Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Ali Coşkun HİRİK->MİLLETİN DEĞERLERİYLE BÜTÜNLEŞMEK NASIL OLUR? [ Arama ]

MİLLETİN DEĞERLERİYLE BÜTÜNLEŞMEK NASIL OLUR?
Başlık MİLLETİN DEĞERLERİYLE BÜTÜNLEŞMEK NASIL OLUR?
Açıklama -
Siteye Ekleyen Recep Ergin
Milletin değerleriyle bütünleşmek nasıl olur?

Milletin değerleriyle bütünleşmenin böylece yeni bir versiyonunu daha öğrenmiş oluyoruz:

Yalan söyleyerek!

Başkalarının piyonu olarak, pinokyo gibi yalan söyledikçe, burnunun uzaması yerine, daha farklı bir belirtiyle,  ak sandığı siluetini daha da karartan  bir insan için milletin değerleriyle, kendi çarpık siyasal değerlerini karıştırmak hiç de zor olmasa gerek!

Milletin değerleri hak getire, bunlar için tek değer “göbek” ve “para”dır.

Ara ara milletin değerlerinden bahsederek, kendi değer sandıkları muhteris hırslarını gizlemeyi amaç edinmişlerdir. Din, kitap, Allah der, arkadan malı götürürler, sanırlar ki tamamen gösteriş olarak ve halk dalkavukluğu yaparak değerlerinden bahsettikleri millet hiçbir şeyi bilmez!

Sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın?

Yok yok, böyle gelmiş ama bakın böyle gitmiyor!

Bakın, ak ile kara insan ayrılıyor!

Allah kimseyi milletimizin ortak aklı ve kalbinden sürülerek ilahi bir inançla taçlandırdığı yaşama sebebimiz olan değerlerimizle, kendi çarpık muhteris ve siyasi değerleri arasında bocalamak durumunda bırakmasın!
Adam çıkmış, şahsıma bir eksiklik atfedememenin hırsıyla bocalıyor.
Her yama da, her elbisede tutmuyor işte!

Ortalık yerde hakkımızda çok şey söyleniyor. Öyle her söylenene cevap vermek durumunda değilim, bizi tanıyan tanıyor zaten!

Hani Mevlana’nın olduğunu sandığım bir sözü vardır:

“Suskunluğum, asaletimdendir, her lafa verilecek bir cevabım vardır, Lakin; bir lafa bakarım laf mı diye, birde söyleyene bakarım adam mı diye.”

Şahsımla ilgili olarak, tamamen bir hedef şaşırtmak mantığı ve kurnazlığı  içinde aşağıdaki değerlendirmeleri yapan adamı “bir seferliğine” adam sanıp, yanıt vermek cihetine gideceğim:

Yoruma bakar mısınız lütfen, güya ben “milletin değerleriyle bütünleşememe eksikliği” olan ve Başbakan Erdoğan’a fütursuzca sataşan birisiymişim!

Bana giydirmeye çalıştığı pis elbiselere bakar mısınız lütfen?

Bu adamlar benim yazılarımı nereleriyle okuyorlar bilmiyorum, ama, bildiğim bir şey var ki bunlarda Allah korkusu kesinlikle yok!

Ben Tanpınar’ın sözleri dibinde oturup, Cemil Meriç’in “Bu Ülke” sinde  geçmiş ve gelecek zamanların izlerini arıyorken,  bu insanlar sadece ama sadece “şimdi”nin fırsat avcılığını yapıyorlardı. (Ve hâlen de yapıyorlar!)

Milletin değerleriyle bütünleşememek de ne demektir?

Ya da şöyle soralım: Hak yemek midir, milletin değerleriyle bütünleşmek?

Ana avrat küfredip sağa solan deccal pozisyonlarında tafra atmak mıdır?

Kendinden olmayanı “ötekileştirip” birlik temelimizi tahrip etmek midir?

Şu mübarek üç aylarda pervasızca insanların rızkıyla oynamak mıdır milletin değerleriyle bütünleşmek?

Milletin değerleriyle bütünleşmek, kamu kaynaklarını kendi siyasi yandaşlarına peşkeş çekmek midir?

Mazlum ve mağdur duruşlara yatarak, (ve de çamura yatarak)  içlerindeki canavarlaşan sinsilikleri gizleyerek kendilerini “ iman sembolü” yutturmacası içinde olduğundan farklı göstermek midir, milletin değerleriyle bütünleşmek?

Allahıma şükürler olsun, mensubu bulunduğum milletimin bütün değer kalıplarını içimde muhafaza ettim. Dini ve milli kalıplardan zerre şaşmayan bir dizayn içinde üretip kendime mal ettiğim düşüncelerim benim övüncüm ve gerçek sermayemdir.

Zavallı bir adamın hezeyanlarına karşılık olarak bunları yazmak zorunda kalmak bana acı veriyor!

Gelelim şu Başbakanımıza sataşma meselesine?

Zaman zaman Tayyip Bey’in icraatlarını eleştirdiğim çok düzeyli yazılarım olmuştur. Ama bu yazılarımda asla kastımı aşan ifadeler bulamazsınız. Kendilerinde aslında hiçbir keramet olmadığının itirafı anlamına gelebilecek bir yaklaşımla Tayyip Bey’in gölgesine sığınarak siyasi ikbâl peşindedirler. (Hele hele geçen gün yine bizim politikacılardan birisi döktürmüş.Aynen şöyle demiş: “Dünyada Tayyip Erdoğan’ı savunacak tek insan kalsa o ben olurum!”  Anlaşılan bitip tükenmez gibi gözüken bu mirası bir süre daha yiyecek bizim politikacılarımız! )

Bizi Tayyip Bey’e “fütursuzca” (kelime böyle) saldırıyor göstererek, Ak Parti tabanının kışkırtmak istedikleri açıktır.

Geçen gün de yazdım:

Ben AK Parti düşmanı falan değilim.

Karşı çıkışım, Ak Parti içinde yuvalanmış kara vicdanlılaradır.

Karşı çıkışım, temiz siyasetin önderi olarak Türkiye ufuklarında parlayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın gölgesi arkasına saklanarak  yerelde küçük dağları ben yarattım dercesine her iki yana tartıla tartıla kabadayılar gibi yürüyen göbek mahiri karanlık insanlaradır.

Sezgi gücü ve olağanüstü siyasi zekasıyla son dönem Türk siyasetinin en büyük önderi olan Başbakan Erdoğan bu karanlık insanların yerelde hangi dolaplar çevirdiklerini bilse, bu insanları değil aday göstermek Ak Partinin kapısından içeri bile koymaz!
Oyu Puanı: 26 - Ortalama: 3.4

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 0 (0 Kayıtlı Üye 0 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 2.58148 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu