Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Eyüp DEMİREL->GÜMÜŞHANE KENT KİMLİĞİ ÜSTÜNE DÜŞÜNMEK [ Arama ]

GÜMÜŞHANE KENT KİMLİĞİ ÜSTÜNE DÜŞÜNMEK
Başlık GÜMÜŞHANE KENT KİMLİĞİ ÜSTÜNE DÜŞÜNMEK
Açıklama -
Mail Adresi eydem@mynet.com
Siteye Ekleyen Recep Ergin
        Küreselleşmenin hemen her şeyi çekim alanına sokarak aynılaştırdığı bir dünyada, bu dünyaya karşı kimlikli bir duruş sergilemek son derece zor bir durumdur. Köylerdeki çocuklar ne yazdığını bilmediği İngilizce ya da Almanca metinli t-shirtler giyiyor, kendi oyuncaklarını kendileri yapmıyorlar, anneler ve büyükanneler onların giysilerini artık üretmiyorlar. Bu nedenle onların el ve gönül sıcaklığı çocuklardan uzakta kalıyor.Ne olduğunu henüz kestiremedikleri bir dünya, farklı ve renkli ışıklarıyla onların bakışlarının savrulmasına neden oluyor. Ve bu çocukların hayallerini süsleyen artık doğdukları topraklar değil, oradan gitme öyküleridir. Önce yakın kentte,  sonra mümkünse başka ülkelere…

           İnsan bir kez bulunduğu yerden hareketlenince artık hareketin bir parçası haline geliyor ve her şeyi haraket olarak algılıyor. Gelelim örnekleyerek, Gümüşhane’nin özeleştirisini yapmaya. Kentimize Trabzon yakasından giriş noktasında bulunan Kanberli Köprüsü ve Daltaban çeşmesindeki mimari keşmekeşin saldırısı ile kalıyorsunuz.  Kente bu cepheden yaklaşan insanları böylesine kararsız ve estetik dışı bir karşılama ile kentte davet ederseniz, kent kimliğinizin bir hayli tartışmalı olabileceği açıktır. Kent kimliğine katkıda bulunacak  Zigana Eski İpek Yolu Köprüsü,  Gümüşhane Köprüsü, Gümüş işletmeciliği, pestil, köme, kuşburnu,  Karaca mağarası, Ahmet Ziyaüddin Camii,  Tohumoğlu Köprüsü, Canca Kalesi, Keçi Kalesi,Küçük Camii, Firdevs Hatun Türbesi, Hasan Çagırgan Baba Türbesi, Mısıroğlu Türbesi,Kemaliye camii , Mir Ahmet çeşmesi  ve çeşitli sivil mimarlık örneklerini yan yana koyduğunuzda bütün bunlarla Gümüşhane ilişkisi bir estetik çatışması ve plansızlık sunar.Şu soruyu sorarak değerlendirmemize başlayalım.Harşit nerelidir? Harşit’in Gümüşhane ile olan ilişkisi şehircilik açısından hangi katkıları getirmekte, kentsel yapılaşma bu çayla hangi olumlu ilişkiyi kurmaktadır? Ne yazık ki harşit çayı bütün kirliliği ile kentin içerisinden kıvrılarak süzülürken, kıyısında oluşmuş yüksek yapılaşma neredeyse çaya çöplerin atıldığı bir kanala dönüşmüştür. Suyun sportif rekreasyon ve öteki kullanımına ilişkin neredeyse hiçbir pozitif yaklaşım söz konusu edilemez. Gümüşhane köprüsü bir simge yapı . Harşit’in  kirliği ile boğuşan simge yapı.

       Ahmet Ziyaüddin camii Gümüşhane’deki dini yapıtların başyapıtıdır. Zaman içerisinde bitirilerek hizmete sunulacağını umuyorum.Sivil mimarlık örnekleri ise, hemen hepsi yok olmaya terk edilmiş, sahipsiz, hak ettikleri ilgiyi bekleyerek yok oluyorlar.Gümüşhane’de olumlu gelişme olarak Keçi kalesi, Kov kalesi (Esenyurt kalesi) Küçük camii ve minarelerin restore edilmesi söyleyebiliriz. Gelelim hızla yükselen binalara. İyi planlamama sonucunda bu binalar kentin yüreğine saplanmış mızrak gibi yükseliyor. Yükselirken yabancılaşmanın yok edici örnekleri olarak çoğalıyor. Günümüzdeki talep, elbette ki yüksek yapılaşmayı teşvik edecek yapı endüstrisi ve bu endüstrinin sağlayacağı istihdam, kentin zenginleşmesine katkıda bulunacak.

