Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
10 Şubat 2010 tarihli Demokrat Gümüşhane Gazetesindeki yazısı
Siteye Ekleyen
Recep Ergin
Dolu dolu geçen iki haftalık yarıyıl dinlencesinden sonra okullarına dönmek durumunda olan kimi çocuklarda gözlenen isteksiz davranışları velilerimiz korkutmamalı.
Her bir velinin çocuk eğitimcisi olduğu elbette düşünülemez. Ancak tüm velilerin çocuklarını anlamak, onlara azami derecede yardımcı olmak gibi ulvi bir görevi yerine getirmekle yükümlü kılındıklarını bilmelerinde fayda var.
Çocuğu ve çocukluğu düşünmenin, anlamaya çalışmanın tarihi biz yetişkinler için çok yenidir. Ortaçağda çocuğa yedi yaşına kadar bebek, ondan sonrada bir yetişkinin acemi küçük bir kopyası olarak bakıyorlardı.
Fransız düşünürü, J.J. Roussean (Jan Jak Russo) 1792 de yayınlanan “EMİLE” adlı eserinde çocuğun kendi başına bir değer olduğunu, yetişkinin dünyasından çok farklı ve özgün psikolojisi olduğunu öne sürer. Roussean’ya göre her çocuk doğada kendi başına büyüyen vahşi çiçekler gibidir. Dünyanın değişik ülkelerinde çekilen çocuk fotoğraflarını bir araya getirdiğinizde Fransız yazarın ne kadarda haklı olduğuna hükmederiz. O fotoğraflardaki çocukların renkleri, görünüşleri, kıyafetleri ne kadar farklı olursa olsun hepsi birer çiçektir. Yani, yetiştiği toprağın, kültürün tüm zenginliğini, güzelliğini üstünde taşıyan çiçeklerdir.
Ve; çocuklar, doğallığı bozulmaması, korunması ve daha önemlisi yüceltilmesi gereken insanlık mirasıdır.
Bu yüzden okula giderken isteksiz davrandı yada hoşa gitmeyen bir tutum sergiledi diye çocuğu azarlamak, şiddet uygulamak, örselemek bana göre günümüzde bir insanlık suçudur ve de ayıbıdır.