Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
“Her yazarın hayatının bir dönüm noktası vardır bence. Bu dönüm noktası kimilerinde siyasi kaygılarla, kimilerinde şahsi nedenlerle, kimilerinde de isyanla ortaya çıkar.”
Bu cümleler bundan yıllar önce, roman denemeleri yapan amatör bir yazar arkadaşım tarafından sarf edilmişti. Ancak şimdi bu cümledeki yazar kavramını çekip uzatmak, alıp değiştirmek, farklı şekillerde değerlendirmek o kadar mümkün ki. İsterseniz deneyin.
Peki bunların nedenleri ne olabilir? Neden insanlar özlerini değiştirecek bu dönüm noktalarını oluştursunlar kendi hayatlarına? Yoksa can sıkıntısı mı sebebi? Birileri artık bulunduğu saftan sıkılıp, bide öbür tarafı deneyeyim mi diyor kendine? Beklide üç kuruşluk menfaatler alıp götürüyor insanı bu dönüm noktalarına. Hali hazırda bizde komşumuzu tanımayacak kadar kendi iç dünyamıza kapanmışız. Gün onların günü oluyor. Yanı başımızdaki eve haciz gelse biz duymuyoruz nedense. Ya da bir gün sonra duyuyoruz. Bunun sebebi gayet açık. Medya!
Bir düşünün. Yılbaşı gecesi evinizde yirmi küsür kanal barındıran bir televizyon var. Bu televizyondaki kanalların her biri, birkaç gün öncesinden çekilmiş bayat görüntüleri ısıtıp sürüyor önünüze. Dansöz isteyene dansöz, şarkıcı isteyene şarkıcı, türkü isteyen biraz zorda olsa buluyor. Haber programlarının yüzde sekseni isteğe göre hazırlanmış. Peki kim komşusunu ne yapacak. Oysa 1980’li yıllar böylemiydi (seksenli yıllar diyorum çünkü ondan öncesini ben hatırlamıyorum)? Her köyde misafir odaları olurdu. Birde köy odaları vardı. Belli akşamlarda köylü toplanır, komşusunun sorununu dinlerdi. İnsanlar birbirlerinden haberdar olurdu.
Peki ne olduda biz bu hallere düştük? Niye toplanmıyoruz şimdilerde? Müsaade ederseniz bu soruyu ben sormak istiyorum. Kaç kez böyle toplu ortamlara katıldınız? Kaç defa, halka açık bir organizasyona katıldınız? İşte medyanın bizi getirdiği hal. Şimdilerde birbirini yer olmuş medya kuruluşları. Amaç daha çok reyting. Gümüşhane’de bile kaç tane gazete kurulmuş. Hangi reyting rekortmeni kanal, televizyonunun başında oturan yurttaşa bir dost sıcaklığı sunabilir merak ediyorum. Ya da hangi büyük gazetede çıkan haber gerçekten dostunuzun verdiği haber kadar doğru olabilir.
Hal böyle olunca çırpınmak yersizdir. Evde bacaklarını uzatıp televizyon seyreden bir babanın oğlu, dizlerinin üzerine oturup sohbet edemez kolay kolay. Bunu yapmasını isteyenlerinde önüne dev ve medyatik kuruluşlar çıkar hemen. Çünkü onların reytingi kesilecek. Birde siyasi kişilikler var tabi. Onlarında işi zorlaşır. Düşünen ve dayanışma içinde olan bir toplum onların işine gelmez. Çünkü hiçbir altyapısı olmadan bir yerlere gelemezler artık. Bunun için tiyatro oyunları ertelenmedi mi bu şehirde? Bunun için devlet tiyatrolarının repertuarı sanattan uzak oyunlarla doldurulmadı mı? Bunun için kendi gençlerinin emeğini silip atanlar devlet adamı unvanı kazanmadı mı bu memlekette?