         Bu anlamda yüksek yapılaşmaya itiraz edilemez. Burada söz konusu olan yüksek yapılaşmanın kentin tarihi bölgesinde de devam etmesidir. Gümüşhane tarihi evlerinin etrafındaki kentin mimarlık geleneğini göz ardı ederek sıradan bir yapı olarak yükselmesidir.o zaman, bu nokta da eski ile ilişkimizin sorumlu bir ilişki olduğu, aynı ilişkinin yeni yapı modellerinde de sürdüğünü rahatlıkla söyleyebiliriz.

         Kentin sorunu, karar mekanizmalarının   kentte tarih ve gelecek açısından şekil verme aşamasında ortaya çıkıyor.Hızlı büyüme karşısında önceden hazırlanmış vizyon projeler olmadığı için günü birlik karalar ve çözümler kenti kültürel geçmişinden koparmıştır.Bu nedenledir ki dünyanın en çirkin binalarının birisi olan belediye binası Harşit’in yanında yükselmiştir.Ne Harşit’in akışına ne Gümüşhane köprünün görkemine saygısı olan bu binanın, şehrin yerel yönetimi için inşa edilmiş olması bu günkü keşmekeşi açıkça ortaya koyuyor.Bu anlayış kentin yeşil alanlarını yapılaşmaya açarak kenti kırsal etki kıskacına terk etmiştir. Başka bir örnek bizim Kıbrıs çarşısı  sebze pazarımızdır. Yeni teknolojiyi kullanmak elbette gerekli ancak kent merkezinde yapılan bu yapıyı kent siluetine nasıl yakıştırabiliriz? Eski hali estetik açısından mimari bir görünümde idi. Umarız mimari özelliğe sahip bir Kıbrıs çarşısı görmeyi umuyoruz. Eski Kıbrıs çarşısını bir hatırlayın. O Kıbrıs çarsısındaki dükkanlar bu günkünden daha estetik bulunduğu bölgeye yakışıyordu. Bu örnekleri çoğaltabiliriz.

           Ticaret odamızın karşısındaki bina orda olmamalıydı.Şehrin nefes alacak tek yeriydi.Bina yapmak demek gelişmişlik sayılmaz yanında yöresindeki eski mimari yapıları da yok etmektedir.Mimar değilsiniz ama bir mimar gözüyle bakmanızı istiyorum.Yeni yapılan Doğan çağrı merkezi oraya yapılmamalıydı.Bizim hiç mi kuytu bir yerimiz yok.Bu alan Şehrin kordon boyu olarak (yürüyüş parkuru ) hizmet vermeliydi.Eski Vali konağını hatırlayanlar bilir.O eski binanın bir estetiği tarihi dokusu vardı.Yeni yapılan Vali konağının ne estetiği var.Hatırlayanlarınız bu günkü bina ile karşılaştırın.O bina eski olmasına rağmen estetik açısından mimari açıdan kente yakışıyordu.Kentin karar mekanizmaları bu gerçeği kabullenmek ve gelecekçi projeler hazırlamak, uzmanlardan yararlanmak zorundadır. 10,20,30…50 yıl sonraki Gümüşhane’yi tasarlamak gerekiyor.Kuşkusuz bu durum münhal arsalara bina dikmekten daha kolay değil ama gelecek için önemlidir.

         Mimarlar ve şehirciler kente bütün ve gelecek açısından bakmalıdırlar. Unutulmamalıdır üst üste koyduğumuz her taş bizim gururumuz olmalı ve eski olan hızla onarılmalıdır. Kırk Paharlar, camiler, anıt yapılar ve sivil mimarlık örnek alınmalıdır. Gümüşhane kayıplara uğramış  ama hala direnen, öyküsü ve geçmişi güçlü bir kenttir. Ve bu kent bizim kentimizdir. Bu nedenle de bu kente itibarını iade etmek hepimizin görevidir.Kuşku yok ki bu kente belli bir felsefe ile bakmak kentin kentleşme sorunlarının çözümü için bir ilk adım olacaktır. 
Oyu Puanı: 30 - Ortalama: 5

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 22 (0 Kayıtlı Üye 22 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 1.31968 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu