Cumhuriyet dönemi edebiyatında, kişiliyi ve yazdıklarıyla, kendisinden başkasına benzemeyen Attila İlhan 11 Ekimde kalp krizinden Kanlıca’daki evinde öldü.
     Bir yazarın, şairin veya sanatçının, sıradan bir kişinin hayatı ne anlam ifade eder? Bunu Behçet Necatigil “Parantez” adlı şiirinde şöyle seslendiriyor: “Adı, soyadı / Açılır parantez / Doğduğu yıl, çizgi, öldüğü yıl, bitti / Kapanır parantez.
     Tanıdık veya tanımadık herhangi bir kişinin öldüğünü duyunca Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Otuz beş yaş” şiirinin son kıtası aklıma gelir:
     Neylersin ölüm herkesin başında
     Uyudun uyanmadın olacak
     Kimbilir nasıl, nerde, kaç yaşında?
     Bir namazlık saltanatın olacak
     Taht misali, o musalla taşında.
     15 Haziran 1925 de Menemen’de doğan Attila İlhan ilk ve orta öğretiminin bir bölümünü İzmir’de ve babasının görev yaptığı farklı illerde tamamladı. İzmir Atatürk Lisesindeyken bir kıza yazdığı Nazım Hikmet şiiriyle sakıncalı görülerek 1941 yılında yani 16 yaşında tutuklandı ve okuldan uzaklaştı. İki ay hapis yattıktan sonra Türkiye’nin hiçbir yerinde Nazım Hikmet okumayacağına dair bir kağıt verilerek eğitim hayatına son verildi. Üç yıl sonra Danıştay kararı ile tekrar eğitim hakkını kazandı. İstanbul Işık Lisesine yazıldı.
      Yirmibir yaşında “Cebbar Olu Mehemmed” başlıklı şiiriyle 1946 CHP şiir yarışmasında Cahit Sıtkı Tarancı ve Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın ardından ikinci oldu.
      “Yağmur Kaçağı”, “Ben Sana Mecburum”, “Sisler Bulvarı”nda topladığı şiirleri; “Fena Halde Leman”, “Haco Hanım Vay”, “Sokaktaki Adam”, “Zenciler Birbirine Benzemez”, “Kurtlar Sofrası”nda romanlarını topladığı eserleri, Avrupa gezi notlarını “Abbas Yolcu” adlı kitapta yazmıştır.  “Kartallar Yüksek Uçar” dizisiyle televizyonlarda yeni bir çığırın kapılarını açtı. “Hangi Sol”, “Hangi Batı” adlarıyla çıkan yedi düşünce yazıları yankılar yapmıştır.
     Türk Sinemasının klasikleri sayılan “Yalnızlar Rıhtımı” “Şoför Nebahat” senaryolarını da o yazdı.
     Son romanı “Allah’ın Süngüleri”, “Reis Paşa” romanının devamı niteliğindeki “Gazi Paşa” kitabı Kasımnda basılacaktı. 
     Kardeşi Çolpan İlhan’ın söylediklerine göre; son romanı üzerinde çalışıyormuş. On sayfası kalmış., bu hafta sonunda bitireceğini söylemiş.
     “ben bu kadar şey yaşadım, bu kadar kitap yazdım, bu kadar ürettim. Ölüm benim için sıradan bir şey” dermiş.
     TRT 1 de Attila İlhan’la Sohbet saatini hiç kaçırmak istemezdim. Onun Türk Tarihi ile, Fransa’da kaldığı zamanlarda başından geçen olayları, aşklarını, siyasetle, dünya görüşü ve insanı tanıma konularında sohbetlerini büyük zevkle izlerdik. Çok şeyler öğrenmiştik. O sakin, büyülü sesini çok arayacağız.
     Günümüzün en çok yazan, okuyan en çok romanı, en çok izlenen şair ve yazarıydı. 12 şiir kitabı, 11 roman, 1 gezi, 18 deneme ve anı 1 hikaye, 12 film ile televizyon dizisine imza attı. Şiirleri gibi dilden düşmeyen ona yakın şiir besteledi.
     Doğu ve Batı kültürünün senteziydi.
    “Ölüm” diyoruz. Ama şairler bizden farklı ölürler. Kalpleri susar ama şiirleri milyonlarca kalbin her atışında tekrarlanır.
     Bakın ne diyor Attila İlhan “Bir An Gelir” şiirinde:
    “Görünmez bir mezarlıktır zaman
     Şairler dolaşır saf saf
     Tenhalarında şiir söyleyerek
     Kim duysa / korkudan ölür
     -Tahrip gücü yüksek-
     Saatli bir bombadır patlar
     An gelir
     Attila İlhan ölür”
     ALLAH rahmet etsin, yakınlarına, dost ve arkadaşlarına tüm Türk halkına başsağlığı diliyorum.