşuz. Çoluk çocuğumuzu, vatanımızı, atamızı ihmal ediyoruz. Akraba, hasta ve kabir ziyaretlerini tamamen bertaraf ettik. Örf ve adetlerde unutulmaya başladı birer birer.  

        Ama her şey için çok geç değil. Gelin bu bayramda küslükleri bertaraf edelim. Tutalım birbirimizin ellerinden. Akrabalarımızı arayalım, hal ve hatırlarını soralım. Yakında isek gelin bu bayramda köyümüze gidelim. Çocuklarımızın bayramlıklarını giydirerek varalım bizlere hasret köy camimize.  Saflarını dolduralım tıka basa. Tekbirlerle inletelim kubbeleri. Akşamları köy odasını açalım. Tatlılar yenilsin, çaylar yudumlansın. Hatıralar dile gelsin.

        Hoca Ahmetleri analım, Hicrani Baba’dan bir beyit okuyalım yine eskisi gibi. Köy odalarımızın hatıralarını analım hep birlikte. Belki atalarımız bir yerlerden bizleri izliyorlardır, neden olmasın. Yaşatalım tekrar hatıraları. Analım rahmetle büyüklerimizi. Bu bayramda farklı bir şeyler yapalım. Çoktan unuttuğumuz o güzel hasletleri hatırlayalım. Bayram mendili arasında harçlık verelim çocuklara. Hastalara gidelim ellerimizdeki çiçeklerle. 

        Öyle ya, bayramlar, birlik ve beraberliğimizi güçlendiren, kardeşlik ve dostluğumuzu pekiştiren, dayanışma ve paylaşma duygularını artıran müstesna günlerimiz değil mi? Bizi bu bayramlara kavuşturan Yüce Rabbimize şükürler olsun.

        Sizi bilmem ama ben bu bayramda köyümde olmak istiyorum. Tıpkı dedemin yaptığı gibi, babamın yaptığı gibi Hasanağanın Pınarı’ndan abdest almak istiyorum. Huşu içinde secdeye varıp, tüm ümmet-i Muhammet için sağlık, selamet, huzur ve başarılar dilemek istiyorum.

        Ve sizlerde tutun çocuklarınızın ve sevdiklerinizin ellerinden varın köyünüze. Yâd edin atalarınızı. İnanın hiç pişman olmayacaksınız.
Oyu Puanı: 4 - Ortalama: 5

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 16 (0 Kayıtlı Üye 16 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 1.37077 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu