Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
04 Mayıs 2005 tarihli Demokrat Gümüşhane Gazetesinde yayınlanan yazı
Siteye Ekleyen
AdamGibi
Kanuni Sultan Süleyman 1495 yılında Trabzon’da doğdu. Babası Yavuz Sultan Selim, annesi Hafsa Hatun. 1520-1566 yılları arasında padişahlık yapmıştır. 46 yıl gibi uzun ve ihtişamlı bir dönemini Osmanlı İmparatorluğuna büyük hizmetler veren bir padişahtır. Hayatının yarısı savaş meydanlarında at üstünde geçmiştir. Öleceğini bildiği halde Zigetvar Savaşı’na katılmış, ordusunun içinde Otağ-ı Hümâyûnda kalenin fethedilmesinden bir gün önce çadırında ruhunu Allah’a teslim etmiştir. Sarayın hareminde ölmekten ürkmüş, son nefesine kadar devletinin selâmetini ve yüceliğini düşünmüştür. Fatih Sultan Mehmet’in fethettiği, Yavuz Sultan Selim’in Şehzadeliğini yaptığı, Kanuni Sultan Süleyman’ın doğduğu tarihi Trabzon Şehri, bu “muhteşem” padişahın hayatını, kişiliğini, askerliğini, adalet anlayışını ve koyduğu kanunları, yaptırdığı muhteşem tarihi eserleri, yaşadığı o ihtişamlı dönemi, eğitime ve sanata verdiği değeri çeşitli toplantılarla, dia gösterileriyle, konferanslarla, adına yazılan tiyatro oyunu ile anmaktadır. KANUNÎ SULTAN SÜLEYMAN’IN ŞAHSİYETİ Kanûnî Sultan Süleyman, Türk-Osmanlı hükümdarları arasında, diplomasi ve devlet idaresinde gösterdiği dehâ bakımından Fatih’ten, askerlik dehâsı bakımından gene Fatih’den ve babası Yavuz’dan sonra gelir. Askerlik bakımından Kanuni’yi 4.olarak Yıldırım Bayezid, siyasi ve idari bakımdan 3.olarak Yavuz Sultan Selim, 4.olarak II. Mahmud takip eder. Kanuni’yi şahsen gören Malta şövalyelerinden Anthoine Geuffroy, onu şöyle tasvir ediyor: “Uzun boylu, zayıf, esmer çehreli, geniş ve yüksek alınlı.” (Briefve Description de la Court du Grand Turc.) “Zamanın hiçbir hükümdarı, Yavuz’un tek varisi Kanuni Süleyman’dan daha iyi bir eğitim görmemiş ve büyük bir devleti idare için onun gibi pratik şekilde yetişmemiştir.” (S.N. Fisher, The Middle East, A. History, Newyork, 1959,222) “Kanunî, devlet nüfuz ve haysiyetine halel verecek bir şeyde müsamaha etmediği gibi, bu gibi hallere meydan verilmemesini de tavsiye ederdi. Kendisi ile görüşenlerin kapalı sözlerinden, fikirlerinden maksatlarını sezer ve ona göre cevap verirdi.” (UZUNÇARŞILI- Osmanlı Tarihi, II, 408) Büyük tarihçi İorga, Kanunî’nin Charles-Quint’den daha büyük bir şahsiyet olduğunu, başında bulunduğu Türk İmparatorluğunu, Avrupanın hiçbir devletinin aynı zaman içindeki gelişmesiyle mukayese dahi edilmeyecek derecede geliştirip halefine teslim ettiğini yazıyor. (Vogageurs Français dans I’Orient, 21) Kanuni, edebiyat ve hukuk gibi sahalarda bilgindi. Arapça ve Farsça’dan başka Sırp’çada biliyordu. Şiirlerini, gazellerini topladığı divanı vardır. “Muhibbi” mahlası ile yazıyordu. Şu beyitleri çok meşhurdur; Halk içinde mü’teber bir nesne yok devlet gibi Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi Saltanat dedikleri ancak cihan gavgasıdır Olmaya baht-û sa’adet dünyada vahdet gibi. Kanuni’nin sevdiği ve değer verdiği ünlü şair Bâki, padişahın ölümüne çok üzülmüş ve onun şahsiyetini, adaletini, kahramanlığını, yardım severliğini öven ünlü mersiye’yi yazmıştır. Ölümüne şu tarihi düşürmüştür: Adem iklimine azm eyledi çünkim Süleyman Hân İlahi kabrine bir revzen aç Firdev-si âlâdan İşitdim fevtin ol Sultân-ı âli-şânın ey Bâkıy Dedim târîhın “azm etdi bakaayâ dâr-ı dünyadan (974=1566) Doğumunun 510.yılında ünlü padişahımızı rahmetle anıyorum. Makamı cennet olsun. Kaynak : Yılmaz ÖZTUNA- Büyük Türkiye Tarihi 4. C. S. 232-233