Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Ekrem YILDIZ->KUSTURANA DEĞİL KUSTURTANLARA BAKALIM [ Arama ]

KUSTURANA DEĞİL KUSTURTANLARA BAKALIM
Başlık KUSTURANA DEĞİL KUSTURTANLARA BAKALIM
Açıklama 13 Ekim 2010 tarihli Demokrat Gümüşhane Gazetesindeki yazısı
Siteye Ekleyen Recep Ergin
       ALTIN POTAKAL BUZ TUTTU

      Havalar bir anda soğudu. Eskilerde kasım ayına doğru kurulan sobalar ekim ayından itibaren tütmeye başladı… Siyaset, gündem yerini kış hazırlıklarına bıraktı. Bu arada Türkiye’den bir Sırp yönetmen geldi geçti ki tüm havaları buz etmeye yetti. Altın Portakal buz kesti…

        Bu gün ters köşe olarak gündemi ve de gazete manşetlerini ve sütunlarını işgal eden insanı kusturan Sırp yönetmen Kusturica’dan bahsedeceğiz. Aslında tüm bu tartışmalara sebep olan sırp yönetmen değil onu bu ülkeye jürü üyesi olarak davet eden Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın AKAYDIN’dır. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı’na sormak gerekir, davet edilecek başka jüri üyesi kalmadı mı diye? Eğer o coğrafya’dan birini çağıracaksanız birçok alternatif var. Bosna’da yaşanan tecavüz mağduru kadınların hikayesini anlattığı Grbavica filmiyle Berlin Film Festivalinde Altın Ayı ödülünü alan Jasmila JBANİC veya savaş yıllarında kaybolan kocalarını bekleyen kadınların hikayesini anlattığı Cannes Film Festivalinde ödül yönetmeni Aida BEGİÇ, ya da Oscar ödüllü Danis TANOVİÇ… Nedense Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı ve Akdeniz Üniversitesi eski rektörü Sayın Prof.Dr. Mustafa AKAYDIN bu alternatifleri görmeyerek Sırp kasabı olarak bilinen Karaciç’i destekleyen bir sırp yönetmeni çağırıyor. Haliyle bu ülkenin bakanından, Belediye meclis üyesinden ve halktan tepki alıyor.

        BAY BAŞKAN

       Oysaki sayın başkan bu milletin hassasiyetlerini ve değerlerini çok iyi bilen bir insandır. Bile bile bunu yapmanın izafiyeti yoktur diye düşünüyorum. Bunu yapmasında açıkçası iyi bir niyet göremiyorum. Kusturica bulunmayan Hint kumaşı değil ki alternatifi olmasın. Sayın başkan bunu yapacağına alternatif isimlerden birini çağırmış olsaydı hem akademik unvanına hem de ülkesi ve ili adına yakışanı yapmış olurdu. Tabiri caizse yapılan davranış yenilir yutulur cinsten bir iş değildi. Altın portakala gölgelenmiştir. Belediye başkanları halkın başkanlarıdır, halkın isteğini göz önünde bulundurmalı ve hassas noktalar gözden geçirilmelidir. Asıl merak edilen Antalya halkı başkanlarına ne tepki verecek?  Eski bir rektör hem de üniversiteler arası kurul başkanlığı yapmış olan bir kişi bunu yaparsa daha ne diyelim?

       UNUTULMAYAN GERÇEK

       Psikolojide algıda zemin kavramı vardır. Zemin değişmeden algıda bir değişiklik olmaz. Şimdi bizim bakışımız kendi zeminimizden sayın başkan acaba hangi zeminden bakıyor diye merak ediyoruz. Yoksa farklı zeminlerden mi bakıyoruz. Bizim algımızdan ortaya çıkan bu otomatik süreçte buradan her köşe yazarı gibi eylemimizi dile getiriyoruz ve bunun sonuçlarını da bekliyoruz. Aslında bu yaşananlar küçükmüş gibi görünse de yarın için oluşabilecek büyük sorunlara tıkaç olması bakımından haklı bir tepki. Bu gün kusturica gibilerine ve onları masum fikirli insanlar olarak ne olmuş canım türünden önümüze koyan insanlara bu gün tepki koyamazsak yarın öbür gün kimleri getiriler Allah bilir. Belki de onlarda bunu biliyorlar ve Türk halkının davranış yapısında ve değerlerinde bir değişiklik var mı diye yoklama çekiyorlar. Aslında onlarda biliyorlar ki bu ülkede anayasalar değişse de, iktidarlar değişse de Avrupa Birliği normlarını kabul etse de Türk halkının tarihin derinliklerinden gelen sağduyu, inanç ve kararlılığı asla değişmeyecektir. Her ne kadar bazı kavramlar yumuşama göstermiş olsa da bizlerin yumuşamayacak olan değerleri kıyamete kadar baki kalacaktır. Biz ne zaman ki bu tür olaylara kayıtsız kalırsak işte o zaman asimile olmaya başlamışız demektir. Türk halkı Bosna’da yaşanan insanlık zulmünü unutmadı. İşin içine din sözünü katıp Müslümanlık demiyoruz. Orada yaşananlar başta insanlık zulmüydü, halkın Müslüman olması zaten bu gün İsrail’in Filistin’e yapmış olduğu uygulama ile eş değer. Başımızdaki idarecilerin hassasiyetlerimizi bilmesi gerekir. Müslüman Mahallesinde salyangoz satılmaz derler, derler de hala neden bu hassasiyetler iki de bir yoklanır durulur. Gerçekler asla unutulmaz bilmezler mi?

     Saygılarımla…
Oyu Puanı: 5 - Ortalama:

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 10 (0 Kayıtlı Üye 10 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 0.86473 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu