Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
8 Ekim 2009 tarihli Gümüşkoza Gazetesindeki yazısı
e-Posta
eyup29@hotmail.com
Siteye Ekleyen
Recep Ergin
Güzel memleketimin garip insanları eksik olmadı gitti...Hani bir ara demiştim ya Doğruları olmayan şehir diye, 2 kere 2'nin bile 4 ettiğinden şüphe edilen bir cennet-i mekan! Güzel şehrimin gizemli fosilleri çıkıp dese ki 2 kere 2 4 etmez, gariban şehrim insanını alacak bir telaş; nasıl olur, matematik sistemi de mi iptal edildi acaba, niye böyle oldu, neden düzen değişti, vb itaatkar sorularla yaklaşacak duruma...Bu fosillerde alıştı ve alıştırdılar ya insanları bu düzene bekliyorlar ki bundan böyle hep böyle...
Hala bekliyorlardı ki, bir gün devran dönmeye başladı...Bazıları çıkıp "Olmaz böyle şey!" demeye başladı.2 kere 2 4 tür kardeşim bu senin demenle 5 olmaz,değişmez! Tıpkı Fransız devrimiyle insanlığın derebeylikleri yıktığı dönem gibi insan bilincinin evrimi hareket etmeye başladı tekrar...Hem alt dünya hem üst dünya tarafından yönetilen kimi zaman bu iki dünya arası savaşlara kurban giden Halk gidişata dur dedi! Hüsamettinlerin gelip ülkeyi yöneteceği yıktırılan iktidarın yerine istenilen adamın getirileceği ve kendi dünya düzenlerinin devam edeceğini sanan alt dünya fosilleri 4 KASIM 2002 sabahında halkın ayak sesleriyle Türkiye Devrimine uyandı.
Bu devrimle kastımdan AKP'li olduğumu sanacaklara atfen devam ediyorum. Kimsenin beklemediği bir sonuç, sandıktan herkese ve her kampanyaya rağmen çıkınca şok olanlara diyorum. Bu kadar büyük bir çoğunluğu hiçe sayanlara söylüyorum. Bu sonuç ne savunulması nede saflarına katılınmasını gerektiren bir sonuç. Aslında sonuç; Başbakanını astıran, önde gelen yazarlarına faili meçhul damgası vurduran, Önde gelen bağımsız ve ülke sevdalısı komutanlarını garip şekilde ölüme yolcu eden, masum insanların otellere kıstırılıp yaktıran, namazında niyazında insanları bir işaretle suçlu ilan edip astıran, istediği insanın ömrüne ipotek koyduran ve Ülke sevdalısı insanların sevdalarını kullanan, bu sebeple insanımızın zihninin uyuşturulduğu bir devrin sona ermesinin göstergesiydi!
Yıllarca vatanını sevenlerin sevgisini kullanarak onlara neler yaptırdıklarını ya da nelere inandıklarını şimdi şimdi anlıyoruz. Şimdi dahi son nefesinde kendi ülkesinin insanına kendi ülkesinin Başbakanına, Cumhurbaşkanına saygısızca itham etmeyi ettirmeyi hüner sanan bu düşünce tarzında insanlardan bu memlekette nasibini aldı elbette. CHP li olmak AKP nin aldığı her karara muhalefet etmeyi yada suçlamayı gerektiriyormuş gibi, AKP li olmak pastadan pay almak anlamına geliyormuş gibi, MHP li olmamak vatan hainliğiymiş gibi ele alındıkça, bu memlekette bir adım ileri gidemeyeceğimiz aşikardır.
İlimizde de bu düşüncedeki insanlardan başka kimse bu vatanı sevmiyor, herkes vatan haini veyahut onların izni olmadan kimse düşünemez konuşamaz sanan insanlar da hükmünü yitirmiştir artık. Birer birer iflas eden düşünce erbapları gün geçtikçe alt dünyadan su üstüne ve belki de öteki dünyaya terfi edecektir elbette... İşte böyle sığ düşünen insanlar olduğu gibi, kendilerini bu şehrin encümen-i danış'ı yerine koyan, onların izni olmadan ne yazıp ne de çizmeye ve hatta düşünmeye bile imkân verilmeyen, Sadece onların düşündükleri ve onların hayat görüşleri doğruymuş gibi dikte ettiren, kendini bu şehrin hükümdarı sanan insanların devrini kapatma zamanı gelmiştir. Ergenekon davasında içeri alınanları, içeriğini bilmeden şiddetle savunan, yargısından hükümetine herkese saldıran bu insanlar bu ilin akil adamları olamazlar. Akla ziyan hakaretlerle saldırılarda bulunan ve kendi düşüncesi dışında olanları hemen suçlamaya hazır olan bu insanların da bu ilde sonu gelmiştir artık. Ne yazdıkları okunuyor ne çizdikleri bakılıyor, ne dost sohbetinden nasip alıyorlar ne tebriklerden... Devirleri kapanmıştır artık!
Bütün bunları bu şehrin en genç yazarlarından biri olarak yazıyorum. Yazmakta düşünmekte yaşlıların, bilgililerin ya da tecrübelilerin ipoteğinde olmadığı gibi düşündüğünü yazmak söylemek okumak araştırmakta korkulacak bir olgu olmadığını göstermek amacıyla yazıyorum. Niceleri korkutup ürküttüler, düşüncelere saygısızlıkla bu şehrin bir adım bile atmasına izin vermediler,sadece kendi bildiklerini yaptılar..Ama ne gariptir ki bu aralar birer birer dışlanmaya,terk etmeye ve terk edilmeye başladılar. Yanlış hesap Bağdat'tan döner denirdi ya, bizlerde bu memlekette Tüccarın hesabına inanarak Bağdat' a giden kervancıyız...Bunun yanlış olduğunu anladık! Şimdi ise dönmek vaktidir!
GÜMÜŞHANE'DE ERGENEKON
