Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Ekrem YILDIZ->KIRK GÜNDE DEVRİ ÂLEM [ Arama ]

KIRK GÜNDE DEVRİ ÂLEM
Başlık KIRK GÜNDE DEVRİ ÂLEM
Açıklama 3 Şubat 2010 tarihli Demokrat Gümüşhane Gazetesindeki yazısı
Siteye Ekleyen Recep Ergin
TEŞEKKÜR    

Bu haftaki sohbetimize geçmeden önce geçen hafta ki yazımızla ilgili olarak memnuniyetimizi belirtelim. Geçen hafta Ankara'da Gümüşhane Günleri düzenlenmesi etkinliğinden bahsetmiştik. Bu hafta sonuna doğru GİAD Başkanı Sayın Kurt bir açıklamada bulunmuş ve Ankara'da böyle bir etkinliğin yapılması ile ilgili olarak çalışmalar yapıldığını kaydetmiş. Evet, belki bu etkinlik bu yıl 15 Şubatta yapılamayacak belki ama en azından bir gün yapılacak kısmetse. Belki ilerleyen zamanda gün kavramı da tam olarak rayına girer. Buradan şimdiden teşekkürler…

BALYOZ GİBİ GÜNDEM: BALYOZ…

İki üç haftadır hep yerel gündemimizle meşgul olduk. Şöyle bir ülke gündemine dönecek olursak Ankara'da tansiyonun hiç düşmediğini görüyoruz. Bizim ülkemiz kronik bir tansiyon hastası gibi. Her kriz geldiğinde bir tablet… Şu anda televizyon kanallarında birçok programda Balyoz planı tartışması yapılıyor. Gazetelerden ve televizyonlardan haberleri takip edince şaşırmamak elde değil, insan donup kalıyor. Bir yanda bu haberlere şaşırırken diğer yanda da bundan yıllar önceki olayların çıkış gününe şaşırıyoruz. Servis edilme günleri enteresan… Bundan üç beş yıl sonra 2010 yılına ait dosyaları gündemde görürsek şaşırmayalım. Eğer zamanında böyle bir olay vuku bulmuşsa ve biliniyorsa neden o gün değil de bu gün açığa çıkar? Herkesin kafasında bin bir soru! Evet, ülkemiz büyük bir değişim sürecinden geçiyor tabi ki bir takım sıkıntılar olacaktır ama hep böyle kavga gürültüyle mi olacak?
             
Y(İ)NE-Y(E)Nİ ANAYASA

Önceki aylarda köşemizde Yeni sivil anayasa değişikliği ile görüşlerimize yer vermiştik. Bu gün halen gündeme geliyor ve indiriliyor. Sanki bir takım odaklar 2011 yılındaki seçime kadar yeni bir anayasa değişikliği olmamasından yana. Bu meclise anayasa değişikliği yapma hakkını reva görmüyorlar. Bu Meclisi halk seçmedi de yoksa başkaları mı seçti? Ya da bir sonraki meclisi halk değil de başkalar mı seçecek? Yetki kimde güç kimde? Biri yapar öbürü bozar? Bu yetki karmaşası açılmadığı sürece bu şekildeki düzende devam edilecektir. Bu düzende bu ülkeye maalesef ki kaybettirecektir, kaybettiriyor da…
      
TEK-EL-DEN

Tekel işçilerinin eylemi (ara tatili saymazsak) Başkente 40. gününü geride bıraktı. Bu işinde kırkı çıktı artık. Hala bir çözüm yok, çözüm olması da beklenmiyor aslında. Zira hükümet geri adım atması halinde geri dönüşü olmayan bir yola gireceğini biliyor. Aslında işçilerde iş akitlerinin ne manaya geldiğini ve başlarına ne geleceğini de kanunen biliyorlardı.İş kanunu ile 657 sayılı devlet memurları kanununu tutup ta birbirine karıştıramayız ama yeni bir personel reformu ile bundan sonrası için düzeltme yoluna gidebiliriz. Artı memur,işçi,geçici personel,399,4-a-b-c... gibi bir çok personel rejimi Kamu Personeli adı altında geniş kapsamlı bir çerçeve içerisinde pek hala düzenlenebilir. Sendikaları da tarihe göndereceksin. Sendikaların kimlere çalıştığını herkes gayet iyi biliyor.İşçimemur sendikası fark etmez. Sendikalar üyelerinin haklarını savunduklarını söylerler ama aslında savundukları kendi çıkarlarıdır. Bu sebepledir ki bir zamanlar terennüm edilen Kamu Personeli Reformu bir an önce hayata geçirilmelidir.

MEVSİMLER BİZE UYARSA

Öyle bir zamanda yaşar olduk ki mevsimlerde birbirine karıştı. Bir haftanın içerisinde dört mevsimi bir arada yaşar olduk. Ne kış tan bir şey anlayabildik ne de bahardan. Havaları da kendimize benzettik. Bir açıyoruz bir kapatıyoruz. Bu gün kar yağıyor lapa lapa ertesi gün Antalya güneşi. Başkent'te hangi mevsimin yaşandığı belli değil. Memleket tarafına bakıyoruz kış kışlığını gösteriyor. Gerçi bizim oralar da da mevsimler biraz değişmeye başladı ya. Erzurum her zaman ki Erzurum. Ne zaman ki bizim oraların da havası başkentin havası gibi değişir o zaman sona doğru yaklaştık demektir.

Saygılarımla.
Oyu Puanı: 6 - Ortalama: 5

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 24 (0 Kayıtlı Üye 24 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 1.33463 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu