Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->İsmail HAYAL->TEBESSÜM ve SELAM [ Arama ]

TEBESSÜM ve SELAM
Başlık TEBESSÜM ve SELAM
Açıklama 6 Mayıs 2009 tarihli Gümüşkoza gazetesindeki yazısı
Siteye Ekleyen Recep Ergin
       Yola çıkınca her sabah,
       Bulutlara selam ver.
       Taşlara, kuşlara, atlara, otlara
       İnsanlara selam ver.
       Ne görürsen selam ver.
       Sonra çıkarıp cebinden aynanı
       Bir selam da kendine ver.
       Hatırın kalmasın el gün yanında
       Bu dünyada sen de varsın!
       Üleştir dostluğunu varlığınla,
       Bir kısmı seni de sarsın.
       Üstün Dökmen


      Küçük kız, hüzünlü bir yabancıya gülümsedi. Bu gülümseme adamın kendisini daha iyi hissetmesine sebep oldu. Bu hava içinde, yakın geçmişte kendisine yardım eden bir dosta teşekkür etmediğini hatırladı. Hemen bir not yazdı ve ona yolladı. Arkadaşı bu nottan o kadar keyiflendi ki, her öğlen yemek yediği lokantada garson kadına yüklü bir bahşiş verdi. Garson kadın ilk defa böyle bir bahşiş alıyordu. Akşam eve giderken kazandığı paranın bir parçasını her zaman köşe başında oturan fakir adamın şapkasına bıraktı. Adam öyle ama öyle minnettar oldu ki kaç gündür boğazından tek lokma geçmemişti. Karnını doyurduktan sonra, bir apartman bodrumundaki tek odasının yolunu ıslık çalarak tuttu. Öyle neşeliydi ki bir saçak altında titreyen köpek yavrusunu görünce, kucağına alıverdi. Küçük köpek gecenin soğuğundan kurtulduğu için mutluydu. Sıcak odada sabaha kadar koşuşturdu. Gece yarısından sonra apartmanı dumanlar sardı. Dumanı koklayan köpek öyle bir havlamaya başladı ki, önce fakir adam uyandı sonra bütün apartman halkı. Anneler babalar dumandan boğulmak üzere olan yavrularını kucaklayıp, ölümden kurtardılar. Bütün bunların hepsi tek kuruşluk maliyeti olmayan bir TEBESSÜMÜN sonucuydu.

      Makaleme çokça bilinen bu güzel şiir ve bu muhteşem öyküyle başlamamın asıl sebebi gitgide yozlaşan ve makineleşen toplumlarda bizi biz yapan o güzel hasletlerin yok olması diyebilirim. Eskiden herkes eşitti. Herkes birbiriyle dosttu, kardeşti. Komşunun külüne ihtiyaç duysak ta komşu aileden de ileriydi. Evlerimizin kapıları ardında kadar açıktı. Yüzümüzden tebessüm eksik olmazdı. Ancak sonraları hemen her şey değişmeye başladı. Küresel ısınma mı desem, canlıların genleriyle oynanması mı desem o sihir kayboldu. İklimler değişti, yediklerimiz değişti, kişiler değişti, beklentiler değişti, toplum değişti, kültür değişti ve doğal olarak bizlerde değiştik.

      Hani malın zekâtı para ise sağlığın ve insanlığın da zekâtı da selamdır, tebessümdür. Artı selam ile tebessüm ile kimse rahatsız olmaz. Dale Carnegie’yi çoğunuz okudunuz sanırım. Onun bir kitabında geçen bir anekdotu okuduktan sonra hayatımın seyrine başka bir yön verdim. Ve gördüm ki hayatım daha bir güzelleşmeye başladı. Artık Gümüşhane gibi bir küçücük yerde birçok dostum ve sevenim olmaya başladı. İşin tılsımı göründüğün gibi olmakta. Mevlana’nın dediği gibi; “Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol.” Çerçevelenmesi  ve her sabah mutlaka bakılması gereken mükemmel bir söz. O yüzden ben herhangi bir kuruma girdiğim zaman önce kapıdaki görevliye yaklaşıyorum ve tebessümle “günaydın” diyorum. Ardından “nasılsınız” diyorum. Ve daha sonra yaptığı işin ne kadar önemli olduğunu ve kendisinin bu kurum için çok önem arz ettiğini de ilave edince en katısı bile yumuşuyor. O katı suratlı insan gülümsüyor ve buyurun hocam sizi ben çıkacağınız kata götüreyim diyor. Bunun sermayesi, ederi yok. Sadece samimi bir tebessüm, ardından selam ve hatır sorma. Göreceksiniz ki bütün muhkem kapılar ardına kadar açılıyor.

      Prof Dr Üstün Dökmen’in yazımın başına aldığım muhteşem şiiri ile güne başlıyorum hep. Evimden dolmuşa, dolmuştan işime varıncaya kadar gördüğüm tanıdık ya da tanımadık hemen herkese selam veriyorum, tebessüm gösteriyorum. Kapımın önünü süpüren temizlik görevlisine tebessüm ettiğim zaman biliyorum ki o işini daha iyi yapacak ve o gün daha bir mutlu olacak. Evine belki de gülerek gidecek. Belki o gün çocuğunu dövmeyecek. Kim bilir?

      Öyle kurumlar var ki amiri memuruna tebessüm etmez, hatırını sormaz. Ama öylesi amirler de var ki memurunun hal ve hatırını sorar, herhangi bir derdi olup olmadığını iş olsun diye değil gerçekten samimice öğrenmeye çalışır. “Bugün çok şıksınız”, “elbiseniz ne kadar da yakıştı”, “saçlarınız güzel oldu” gibi motive edici sözlerle çalışanını motive ettiği gibi sıkı geçecek olan bir günü tamamen tersine çevirebiliyor.

      O halde gelin sizde bugünden tezi yok evinizden işinize, işten herhangi bir yere giderken gördüğünüz hemen herkese ayrım yapmadan selam verin, insanlara tebessüm edin, hal ve hatırlarını sorun. Göreceksiniz ki Gümüşhane daha bir güzel yaşanılası şehir olacak. Üstelik hiçbir maliyeti olmayan basit bir işle. Yani tebessüm ve selamla. Allah yüzünüzden tebessümü kaldırmasın.
Oyu Puanı: 3 - Ortalama: 5

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 23 (0 Kayıtlı Üye 23 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 0.81497 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu