Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
18 Mart 2009 tarihli Demokrat Gümüşhane Gazetesindeki yazısı
email
mevlut29@mynet.com
Siteye Ekleyen
Recep Ergin
Milletleri meydana getiren en önemli unsurlardan birisi de kültürleridir. İnançlarının, örf ve adetlerinin, fikir, yaşayış ve davranışlarının tümü o milletin kültürünü oluşturur. Bu kültürün en önemli motifleri arasında da bayramlar ve destanlar vardır.
Bayramlar ve destanlar , gerçektende onlar hemen her millette görülen ve toplumun her ferdi tarafından benimsenen ortak kültürel değerlerdir. Ve hepsinin dinî ve millî bir inanıştan, o toplumu ilgilendiren ortak bir hatıradan, geleneklerden, duygulardan ve tabiatının insanlarına tesir eden bir olayından doğduğuna inanılır.
Nasıl derseniz; dünyanın yaratılmış olduğuna “Yaratılış Destanı”, insanların çoğalmasına “Türeyiş Destanı”, çoğalan insanların kendilerine bir yurt edinmek için yola çıkmalarına “Göç Destanı”, milletin yok olma tehlikesini aşarak yeniden var olmasına ise, “Ergenekon Destanı” örnekleri verilebilir.
Atatürk “Gençlerimize, çocuklarımıza görecekleri eğitimin hududu ne olursa olsun en evvel ve her şeyden evvel kendi geleneklerine, millî ananelerine ve Türkiye'nin bağımsızlığına düşman olan unsurlarla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir." Diyerek geri planlarda bırakılmış ve unutulmaya yüz tutmuş olan Türk insanının kültür kimliğini, kişiliğini, benliğini, hüviyetini kazandırmak hareketinin önemini vurgulamıştır.
Aşık Veysel'in ''Benim Sadık Yarim '' dediği toprağa “cemre”nin düşmesiyle dağlara, ovalara, yaylalara baharın geldiğini görüyoruz. Kuşakkaya'nın , Zigana'nın , Terson Dağı'nın başı dumanlı, gökyüzünün mavisi, bin bir renge bürünmüş yaylaları artık bir başka güzeldir. Harşit Çayı, Kelkit Çayı coşkundur artık. Boşaltırlar sularını bağrı yanmış toprağa. Bolluktur, berekettir barajlarda göllerde... Çünkü bahar gelmiştir artık.
21 Mart Cumartesi Nevruz…
Türk dünyasının ortak bayramı…
Nevruz; baharın müjdecisi…
Nevruz; demir dağların eritildiği gün, Ergenekon'dan çıkış…
Nevruzla bambaşka oluruz Orhan Veli 'nin dizelerindeki gibi:
''Tüyden hafif olurum böyle sabahlar;
Karşı damda bir Güneş parçası
Bağıra bağıra düşerim yollara
Döner durur başım havalarda ''
Dillerde türküdür, şiirdir Nevruz. Doğu'da davuldur zurnadır, Karadeniz'de kemençe, Ege'de Zeybek'tir. Yaşamı canlandıran, tohumu yeşerten sudur, havadır, ateştir Nevruz.
Türklerinin yaşadığı bütün coğrafyalar da doğuşundan günümüze kadar kutlanan bir bayramdır Nevruz. Günümüzde İran'dan Çin'e, Anadolu dan Sibirya steplerine kadar çok geniş bir coğrafyaya yayılmıştır. Gündüzle gecenin birbirine eşit olduğu 21 Mart tarihine denk düşen Nevruz, kıştan sonra baharla birlikte tabiatın yeniden uyanışı anlamına da gelir.
O'nun için neler söylenmedi ki. Âdem Ata ile Havva Ana'nın buluştukları gün denildi. Hazreti Ali'nin doğum günü, Fatıma Anamız ile evlendikleri gündür diyenler de oldu. Ama bir gerçek vardır ki Nevruz güzel bir bayramdır.
Ülkemizde de doksanlı yılların sonlarına doğru önceki sade halinden çıkarılarak resmi bir bayram haline sokulmuş, 21 Mart Nevruz Bayramı tüm memleketimizde devlet erkânı ve kurumları öncülüğünde örs dövme ve ateş üzerinden atlama gibi sembolik törenlerin ve ağaç dikme merasimlerinin tertip edildiği özel bir gün haline getirilmiştir.
Nevruz bizimdir, nevruzun taze bahar kokusunu, lastik kokularına boğdurmayalım…Nevruz ülkemizin birliğine,beraberliğine, insanımızın kardeşliğine vesile olsun.Türk dünyasına güzellikler ve bereket getirsin…
NEVRUZUNUZ KUTLU OLSUN…YOLUNUZ VE BAHTINIZ AÇIK OLSUN.. Saygı ve Sevgiler.
.jpg)
TAZE BAHAR KOKUSU VE NEVRUZ
