Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Selahattin TOZLU->GÜMÜŞHANE İL ÖZEL İDARESİNİ TEBRİK [ Arama ]

GÜMÜŞHANE İL ÖZEL İDARESİNİ TEBRİK
Başlık GÜMÜŞHANE İL ÖZEL İDARESİNİ TEBRİK
Açıklama -
Siteye Ekleyen Recep Ergin
Gümüşhane'nin en büyük internet sitesinde, Gümüşhane İl Özel İdaresi tarafından alınan bir "tavsiye kararı" haberini okudum, son derece mutlu oldum.

Alınan bu tavsiye kararı, öz olarak; İl Özel İdaresi tarafından verilecek "işyeri açma ve çalıştırma ruhsatlarında, işyerlerinin adlarının türkçe olmasına" dikkat edileceğidir.

Hemen belirteyim ki, bu tür kararlar daha evvel başka beldelerde belediyeler tarafından alınmış; hatta haberlere bile konu olmuştu. Bu bakımdan bazı kuruluşlar da öncülük etmişti ki, benim en çok aklımda kalan Trabzon Türk Ocağının çalışmaları idi. Ocak Başkanı Sayın Prof. Dr. Mithat K. Aslan ve diğer üyeler, Trabzon ve Türkiye'de ellerinin yettiği her yerde bunun duyurulmasına ve mümkünse uygulanmasına çalışmıştı. Biz de büyük mutlulukla takip etmiştik.

Bugün aynı karar Gümüşhane için de, en azından "tavsiye" olarak alınmış ve bizi nihayetsiz memnun etmiştir. Bu kararı alanlara son derece müteşekkirim, kendilerini büyük bir coşkuyla tebrik ediyorum.

Bu karar, "kültür davamız" bakımından lüzumludur. Çünkü, dünya tarihi birçok "savaş" türüne şahittir, bu savaşlardan biri de "kültür savaşı"dır. Elbette Türkiyeli yönetici ve seçilmişler, Türk kültürünü ve dilini koruma, kullanım alanını genişletme, kullanımını teşvik etme ve nihayet türkçeyi bir "bilim ve halk dili" yapma durumundadırlar. Bu, onların hem vazifesi hem de hakkıdır. Bunda itiraz edilecek zerre kadar birşey yoktur.

Tarihte, güçlü olanlar güçsüz olanlara kültürlerini dayatmış, güçsüzleri köleleştirmek için ellerinden geleni yapmışlardır. Fakat, bir noktayı hatırlatmak isterim: Herşey güçlünün elinde değildir ve istemeyene kimse dayatmada bulunamaz, bulunsa bile çok başarılı olamaz. Meselemiz "kültür emperyalizmi" ise, ben istemediğim ve mücadele ettiğim sürece, bana dayatılanın başarılı olması zor. O halde mücadele edeceğim, kimliğimi ancak böyle muhafaza edeceğim.

Tarihten iki örnek:

Ünlü Bizans tarihçisi Prokopiyus, kendi zamanındaki Bizanslıların "Hunlar gibi saçlarını uzattıklarını, adalet yerine yaltakçılığı seçtiklerini"; oysa Hunların o yüksek ve gıpta edilen seviyeye adaletleri sayesinde geldiklerini yazar. Yazarın bahsettiği Hunlar, elbette Türkler idi.

İspanya'da kurulan Emevi İslam Devleti o kadar üstün bir medeniyet idi ki, o zamanın İspanyol gençleri, meşhur Müslüman şairlerin şiirlerini arapçasıyla ezberliyor, okuyor, arapça şarkılar söylüyor, Müslümanlar gibi giyiniyor ve sakal bırakıyorlardı. Tabiatıyla özellikle Papazlar, onların Araplaştığını ve bunun bir felaket olduğunu söylüyor, ağlıyorlardı.

Soru ve sorun şudur: Gerçekten Bizanslılar Türk, İspanyol gençleri de Müslüman mı oluyordu?

Elbette hayır.

Ama, en önemli şeyi olamıyorlardı, "kendileri" olamıyorlardı. Kendisi olmayan ve olamayan da, aslında hiçbir şeydir.
Oyu Puanı: 33 - Ortalama: 5

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 11 (0 Kayıtlı Üye 11 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 1.32307 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu