Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Hüseyin TAŞ->ÖLÜM AYRILIK MI? [ Arama ]

ÖLÜM AYRILIK MI?
Başlık ÖLÜM AYRILIK MI?
Açıklama 28 Nisan 2009 tarihli Gümüşkoza Gazetesindeki yazısı
Siteye Ekleyen Recep Ergin
         Ölüm, genelde korkutucu bir kelimedir. Çoğunlukla insanlar ölüm hakikatini konuşmamaya ve düşünmemeye çalışırlar. Hatta bazen bu konunun konuşulmasını bir tür engellerler. Bundan dolayı insanların az konuştuğu bir konudur.      

         Ölümden kaçmak mümkün değildir. “Her canlı ölümü tadacaktır”.   Her insan öleceğini bildiği halde,  neden çoğunluk ölümden korkmaktadır? Ölüm, hayatın son bulması değil, bilakis ebedi hayatın önemli bir merhalesidir. Ölenler hayattan, bilinç ve hissiyattan mahrum kalmıyorlar.

        Dünya hayatında,  beden giysisinde bizi bilinç ve hissiyat sahibi yapan ruhumuz, ölüm denilen merhaleden sonrada bilinçli olmasını sürdürmektedir. Aslında ruh için bilinçten ve hissiyattan uzak kalmak diye bir durumda yoktur. Ruhumuz hayattan uzak düşmez. Ölü dediklerimiz, canlı dediklerimizden daha az bilinçli değillerdir.

       Ebedi bir hayatın varlığına inanan bir kimse için ölüm korkunç değildir ve olmamalıdır. Ölüm, ebedi yaşamın yalnızca bir merhalesidir. Ölüm sonrasına inanmayanlar açısından ölüm, korkusu anlaşılır ve izah edilir bir durumdur.

      İman eden kimse, Allah’ın dinine uygun bir hayat yaşamamışsa korku içerisinde olabilir.  Bu korkunun kaynağında günahlar vardır. Günahlarının hesabını vereceğini düşündükçe ölümden korkusu da artmaktadır. Hayatlarında büyük günahlar işlemiş insanların son zamanları feryat etmeyle geçmiştir. Feryat etmekten, hatalarından dönmeye fırsat bulamamışlardır. Yaptıkları günahlar onların bilinçlerini yok etmiştir. Tarihte bunun örnekleri çoktur.  Özellikle Hz. Ali’ye karşı hata yapanları iniltilerini tarih kaydetmiştir.     

     Ölümü sonsuz ayrılık olarak değerlendiren kimselerde, ölümden korkarlar. Elbetteki ayrılık istenmeyen bir durumdur. Ölüm, ayrılık değil, ebedi birliktelik sebebidir. İnsanın sevdikleri de öldü ya da öleceğine göre ölümle insan sevdikleriyle beraber olmaktadır.

      Dünya hayatı,  ebedi hayat karşısında göz açıp kapama kadardır. Bu kısa süreli birliktelik ve ayrılık yanında, ebedi birliktelik vardır. İnsanoğlu ahretten gaflet içerisinde ayrılık ve birlikteliğe yaklaştığında, dünyadaki ayrılığı ve birlikteliği gözünde büyütmektedir. Ahrete inandığını söyleyen çok sayıda kişi, bu konulara ahret zaviyesinden bakamamaktadır.

       Ahret zaviyesinden ölüm hakikatine bakan kimse, ölümü ayrılıkların bitmesi olarak değerlendirir. Hepimizin ölen sevdikleri vardır. İnsan, ölen sevdikleriyle de beraber olmayı ister. Bu isteğe ölümden başkada kavuşma yolu yoktur. Şimdilik dünyada yaşayan sevdiklerimizde ölecekler. Onlarla da ayrılmadan ebedi olarak birlikte olmanın yolu ölümle olabilmektedir.

       Ölmekte olan peygamber efendimizin yanında Hz. Fatıma ağlamaktadır. Babası Fatıma’nın kulağına “bana ehli beytimden ilk kavuşacak olan sensin Fatıma” dediğinde ağlamanın yerini sevinmek almaktadır. Ayrılıktan dolayı ağlayan Hz. Fatıma, birliktelikten dolayı sevinmektedir.

     İnsan öldüğü zaman eğer hayırlı amel sahibiyse, iyi amel sahibi yakınlarının yanına gitmektedir. Ölenler, ölümle buluşmuş oluyorlar. Ölenler dünyadan gelenlerle ayrılıklarını gidermiş oluyorlar.

      İnsanın birebir tanıyıp sevdiği insanlarla birlikteliği çok sınırlıdır. Hâlbuki birlikte olma isteği sınırsızdır. Ölüm engelinin kalkmasıyla,  hayırlı insanlar bu isteklerine kavuşacaklardır. Ölen anneyle babayla buluşmayı sağlayan ölüm, ayrılıklarını bitmesini ifade eder.

      Ebediyet yolcusu olduğunun farkına varan ve Allah’ın emirlerine bağlı yaşayan kişiler için ölüm endişe edilecek bir durum değildir. Amelleri çok iyi olan kimseler için ölüm bir kurtuluştur. Hz. Ali ölümcül yara aldığında “kurtuldum” demiştir. Ölümü kurtuluş olarak ifade etmiştir.  Peygamberimizin evlatları olan imamlar (as) da ölümü sevinçle karşılamışlardır. İmamların karşısında mücadele edenler ise ölüm korkusunu had safhada yaşamışlardır.

       Ne mutlu Allah’ın emirlerini doğru öğrenip yaşayanlara. Onlar için kısa ayrılık ve ebedi birliktelik vardır. Ne mutlu peygamber ve evlatları imamların yolundan gidenlere. Onlar,  dünyada hayırlı yaşantı sahibi ve ölümleriyle peygamber ve imamların şefaatinden yararlanacak olanlardır. Bu mübarek insanlar ve kendi yakınlarıyla birlikteliğin yolu, onların yolunda olmaktır.

       Ölüm, ölümlerin bitme aracı ve ayrılıkların son bulmasıdır.
Oyu Puanı: 5 - Ortalama: 5

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 10 (0 Kayıtlı Üye 10 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 0.83837 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu